RAHMAN 14 / 18 |
خَلَقَ الْإِنسَانَ
مِن
صَلْصَالٍ
كَالْفَخَّارِ
{14} وَخَلَقَ
الْجَانَّ مِن
مَّارِجٍ
مِّن نَّارٍ {15} فَبِأَيِّ
آلَاء
رَبِّكُمَا
تُكَذِّبَانِ
{16} رَبُّ
الْمَشْرِقَيْنِ
وَرَبُّ
الْمَغْرِبَيْنِ
{17} فَبِأَيِّ
آلَاء
رَبِّكُمَا
تُكَذِّبَانِ
{18} |
14.
İnsanı testi gibi ses veren kupkuru çamurdan yarattı.
15.
Cinni de dumansız ateşten yarattı.
16. O
halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
17. O, hem
iki doğunun Rabbidir, hem de iki batının Rabbidir.
18. O
halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz.
Yüce Allah sema ve yer
gibi büyük alemi, onlarda bulunan vahdaniyet ve kudretine delalet eden varlıkları
yaratmayı sözkonusu ettikten sonra, küçük alemi yarattığından söz ederek
"insanı ... yarattı" diye buyurmaktadır. Burada "insan"dan
kasıt, tevil bilginlerinin ittifakı ile Adem (a.s)'dır.
"Testi gibi ses
veren kupkuru bir çamurdan" buyruğunda geçen "Kupkuru çamur"
sesi işitilebilen kurumuş çamur demektir. Yüce Allah onu pişen testiye
(seramiğe) benzetmektedir. Bu, kum karıştırılmış çamurdur denildiği gibi,
kokuşmuş çamurdur diye de açıklanmıştır ki, bu da: "Et kokuştu" ifadesinden
gelmektedir. Buna dair açıklamalar daha önce el-Hicr Suresi'nde (26. ayetin
tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
Yüce Allah burada:
"Testi gibi ses veren kupkuru bir çamurdan" diye buyurmakta, orada da
"kuru çamurdan değişmiş ve şekillenmiş bir balçıktan" (el-Hicr, 26) diye
buyurmuştur. Bir başka yerde ise: "Biz onları yapışkan bir çamurdan
yarattık." (Saffat, 11) diye buyurduğu gibi, başka bir yerde de:
''...Ademin misaligibidir. Onu topraktanyarattı. "(Al-i İmran, 59) diye
buyurmaktadır. Bütün bunlar mana itibariyle birbirleriyle uyum halindedir.
Çünkü yerin toprağını alıp, onu yoğurduktan sonra çamur olmuş, sonra kokuşan
bir çamur gibi olmuş, sonra da testi gibi ses veren bir kuru çamur haline
gelmiştir.
"Cinni de dumansız
ateşten yarattı" buyruğu hakkında el-Hasen şöyle demiştir: Can (cin);
İblistir. Bu da cinlerin atasıdır. "Can"ın cinnin tekili olduğu da
söylenmiştir. "Dumansız ateş" lafzı İbn Abbas'tan nakledildiğine
göre, alev demektir. O şöyle demektedir: Yüce Allah cinni katıksız (dumansız)
ateşten yaratmıştır. Yine ondan nakledildiğine göre o alevaldığı zaman yan
tarafında bulunan dilli bölümünden yaratılmıştır.
el-Leys şöyle demiştir:
"Dumansız ateş"den kasıt, şiddetli alevi bulunan yukarı doğru
yükselen şule demektir. İbn Abbas'tan rivayete göre bu, ateşin üstündeki
alevolup kırmızı, sarı ve yeşil renklerin birbirine karıştığı alevdir. Buna
yakın bir açıklama Mücahid'den nakledilmiştir. Hepsi de anlam itibariyle
birbirine yakındır.
Bir diğer açıklamaya
göre; "Dumansız (diye meali verilen bu lafız) alıkonulmamış, serbest
bırakılmış herbir iş demektir. el-Müberred'in görüşü de buna yakındır. O şöyle
demektedir: Bu alıkonulmayan, serbest bırakılmış ateş demektir. Ebu Ubeyde ve
el-Hasen de şöyle demiştir: Bu, ateş karışımıdır. Bunun aslı karışıp çalkalanma
halini anlatmak üzere kullanılan: (...) köküdür. Rivayet olunduğuna göre Yüce
Allah iki ayrı ateş yaratmış ve sonra bunların birini diğerine karıştırmış.
Biri diğerini yiyip bitirmiştir. İşte Semum ateşi budur, Allah İblis'i ondan yaratmıştır.
el-Kuşeyri dedi ki:
(...) sözlükte, serbest yahut karışık anlamındadır. Kelime meful anlamında fail
veznindedir. (Bu bakımdan) şanı Yüce Allah'ın: "Atılıp dökülen bir su
" (et-Tarık, 6) buyruğu ile: "Hoşnud kalınan bir yaşayış" (el-Hakka,
21) buyruklarına benzemektedir. Buyruk; karışımlı, serbest bırakılmış demektir.
el-Cevheri es-Sıhah ta şöyle demektedir: "Dumansız ateşten" cinnin
kendisinden yaratıldığı dumansız ateş demektir.
"O hem iki doğunun
Rabbidir, hem de iki batının Rabbidir. O halde Rabbinizin nimetlerinden
hangisini yalanlayabilirsiniz?" O her iki doğunun da Rabbidir
anlamındadır. es-Saffat Süresi'nde: "Doğuların da Rabbidir" diye buyurulmuştur. Orada bu hususa dair
açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN