ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

ZARİYAT

47

/

49

 

وَالسَّمَاء بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ {47}

 وَالْأَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ {48}

 وَمِن كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ {49}

 

47. Ve Biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik ve muhakkak Biz genişleticileriz.

48. Yeri de döşedik. Ne güzel döşeyenleriz!

49. Herşeyden de çift çift yarattık. İyi düşünürsünüz diye.

 

Yüce Allah bu ayetleri "alamet ve belgeleri" açıkladıktan sonra "ve Biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik." diye buyurarak; gökte de, yaratıcının kemal derecesinde herşeye kadir olduğunu gösteren ayetler (belgeler) ve ibretler vardır, diye buyurmakta ve "sema"nın durumunu Nuh kavminin kıssasına atfetmektedir. Çünkü her ikisi de birer ayet (delil, belge ve alemet)dir.

 

"Kudret ve kuvvetle" buyruğu, İbn Abbas ve başkalarından gelen rivayete göre kuvvet ve kudretle diye açıklanmıştır.

 

"Ve muhakkak Biz genişleticileriz." İbn Abbas güç yetirenleriz, kudret sahibi olanlarız, diye açıklamıştır. Biz genişlik sahibi kimseleriz, diye de açıklanmıştır. Semayı ve başka varlıkları yaratmak dolayısıyla, yaratmayı dilediğimiz herhangi bir şey sebebiyle Bize darlık gelmesi sözkonusu değildir. Şöyle de açıklanmıştır: Bizler yarattıklarımızın rızıklarını genişletenleriz. Bu açıklama da İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir. el-Hasen: Güç yetirenleriz diye açıklamıştır. Yine ondan rivayete göre; Biz yağmur ile rızkı genişletenleriz, diye açıkladığı nakledilmiştir. ed-Dahhak dedi ki: Biz sizi zengin kılanlar, ihtiyaçtan kurtaranlarız, demektir. Bunun delili de: "Eligeniş olan kendi halince" (el-Bakara, 236) buyruğunda aynı kökten gelen lafzın "zengin olan" anlamında kullanılmış olmasıdır.

el-Kutebi dedi ki: Biz yarattığımız varlıklar üzerinde geniş lütuf sahibiyiz, demektir. Anlamlar birbirlerine yakındır.

 

Bizler sema ile arz arasında bir genişlik yarattık, diye de açıklanmıştır. el-Cevheri dedi ki: "Adam bolluk ve genişlik içinde oldu" demektir. Yüce Allah'ın: "Ve Biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik ve muhakkak Biz genişleticileriz" buyruğunda da aynı anlamdadır. Yani biz muhtaç olmayan ve güç yetirenleriz demektir. Bu açıklama bütün görüşleri kapsamaktadır.

 

"Yeri de döşedik." Yani Biz yeri tıpkı bir döşek gibi suyun üzerinde yaydık ve uzattık.

"Ne güzel döşeyenleriz!" Onlar için ne güzel döşeyenleriz hazırlayanlarız, demektir. Buradaki "Biz" çoğul zamiri ta'zim içindir.

 

"Döşeği yaydım ve hazırladım" demektir. "İşlerin düzene koyulması ve düzeltilmesi" anlamındadır.

 

"Her şeyden de çift çift yarattık." İki tür ve birbirinden farklı iki çeşit yarattık. İbn Zeyd dedi ki: Erkek ve dişi, tatlı ve ekşi ve buna benzer. Mücahid dedi ki: Erkek ve dişi, sema ile arz, güneş ve ay, gece ve gündüz, aydınlık ve karanlık, düzlük ve dağlık, cinler ve insanlar, hayır ve şer, sabah ve akşam ve sesler gibi farklı şeyler demektir.

 

Yani Biz bunları da diğerleri gibi kudretimize delil kıldık. İşte buna güç yetiren, varlıkları tekrar yeniden yaratmaya da kadir olmalıdır.

 

"Herşeyden de çift çift yarattık" buyruğunun şu anlama geldiği de söylenmiştir: Böylelikle bu çiftleri yaratanın bir ve tek olduğunu bilesiniz. Çünkü O'nun sıfatları arasında hareket, sükun (hareketsizlik), aydınlık, karanlık, oturmak, kalkmak, başlangıcının olması, sonunun olması gibi şeyler düşünülemez. Zira o Yüce Allah, bir ve tektir. ''Onun benzeri hiçbir şey yoktur. " (eş-Şura. 11) "İyi düşünürsünüz diye."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Zariyat 50-55

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR