ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MUHAMMED

6

وَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ عَرَّفَهَا لَهُمْ

 

6. Ve onları kendilerine tanıttığı cennete girdirecek.

 

Yani onlar cennete girecekleri vakit, haydi kalacağınız konaklarınıza dağılın, denilecek. Onların kalacakları konaklarını bilip tanımaları, cuma namazına katılanların evlerine döndükleri vakit, kendi evlerini bilip tanımalarından daha ileri derecede olacaktır. Bu anlamdaki açıklamayı Mücahid ve müfessirlerin çoğu yapmıştır. Buharı'de bu görüşün doğruluğuna delil teşkil eden Ebu Said el-Hudri'den gelen bir rivayet yer almaktadır. O dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Müminler cehennem ateşinden kurtulacaklar ve cennet ile cehennem ateşİ arasında bir köprü üzerinde alıkonulacaklar. Dünya hayatında iken kendi aralarındaki birtakım haksızlıkların (haksızlığa uğramış bulunan) birtakım kimselerin lehine kısas yapılır. Nihayet arındırılıp tertemiz edileceklerinde cennete girmelerine izin verilecektir. Muhammed'in nefsi elinde olana yemin ederim ki, onlardan herhangi bir kimsenin cennetteki konağına giden yolu bilmesi, sizden herhangi birinizin dünyadaki evine giden yolu bilip tanımasından daha ileri derecede olacaktır. ''

 

"Ve onları kendilerine tanıttığı cennete" buyruğunun, herhangi bir istidlal olmaksızın, onu tanıyacak noktaya varıncaya kadar kendilerine açık seçik bildirdiği anlamına geldiği de söylenmiştir.

 

el-Hasen dedi ki: Yüce Allah dünyada cenneti, niteliklerini onlara tanıtmış bulunmaktadır. Onlar oraya girecekleri vakit bu nitelikleriyle cenneti tanıyacaklardır.

 

Buyrukta hazfedilmiş ifadeler olduğu da söylenmiştir. Bu da şu demektir: Yüce Allah cennetin yollarını, meskenlerini ve onlara ait o cennetin evlerini tanıtmış bulunmaktadır. Buna göre muzaf hazfedilmiş olmaktadır.

 

Bu tanıtmanın bir kılavuz aracılığıyla olacağı da söylenmiştir. Bu ise kulun amelini yazmakla görevli olan melektir. Bu melek kulun önünde yürüyecek, kul da arkasından konaklayacağı eve varıncaya kadar gidecektir. Melek ona cennette kendisi için verilmiş olan herşeyi tanıtmış olacaktır. Ancak Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiği hadis, bu kanaati reddetmektedir.

 

İbn Abbas dedi ki: "Kendilerine tanıttığı" çeşitli zevk verici şeyler ile kendilerine hoş kıldığı ... demektir. Buradaki "tanıtmak" anlamındaki fiil hoş koku demek olan: (...)'den alınmıştır. (...) de: "Tadı hoş kılınmış (güzel pişirilmiş) yemek" demektir. Araplar bir yemeği tuz ve çeşitli tohumlarla (baharat ve benzerleri ile) tadının güzelleştirilmesini anlatmak üzere: (...) derler. Şair de bir adama hitab edip onu överken şöyle demektedir: "Misk parçalarının kokusunu güzelleştirdiği (kadınların giydiği) yensiz bir elbise gibi, sen de hoş kokulusun."

 

Bu tabirin, çokluğundan ötürü yemeğin üstüste yığılmasından geldiği de söylenmiştir. Mesela: "üstüste ipekler" demektir. Bu da "at yelesi" demek olan "urfu'l-feras" gibi birbiri arkasında bulunan: (...)'den gelmektedir.

 

"Kendilerine tanıttığı" buyruğunun kendilerine cennetle mükafat verilmesi gerekecek şekilde itaate muvaffak kıldığı anlamına geldiği de söylenmiştir. Bir başka açıklamaya göre o, semada bulunanlara cennete gireceklerin, cennetteki lütuf ve ikramlarını, değerlerini açığa çıkarmak maksadı ile cennet verileceğini bildirmiştir.

 

Bir diğer açıklamaya göre de Yüce Allah, itaat eden kullarına cennetin kendilerinin olacağını bildirmiştir, demektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Muhammed 7

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR