DUHAN 51 / 53 |
إِنَّ
الْمُتَّقِينَ
فِي مَقَامٍ
أَمِينٍ {51} فِي
جَنَّاتٍ
وَعُيُونٍ {52} يَلْبَسُونَ
مِن سُندُسٍ
وَإِسْتَبْرَقٍ
مُّتَقَابِلِينَ
{53} |
51.
Takva sahibleri ise, muhakkak emin bir makamdadırlar.
52.
Cennetlerde ve pınarlardadırlar.
53. İnce
ve kalın ipeklerden giyerler. Karşılıklı otururlar.
Yüce Allah kafirlerin kalacakları
yeri ve azaplarını sözkonusu ettikten sonra "Takva sahibleri ise muhakkak
emin bir makamdadırlar" buyruğunda müminlere yapılacak ikramları ve
nimetleri sözkonusu etmektedir.
" ... bir
makamdadırlar" buyruğunu Nafi' ve İbn Amir "mim'' harfini ötreli
olarak: (...) diye okumuşlardır, diğerleri ise "mim" harfini üstün
okumuşlardır. el-Kisai dedi ki: "Mim" harfi ötreli olarak,
"mekan ve ikamet etmek" anlamlarına gelir. Şairin şu mısraında olduğu
gibi: "O diyarda konaklanılan yerde ikamet olunan yerde de izler silinip
gitti."
el-Cevheri: dedi ki: Bu
iki söyleyişin bazan herbirisi de ikamet etmek anlamına gelebilir, bazan da
kalınan yer anlamında olabilir. Çünkü biz bunu:
"Kalktı,
kalkar" fiilinden gelmiş kabul edersek, "mim" harfi üstün
olmalıdır. Eğer: "İkamet etti, ikamet eder" şeklinden geldiğini kabul
edersek, "mim" harfi ötreli okunur, Çünkü fiil kök itibariyle üç
harften fazla oldu mu; mekan isminin "mim" harfi ötreli gelir. Çünkü
böylece o dört harfli fiillere benzemiş olur. "Yuvarladı" fiilinden
"Bu bizim yuvarlanma yerimizdir" demek gibi, (...)'in "mim"
harfi üstün okunursa, bulunulan yer ve meclis anlamına geldiği, ötreli olduğu
takdirde ise, mekanın kastedilebildiği de söylenmiştir. Mastar olması da
mümkündür. Bu durumda onun için bir muzaf takdir edilir. İkamet yerinde",
demek olur,
"Emin" içinde
afetlerden emin olunan bir yer demektir.
"Cennetlerde ve
pınarlardadırlar" buyruğu, "emin bir makamdadırlar" buyruğundan
bedeldir.
"İnce ve kalın
ipekten giyerler, karşılıklı otururlar." Yani biri diğerinin sırtına
bakmaz, yüzyüze bakarlar. Nereye dönerlerse, meclisleri de öylece onlarla
birlikte döner.
"Sundus" ince
ipek, "istebrak" de kalın ipek demektir. Buna dair açıklamalar daha
önceden el-Kehf Süresi'nde (31. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN