DUHAN 47 / 48 |
خُذُوهُ
فَاعْتِلُوهُ
إِلَى
سَوَاء
الْجَحِيمِ {47} ثُمَّ صُبُّوا
فَوْقَ
رَأْسِهِ
مِنْ
عَذَابِ الْحَمِيمِ
{48} |
47.
"Yakalayın onu! Sürükleyerek götürün cehennemin ortasına!
48.
"Sonra da, o kaynar suyun azabından dökün başının üstüne!"
"Yakalayın
onu!" Yani zebanilere: Onu yakalayın, denilecek. Kasıt o çok günahkar
kişidir.
"Sürükleyerek
götürün ... " Yani onu çekip sürükleyin, götürün.
"Bir adamın
yakasından tutup onu çekiştirmek" demektir, Yani böyle bir kimseyi bir
hapishaneye ya da başına bir bela getirmek maksadıyla götürmek üzere kendine
doğru çekmek demektir. "Adamı şiddetlice çektim. çekiyorum" demektir.
''Çekilen adam" demektir. şair bir atı nitelendirirken şunları
söylemektedir: "Dizginlerini güzelce çekeriz, ama şiddetlice kendimize
doğru çekmeyiz."
Bu lafız; (...) ile
(...) şeklinde hem "lam'. hem "nun" ile kullanılır. Bu
açıklamayı İbn es-Sikkıt yapmıştır.
Kufeliler ile Ebu Amr:
''Sürüyerek götürün onu" diye kesreli okumuşlardır, diğerleri ise (lam
harfini) ötreli okumuşlardır.
"Cehennemin
ortasına! Sonra da o kaynar suyun azabından dökün başının üstüne!" Mukatil
dedi ki: Cehennemin bekçisi olan Malik demirden bir tokmak ile Ebu Cehil'in
başımı öyle bir darbe indirir ki, kafatası beyninin üzerinden ayrılır ve
darmadağın olur. Beyni vücudundan aşağıya akar. Sonra melek, hararetini
karnında hissedeceği şekilde üzerine sımsıkı bir su döker. Melek ona: Tat
azabı! diye hitab eder. Bunun bir benzeri de Yüce Allah'ın: "Başları
üzerinden gayet kaynar su dökülür" (Hac, 19) buyruğudur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN