DUHAN 24 |
وَاتْرُكْ
الْبَحْرَ
رَهْواً
إِنَّهُمْ جُندٌ
مُّغْرَقُونَ |
24. "Denizi de
olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
''Açık" lafzını İbn
Abbas yol diye açıklamıştır. Ka'b ve el-Hasen de böyle demiştir. Yine İbn Abbas'tan,
açık yol demek olduğu nakledilmiştir. edDahhak ve er-Rabi düz olarak, İkrime
kuru olarak diye açıklamışlardır. Çünkü Yüce Allah bir başka yerde: "Onlar
için denizde kupkuru bir yol aç" (Ta-Ha, 77) diye buyurmuştur .. Bunun
"ayrı" anlamında olduğu da söylenmiştir. Mücahid arada bir boşluk
bırakacak şekilde ayrı diye açıklarken, yine ondan kuru anlamına geldiği de
nakledilmiştir. Sakin ve hareketsiz diye açıkladığı da rivayet edilmiştir.
Dilde bilinen anlamı budur. Katade ve el-Herev! de böyle demişlerdir.
Başkaları ise, arasında
boşluk bulunan ayrı diye açıklamışlardır, İbn Arafe şöyle demektedir: Lafızları
ayrı olsa bile manaları birdir. Çünkü denizin akması durdu mu ayrılır ve boşluk
olur. İşte denizin akması böylece durdu ve Musa için ayrılmış oldu,
Araplara göre:
"Sakin" demektir. Ivksela: "Atlar sükunetle geldiler"
demektir. şair de şöyle demiştir: "Atlar dizginleriyle sükunetle hızlıca
yol alıyorlar,
İri damlalar yağdıran ve
dolusuda olan buluttan kurtulan kuş gibi,"
el-Cevheri dedi ki:
"Bu işi sükunetle yap" anlamında: (...) denilir. "Sakin ve
müreffeh bir yaşayış"; "Develerin su içtikleri yerin uzakta bulunduğu
yumuşak ve düzlük arazi"yi anlatmak için kullanılır. "Deniz
sakinleşti" demektir.
Ebu Ubeyde dedi ki:
"Ayaklarını (adımlarını) açtı, açar" demektir. Yüce Allah'ın:
"Denizi de olduğu gibi açık bırak" buyruğu da buradan gelmektedir.
"Kolay yol alış demektir. ''Atlar sukunetle geldi" denilir.
İbnu'l-A'rabi dedi ki: ''Yürüyüşte zorluk çıkarmadı, çıkarmaz" demektir.
el-Katami de binekleri nitelendirirken şunları söylemektedir: "Rahat ve
kolay yürür (o binek)ler, bunun içen ne sağrılan yardımsız bırakır, Ne de
göğüsleri sağrılarına bel bağlar."
"Yüksekçe bir
yer" demektir. Aynı şekilde içinde suyun toplandığı alçak ve çukur yer
anlamına da gelir. O halde bu, zıt anlamlı lafızlardandır.
Ebu Ubeyd dedi ki:
"Bir kavmin kaldığı yerde yağmur ve başka suların içine aktığı yuvarlak ve
çukurca yer" demektir. Hadis-i şerifte de: Peygamber (s.a.v.) evin
etrafındaki boşlukta, yolda iki evarasındaki yolda, evin arka tarafında ve:
"Çukur yerde" şuf'a bulunmadığına hükmetmiştir. denilmektedir.
Çoğulu: (...) diye gelir. en-Nadr b, Şumeyl'in naklettiğine göre: "Ferci
geniş kadın" demektir. Yine bu kelime bir çeşit kuşun da adıdır.
Denildiğine göre bu turna kuşudur.
el-Herevi dedi ki:
Buradaki "açık" lafzının Musa'nın sıfatı olması da mümkündür.
el-Kuşeyri de böyle demiştir. Sükunetle yavaş yavaş yürü, de mek olur. O halde
bu Musa'nın ve onun kavminin sıfatı olup denizin sıfatı değildir. Birinci
görüşe göre ise denizin sıfatıdır, yani sen denizi ayrılmış haliyle sakin
olarak bırak. Ona, eski haline gelmesi için kavuşması emrini verme ki, Firavun
ve kavmi de içine girsin.
Katade dedi ki: Musa
denizi aştıktan sonra tekrar eski haline gelsin diye asasıyla denize vurmak
istedi. Firavun'un peşinden gelmesinden korkmuştu. İşte bundan dolayı ona bu
emir verildi.
Bu kelimenin
"sükunet"den gelmeyip, iki şey arasındaki açıklık ve boşluk anlamında
olduğu da söylenmiştir. Mesela: "İki ayağın (adımların) arasını açtı"
denilir. Buna göre bu, açık ve birbirinden ayrı demek olur. el-Leys dedi ki:
''Sükunetle yürümek" demektir. "Sükunetle yürüdü, yürür. sükunetle
Yürümek" denilir ki böyle yürüyen kişiye -ism-i fail-: (...)'' denilir.
"Rahat ve sakin bir yaşayış'' demektir. "Sen bu işi zorluksuz ve
sükunet ile yap!" anlamındadır ki bu anlamı az önce zikretmiş bulunuyoruz.
"Çünkü onlar"
yani Firavun ve kavmi "boğulacak bir ordudur." Yüce Allah kalbi sükun
bulsun diye bunu Musa'ya haber verdi.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN