ZUHRUF 26 / 27 |
وَإِذْ
قَالَ
إِبْرَاهِيمُ
لِأَبِيهِ
وَقَوْمِهِ إِنَّنِي
بَرَاء
مِّمَّا
تَعْبُدُونَ
{26} إِلَّا
الَّذِي
فَطَرَنِي
فَإِنَّهُ
سَيَهْدِينِ {27} |
26. Hani
İbrahim babasına ve kavmine: "Muhakkak ben sizin ibadet etmekte olduğunuz
şeylerden uzağım" demişti.
27.
"Ancak beni yaratan müstesna. Gerçekten O, beni hidayete kavuşturacaktır.
"
"Hani İbrahim babasına
ve kavmine ... demişti" sözleri sen bunlara onun şu söylediklerini
hatırlat demektir.
"Muhakkak ben sizin
ibadet etmekte olduğunuz şeylerden uzağım." "Beri olmak, uzak
olmak" lafzı bir ve daha fazla şahıslar için kullanılır. Bunun tesniyesi
ve çoğulu olmadığı gibi müennes kipi de yoktur. Çünkü bu sıhhat yerinde
kullanılan bir mastardır. O bakımdan tesniye ve çoğulu yapılarak ''Uzak iki
kişi, uzak kişiler" denilmez. Çünkü ifade "Beri olmak özelliğine
sahip, beri olmak özelliğine sahip kimseler" demektir.
el-Cevherı şöyle
demektedir: "Ben şundan teberri ettim, uzaklaştım"; ''Ben ondan
beriyim, uzağım"; ''Ondan ayrıyım" denilir. Bunun ikili ya da çoğulu
gelmez. Çünkü aslı itibari ile mastardır. ''İşitti, işitmek" gibi. Buna
göre ''Ben ondan beriyim, ondan uzağım, ayrıyım" denilmekle hem tesniye,
hem çoğul, hem de müennes için kullanılmış olur. Çoğulu ifade etmek için
"Biz ondan beri, uzak kimseleriZ" denilir. ''Fakih"ın çoğulunun
(...) diye gelmesi gibi. çoğul olarak (...) diye de gelir. Tıpkı "Kerim"in
çoğulunun (...) diye gelmesi gibi. (...) diye de çoğulu yapılabilir ..'' Çok
şerefli kimse" lafzının çoğulunun (...) diye gelmesi gibi (...) diye de
çoğulu yapılabilir. (...) lafzının çoğulunun (...) gelmesi gibi. Bunun çoğulu
(...) şeklinde de yapılabilir.
Müennes için de: ''beri
(suçsuz) bir kadın, suçsuz beri iki kadın ve onlar beri suçsuz
kadınlardır" şeklinde de kullanılır. Erkek için (...) şekli tekil olarak
kullanılır, çoğul şekli de (...) diye gelir. Tıpkı ''Çok acaip" lafzının
(...) diye çoğulunun gelmesi gibi. Her ayın ilk gecesine de "el-Bera"
denilir. Ona bu ismin veriliş sebebi, ayın güneşten teberri etmesidir.
"Ancak beni yaratan
müstesna" buyruğunda istisna muttasıldır. Çünkü onlar kendi ilahlarıyla birlikte
Allah'a da ibadet ediyorlardı. Katade dedi ki: Onlar putlara ibadetle birlikte
Allah Rabbimizdir, diyorlardı.
Bununla birlikte
istisnanın munkatı olması da mümkündür. Yani beni yaratan beni doğru yola
iletir. O Yüce Allah'a güven ile ve hidayetin Rabbinden olduğu hususuna
kavminin dikkatini çekmek için bu sözü söylemişti.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN