ŞURA 18 |
يَسْتَعْجِلُ
بِهَا
الَّذِينَ
لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا
وَالَّذِينَ
آمَنُوا
مُشْفِقُونَ
مِنْهَا
وَيَعْلَمُونَ
أَنَّهَا
الْحَقُّ أَلَا
إِنَّ
الَّذِينَ
يُمَارُونَ
فِي السَّاعَةِ
لَفِي
ضَلَالٍ
بَعِيدٍ |
18. Ona iman
etmeyenler onun çabucak gelmesini isterler. Ona iman edenler ise ondan yana
korku içindedirler ve onun hiç şüphesiz hak olduğunu bilirler. Bilin ki o saat
hakkında tartışanlar, elbette uzak bir sapıklık içindedirler.
"Ona iman
etmeyenler" kıyametin gelmeyeceğini zannederek alayetmek üzere yahutta
zayıf kabul ettikleri kimselere gerçekleşmeyeceği izlenimini vermek maksadı ile
"onun çabucak gelmesini isterler. Ona iman edenler ise, ondan yana korku
içindedirler." itaat yolunda gayretlerini ortaya koymakla birlikte,
yaptıkları iyi işleri küçük gördüklerinden ötürü, korkarlar ve endişe duyarlar.
Nitekim Yüce Allah: "Verdİklerini verirlerken Rabblerinin huzuruna
dönecekler diye kalpleri ürperenler. .. " (Mu'minun, 60) buyruğu ile
benzeri bir durumu dile getirmektedir.
"Ve onun"
kendisinde şüphe ve tereddütün sözkonusu olmayan "hiç şüphesiz hak
olduğunu bilirler."
"Bilin ki o saat
hakkında tartışanlar" kıyametin saati hakkında tartışıp şüphe edenler
"elbette" haktan ve ibret almak yolundan "uzak bir sapıklık
içindedirler." Çünkü onlar eğer öğüt alacak şekilde düşünselerdi
kendilerini önce topraktan, sonra bir nutfeden yaratıp ulaştıkları seviyeye
kadar ulaştıranın, onları ölümden sonra tekrar diriltmeye kadir olduğunu da elbetteki
bilir ve kabul ederlerdi.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN