MU’MİN 79 / 81 |
اللَّهُ
الَّذِي
جَعَلَ
لَكُمُ
الْأَنْعَامَ لِتَرْكَبُوا
مِنْهَا
وَمِنْهَا
تَأْكُلُونَ
{79} وَلَكُمْ
فِيهَا مَنَافِعُ
وَلِتَبْلُغُوا
عَلَيْهَا
حَاجَةً فِي
صُدُورِكُمْ
وَعَلَيْهَا
وَعَلَى الْفُلْكِ
تُحْمَلُونَ
{80} وَيُرِيكُمْ
آيَاتِهِ
فَأَيَّ
آيَاتِ اللَّهِ
تُنكِرُونَ {81} |
79.
Allah davarları bazısına binesiniz, bazısını da yiyesiniz diye sizin için
yaratandır.
80. Ve
sizin için onlarda faydalar vardır. Kalplerinizdeki arzuya onların üzerine
ulaşmanız için ... üstelik hem onların üzerinde, hem gemilerin üstünde
taşınırsınız.
81.
Sizlere ayetlerini gösteriyor. Allah'ın ayetlerinden hangisini inkar
ediyorsunuz?
"Allah
davarları" buyruğu hakkında Ebu İshak ez-Zeccac dedi ki: Burada
"el-en'am: davarlar"dan kasıt develerdir.
"Bazısına
binesiniz, bazısını da yiyesiniz diye sizin için yaratandır." Atların
etinin yenilmeyeceğini söyleyip develerin yenileceğini mübah kabul eden
kimseler, Yüce Allah'ın davarlar hakkında "bazısını da yiyesiniz
diye" buyurmuş olduğunu, buna karşılık atlar hakkında ise: "Hem
binmeniz için hem de süs olmak üzere atları, katırları ve merhebleri
(yarattı)" (en-Nahl, 8) diye buyurmuş, buna karşılık bunların
yenilmelerinin mübah olduğunu sözkonusu etmemiş olduğunu delil gösterirler. Bu hususa
dair yeterli açıklamalar daha önceden en-Nahl Süresi'nde (8, ayet, 5, başlıkta)
geçmiş bulunmaktadır.
"Ve sizin için
onlarda faydalar vardır." Tüylerinde, yünlerinde, kıllarında Süt, yağ,
tereyağı, peynir ve buna benzer daha başka faydalar vardır.
"Kalplerinizdeki
arzuya onların üzerinde ulaşmanız için." Yani bunlar yolculuklarda
yüklerinizi taşırlar. Bütün bunlara dair açıklamalar daha önce en-Nahl
Süresi'nde (7-8, ayetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. Bunları burada
tekrarlamanın bir anlamı yoktur.
Daha sonra Yüce Allah
şöyle buyurmaktadır: "üstelik hem onların" karada davarların
"üzerinde, hem" denizde "gemilerin üstünde taşınırsınız."
"Sizlere ayetlerini
gösteriyor." Sözü geçen bu hususlarda O'nun birliğine ve kudretine delalet
eden ayetlerini, belgelerini gösteriyor.
''Allah'ın ayetlerinden
hangisini inkar ediyorsunuz?" buyruğundaki ''Hangisi" buyruğu;
''İnkar ediyorsunuz" ile nasbedilmiştir. Çünkü istifhamın (sorunun) sözün başında
gelmesi gerekir. O bakımdan ondan önceki amiller onda amel etmezler.
Şayet fiil ile birlikte
"he" ("onu" anlamında) gelmiş olsaydı, o zaman (...)'nin
ref ile okunması tercih edilirdi. Eğer istifham elif ya da: "mi, mı ...
" ile gelmiş olsaydı, onlardan sonra da bir isim gelip sonra da he zamiri
bulunan bir fiil gebeydi, o takdirde tercih edilen okuyuş nasb okuyuşu olurdu.
Buyruğun anlamı şudur:
Sizler bütün bunların Allah tarafından yaratıldıklarını inkar etmediğinize
göre; O'nun öldükten sonra diriltmeye ve ameller dolayısıyla hesaba çekmeye
kadir olduğunu ne diye inkar ediyorsunuz?
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN