ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MU’MİN

66

/

68

قُلْ إِنِّي نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ لَمَّا جَاءنِيَ الْبَيِّنَاتُ مِن رَّبِّي وَأُمِرْتُ أَنْ أُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ {66} هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلاً ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخاً وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى مِن قَبْلُ وَلِتَبْلُغُوا أَجَلاً مُّسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ {67} هُوَ الَّذِي يُحْيِي وَيُمِيتُ فَإِذَا قَضَى أَمْراً فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ {68}

 

66. De ki: "Rabbimden bana apaçık deliller gelince, Allah'tan başka dua ettiklerinize ibadet etmek bana yasak kılındı ve alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum.

67. O ki sizi topraktan, sonra bir nutfeden, sonra (sülük gibi) bir kan pıhtısından yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkarandır. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız, sonra da ihtiyar olmanız için (yaşatandır). Sizden kiminiz daha öncesinden vefat eder, belirli bir ecele ulaşmanız için ve belki akıl erdirirsiniz diye.

68. O, dirilten ve öldürendir. Bir işe hükmettiği zaman ona yalnız "Ol" der, o da hemen oluverir.

 

"De ki" -ey Muhammed- "Rabbimden bana apaçık deliller" birliğinin belgeleri "gelince, Allah'tan başka dua ettiklerinize ibadet etmek" O'ndan başkasına tapınmak "bana yasak kılındı." Kendisinden başka ilah olmayan hayy ve kayyum olan Allah bunu bana yasakladı.

"Ve alemlerin Rabbine teslim olmakla" O'na zilletimi arzetmek ve boyun eğmekle" emrolundum." Peygamber (s.a.v.)'i kavmi atalarının dinine davet etmişlerdi, ona böyle demesi emrolundu.

 

"O ki sizi topraktan, sonra bir nutfeden, sonra (sülük gibi) bir kan pıhtısından yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkarandır." Sizi bebekler olarak dünyaya getirendir. Buna dair açıklamalar daha önceden (el-Hac, 5. ayet, 12. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

"Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız ... " Bu çağ gücün ileri derecesine ulaştığı, aklın da tam anlamıyla olgunlaştığı bir haldir. Buna dair açıklamalar da daha önceden el-En'am Süresi'nde (151-153. ayetler, 11. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Sonra da ihtiyar olmanız için" buyruğundaki "ihtiyarlar" anlamına gelen: (...) lafzı "şın" harfi ötrelidir. Bu Nafi', İbn Muhaysın, Hafs, Hişam, Yakub ve Ebu Amr'ın asla uygun olarak okuduğu şekildir.

 

Çünkü bu kelime (tekili olan şeyh kelimesi): (...) veznindeki kelimenin çoğul udur. "Kalp, kalpler, baş, başlar" gibi.

 

Diğerleri ise "ya" harfine riayet olmak üzere "şın" harfini esreli olarak okumuşlardır. Her iki okuyuş da çokluk çoğuludur. Az sayıdaki çoğul için: (...) denilir. Aslı ise; (...) şeklindedir. ''Fels ve felsler" gibi. Şu kadar var ki "ye" harfinde hareke ağır gelir. (Bundan dolayı "ye"den sonra med harfi olarak "elif'' ilave edilmiştir.)

 

Bu lafız tekil olarak; (...) diye de okunmuştur. Yüce Allah'ın "bebek olarak" anlamındaki: (...) lafzı gibi, anlamı ise "sizden herbiriniz (bu şekilde olur)" demektir. Tekil olarak kullanılması ise maksadın, türün durumunu açıklamak olduğundan dolayıdır.

 

"es-Sihah"da şöyle denilmektedir:

 

"Yaşlı"nın çoğulu, (...) şekillerinde gelir. ''Yaşlı kadın" demektir. Abid (b. el-Abras) dedi ki: "Sanki o ölür korkusuyla yavrusunu bekleyen bir yaşlı dişidir."

 

"Adam yaşlandı, yaşlanır, yaşlanmak" denilirken (mastarı) asla uygun olarak harekeli söylenir. "Yaşlılık" demektir. "Ye" aslı itibariyle harekelidir, fakat sakin okunmuştur. Çünkü Arapçada "fa'lul" vezninde bir kelime yoktur. "Yaşlandı, yaşlanmak" demektir. "Ona saygıdan dolayı ona şeyh (yaşlı adam) diye seslendim" anlamındadır. Küçültme ismi (...) ile (...) şeklinde "şın" harfi kesreli olarak söylenir, (...) diye kullanılmaz.

 

en-Nehhas dedi ki: Eğer şair mecbur kalırsa: (...) diyebilir (...) ile (...) demek gibi. Ancak bunun bu şeklinin kullanılması "Göz" kelimesinde kullanılması güzeldir, zira kelime olarak müennesdir.

 

"yaşlı (şeyh)" kırk yaşını geçmiş olan kimseye denilir.

 

"Sizden kiminiz daha önceden vefat eder" buyruğu hakkında Mücahid şöyle demektedir, yani yaşlanmadan önce veya düşük olması halinde bu hallerden geçmeden önce ölür, demektir.

 

"Belirli bir ecele ulaşmanız için" buyruğu hakkında da Mücahid: ölüm herkes içindir demiştir.

 

"Ulaşmanız için" lafzındaki "Iam", lam-ı akibet (sonuçta ulaşılacak hali bildirmek için)dir.

 

"Ve belki akıl erdirirsiniz diye" bunu aklınızIa kavrayarak O'ndan başka hiçbir ilah olmadığını bilirsiniz diye.

 

"O dirilten ve öldürendir." Bu açıklama fazladan dikkat çekmek için yapılmıştır. Yani öldürmeye ve diriltmeye güç yetiren O'dur.

 

"Bir işe hükmettiği zaman" o işi yapmayı dilediği zaman "ona yalnız ol der, o da hemen oluverir."

 

İbn Amir: "O da hemen oluverir" buyruğunu emrin cevabı olarak nasb ile okumuştur Buna dair açıklamalar daha önceden Bakara suresi'nde (117. ayet, 4. başlık ve devamında) geçmiş bulunmaktadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mu’min 69-78

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR