ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

ZÜMER

17

/

18

 

وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ أَن يَعْبُدُوهَا وَأَنَابُوا إِلَى اللَّهِ لَهُمُ الْبُشْرَى

فَبَشِّرْ عِبَادِ {17}

 

 الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ {18}

 

17. Tağuta ibadet etmekten sakınıp Allah'a dönenlere; işte onlara müjde vardır. O halde sen de müjde ver, o kullarıma ki;

18. Onlar sözü işitip en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve işte bunlar özlü akıl sahibi olanların ta kendileridir.

 

"Tağuta ibadet etmekten sakınıp ... " buyruğundaki "tağut" ile ilgili olarak el-Ahfeş şöyle demektedir: Bu kelime çoğuldur, tekil ve müennes olması da mümkündür. Buna dair açıklamalar daha önceden (el-Bakara, 256. ayet, 2. başlıkta, Nisa, 50-53. ayet, 3. başlıkta ... ) geçmiş bulunmaktadır Siz tağuttan uzak durunuz, demektir Esasen onlar tağuttan uzak duruyorlar ve ona ibadet etmiyorlardı.

 

Mücahid ve İbn Zeyd dedi ki: Tağut şeytan demektir ed-Dahhak ve essüddı ise tağuttan kasıt putlardır demişlerdir Tağutun kahin olduğu da söylenmiştir.

 

Tağutun, Talut, Calut, Harut ve Marut gibi Arapça olmayan bir isim olduğu da söylenmiştir. Arapça bir isim olup "tuğyan"dan türemiş olduğu da söylenmiştir

 

" ... mek ... " Tağuttan bedel olarak nasb mahallindedir İfade: Tağuta ibadet etmekten sakınan kimseler ... takdirindedir.

 

"Allah'a dönenlere" O'na ibadet ve itaate dönenlere "işte onlara müjde vardır." Dünya hayatında, ahirette cennete girecekleri müjdesi vardır.

 

Rivayete göre bu ayet-i kerime Osman, Abdurrahman b, Avf, Sa'd, Said, Talha ve ez-Zübeyir (Allah hepsinden razı olsun) hakkında inmiştir. Bunlar Ebu Bekir (r.a)'a sordular, o da onlara iman ettiğini haber verince, kendileri de iman ettiler,

 

Bu ayet-i kerimenin Zeyd b, Amr b. Nufeyl. Ebu Zerr ve onların dışında Peygamber (s.a.v.)'ın peygamber olarak gönderilişinden önce Allah'ı tevhid eden kimseler hakkında nazil olduğu da söylenmiştir.

 

"O halde sen de müjde ver; o kullarıma ki; onlar sözü işitip en güzeline uyarlar" buyruğu hakkında İbn Abbas şöyle demiştir: Bu güzeli de, kötüyü de işitip güzel olanı söyleyen, buna karşılık çirkin sözden yüz çevirip onu başkasına anlatmayan kimsedir,

 

Bir başka açıklamaya göre maksat Kur'an-ı Kerım'i de, başka sözleri de dinleyip Kur'an-ı Kerim'e tabi olan kimselerdir, Bir diğer açıklamaya göre Kur'an-ı Kerim'i ve Allah Resulünün sözlerini işitip onun en güzel olanına yani muhkemine tabi olarak gereğince amel eden kimselerdir.

 

Bir başka açıklama da şöyledir: Bunlar hem azimet, hem de ruhsat ihtiva eden buyrukları işitirler de ruhsatları değil de nimeti alır ve onu uygularlar.

 

Bir başka açıklama da şöyledir: Bunlar başkalarını cezalandırmak hakkına sahip olduklarını ve af da edebileceklerini işitmekle birlikte, affetmek yolunu seçen kimselerdir, Bir diğer açıklamaya göre: bu ayet-i kerime'nin İslam'dan önce Allah'ı tevhid eden kimseler hakkında olduğunu kabul edenlere göre, en güzel söz la İlahe illallah'tır.

 

Abdu'r-Rahman b, Zeyd dedi ki: Bu ayet-i kerime Zeyd b, Amr b, Nufeyl, Ebu Zerr el-Gıfari ve Selman el-Farisıhakkında inmiştir. Bunlar cahiliye dönemlerinde de tağuta ibadet etmekten uzak kalmışlar ve kendilerine ulaşan sözün en güzeline tabi olmuşlardır.

"İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola" razı olduğu şeye "ilettiği kimselerdir ve işte bunlar" akıllarından istifade eden, akıllarının faydasını gören "özlü akıl sahibi olanların ta kendileridir."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Zümer 19

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR