ZÜMER 11 / 16 |
قُلْ
إِنِّي
أُمِرْتُ
أَنْ
أَعْبُدَ
اللَّهَ
مُخْلِصاً
لَّهُ
الدِّينَ {11}
وَأُمِرْتُ
لِأَنْ
أَكُونَ أَوَّلَ
الْمُسْلِمِينَ
{12} قُلْ إِنِّي
أَخَافُ
إِنْ
عَصَيْتُ
رَبِّي
عَذَابَ
يَوْمٍ عَظِيمٍ {13} قُلِ
اللَّهَ
أَعْبُدُ
مُخْلِصاً
لَّهُ دِينِي
{14}
فَاعْبُدُوا
مَا شِئْتُم
مِّن دُونِهِ قُلْ
إِنَّ
الْخَاسِرِينَ
الَّذِينَ
خَسِرُوا
أَنفُسَهُمْ
وَأَهْلِيهِمْ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
أَلَا ذَلِكَ
هُوَ
الْخُسْرَانُ
الْمُبِينُ {15}
لَهُم مِّن
فَوْقِهِمْ
ظُلَلٌ
مِّنَ
النَّارِ وَمِن
تَحْتِهِمْ
ظُلَلٌ
ذَلِكَ
يُخَوِّفُ
اللَّهُ
بِهِ
عِبَادَهُ
يَا عِبَادِ
فَاتَّقُونِ
{16} |
11. De
ki: "Ben Allah'a dini yalnız O'na halis kılarak ibadet etmekle emrolundum.
12.
"Müslümanların ilki olmakla da emrolundum."
13. De
ki: "Ben Rabbime isyan edersem, gerçekten büyük bir günün azabından
korkarım."
14. De ki:
"Ben dinimi kendisine ihlas ederek, ancak Allah'a ibadet ederim.
15.
"Artık siz O'ndan başka dilediğiniz şeye ibadet edin." De ki:
"Gerçekten zarar edenler kıyamet gününde hem kendilerini, hem de
bağlılarını kaybedenlerdir. Uyanık olun! İşte bu apaçık hüsranın ta
kendisidir."
16.
Onların üzerlerinde de ateşten tabakalar ve altlarında da tabakalar vardır.
İşte Allah bununla kullarını korkutuyor. Ey Benim kullarım, Benden korkun!
"De ki: Ben Allah'a
dini yalnız O'na halis kılarak ibadet etmekle emrolundum." Buna dair
açıklamalar sürenin baş taraflarında geçmiş bulunmaktadır.
Bu ümmet arasında da
"müslümanların ilki olmakla da emrolundum."
Nitekim öyle de
olmuştur. Gerçekten o atalarının dinine muhalefet eden, putları terkedip onları
paramparça eden, Yüce Allah'a teslim olup O'na iman eden ve O'nun yoluna davet
eden ilk kişi olmuştur.
"Olmakla"
lafzındaki "lam" zaid bir sıladır. Bunu el-Cürcani ve başkaları
söylemiştir. Bunun lam-ı ecl (sebeblilik, için anlamında) olduğu da
söylenmiştir. ifadede hazf de vardır. Ben "müslümanların ilki olmak
için" ibadet etmekle emrolundum, demektir.
"De ki: Ben Rabbime
isyan edersem, gerçekten büyük bir günün azabından korkarım." Maksat
kıyamet günü azabıdır. Kavmi kendisini atalarının dinine çağırdığı vakit bu sözleri
söylemişti. Tefsir ehlinin çoğunluğu böyle demiştir. Ebu Hamza es-Sümali ile
ibnu'I-Müseyyeb de şöyle demişlerdir: Bu ayet-i kerime Yüce Allah'ın:
"Allah geçmiş ve gelecek günahını bağışlasın ... " (el-Feth, 2)
buyruğu ile neshedilmiştir. Bu durumda bu ayet-i kerime Peygamber (s.a.v.)'ın
günahları bağışlanacağı bildirilmeden önce inmiştir.
"De ki: Ben
dinimi" itaat ve ibadetimi "kendisine ihlas ederek, ancak Allah'a
ibadet ederim." Bu buyruktaki "Allah" lafzının mansub gelmesi;
"ibadet ederim" fiili dolayısıyladır.
"Artık siz O'ndan
başka dilediğiniz şeye ibadet edin." Bu tehdidi ihtiva eden, azabı
hatırlatan ve azar anlamında bir tehdittir. Yüce Allah'ın: "Dilediğinizi
yapın" (Fussilet, 40) buyruğu gibidir. Ayetin kılıç ayeti ile nesholduğu
da söylenmiştir.
"De ki: Gerçekten
zarar edenler kıyamet gününde hem kendilerini, hem de bağlılarını
kaybedenlerdir" buyruğu ile ilgili olarak Meymun b. Mehran, ibn Abbas'tan
şöyle dediğini nakletmektedir: Yüce Allah'ın kendisine cennette bir eş
yaratmadığı hiçbir kimse yoktur. O kimse cehenneme girdi mi hem kendisini, hem
de kendisine bağlı olanları (ehlini) kaybetmiş olur. ibn Abbas'tan gelen
rivayete göre (şöyle demiştir): Kim Yüce Allah'a itaat ile amel edecek olursa,
bundan önce kendisinin olanlar müstesna. o konaklama yeri ve o eşler onun
olacaktır. işte Yüce Allah'ın: "İşte bu kimseler mirasçılardır:
"(el-Mu'minun, 10) buyruğunda kastedilen budur.
"Onların
üzerlerinde de ateşten tabakalar ve altlarında da tabakalar vardır"
buyruğunda altlarında bulunanlara da "zule!: tabakalar" adının
verilmesi, bunları altlarında bulunan kimseleri gölgelendirmeleri
dolayısıyladır. Bu ayet-i kerime Yüce Allah'ın: "Onlara cehennemden bir
döşek vardır. üstlerinde de örtüler." (A'raf, 41): "O günde azab
onları hem üstlerinden, hem ayakları altından bürüyecek ... " (el-Ankebut,
55) buyruklarına benzemektedir.
"İşte Allah bununla
kullarını korkutuyor" buyruğu hakkında İbn Abbas:
Velilerini (dostlarını)
korkutuyor, diye açıklamıştır.
"Ey Benim
kullarım" yani ey Benim dostlarım "Benden korkun." Bu buyruğun
mü'min ve kafir hakkında umumi olduğu söylendiği gibi, özellikle kafirler
hakkında olduğu da söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN