ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

SAD

4

/

5

 

وَعَجِبُوا أَن جَاءهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ {4}

 

أَجَعَلَ الْآلِهَةَ إِلَهاً وَاحِداً إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ {5}

 

4. Kendilerinden bir korkutucu geldi diye hayret ettiler ve kafirler: "Bu bir büyücü, bir yalancıdır" dediler.

5. "Acaba o bunca ilahı tek bir ilah mı yaptı? Muhakkak bu çok şaşılacak bir şeydir."

 

"Kendilerinden bir korkutucu geldi diye hayret ettiler" buyruğunda yer alan: "(...); diye" lafzı nasb mahallindedir, " ... geldiğinden ötürü" anlamındadır. Bunun daha önceki "büyüklük taslamakta ve muhalefet etmektedirler" (Sad, 2) buyruğuna muttasıl olduğu da söylenmiştir. Yani büyüklük taslamakta, muhalefet etmekte ve hayret etmektedirler. "Nice nesiller helak ettik" buyruğu ise bir ara cümlesidir.

 

Hayır, bu buyruğun bir söz başlangıcı olduğu da söylenmiştir. Onlar cahilliklerinden ötürü kendilerinden bir korkutucu geldi diye hayret ettiklerini açığa vurdular, anlamındadır.

 

"Ve kafirler: Bu" kendisi ile insanları aldattığı, allı pullu sözler söyleyen, bir diğer açıklamaya göre büyüsüyle babayı evladından, kocayı karısından ayıran"bir büyücü" peygamberlik iddiasında da "bir yalancıdır, dediler."

 

"Acaba o bunca ilahı tek bir ilah mı yaptı?" Buradaki "bunca ilahı tek bir ilah" anlamındaki (...) kelimeleri iki mefuldürler. Yani o bütün ilahları bir tek ilah haline mi getirdi demektir.

 

"Muhakkak bu çok şaşılacak bir şeydir." es-Sülemi "çok şaşılacak" anlamındaki lafzı "cim"i şeddeli olarak: (...) diye okumuştur. (...), (...) ile (...) aynı anlamdadır.

 

el-Halil, (...) ile (...) arasında anlam farkının olduğunu söyleyerek şöyle demiştir: Birincisi hayret edilen demektir. İkincisi ise hayret etme sınırını aşmış olan demektir. Nitekim: "Uzunluğu olan şey" demektir,

 

"Uzunluk sınırını aşmış olan" demektir.

 

el-Cevheri dedi ki: "Acib" kendisinden hayret edilen iş demektir. ötreli olarak "el-ucab" de aynı şekildedir. Şeddeli olarak "el-uccab" ise ondan daha ileri hayret edilecek şey, anlamını ifade eder. "el-U'cube" de böyledir.

 

Mukatil dedi ki: "Cim" harfinin şeddeli okunması Ezd-i Şenue ağzıdır. Said b. Cübeyr'in rivayetine göre İbn Abbas şöyle demiştir: Ebu Talib hastalandığında Kureyşliler onun yanına geldiler. Peygamber (s.a.v.) da geldi. Ebu Talib'in yanı başında bir kişinin oturacağı kadar bir yer vardı. Peygamberin oturmasını engellemek maksadı ile Ebu Cehil kalktı ve peygamberi Ebu Talib'e şikayet ettiler. Ebu Talib: Kardeşimin oğlu, sen kavminden ne istiyorsun? diye sordu. O da şöyle dedi: "Amcacığım! Ben onlardan sadece bir söz söylemelerini istiyorum. Bununla Araplar kendilerine boyun eğecek, Arap olmayanlar da onlara cizye ödeyecektir." Ebu Talib: Bu söz nedir? diye sorunca, Peygamber: "La ilahe illallah'tır" diye buyurdu. Bu sefer Kureyşliler: "Acaba o bunca ilahı tek bir ilah mı yaptı?" dediler. İşte bunun üzerine onlar hakkında Kur'an-ı Kerim'in: "Sad, çok şerefli Kur'an'a andolsun! Ahsine kafirler büyüklük taslamakta ve muhalefet etmektedirler" buyruğu ''....bu ancak bir uydurmadır" (Sad, 1-7) buyruğuna kadar nazil oldu. Bu manada bu hadisi Tirmizi de rivayet etmiş olup "bu hasen, sahih bir hadistir" demiştir.

 

Yine denildiğine göre Ömer b. el-Hattab'ın müslüman olması Kureyşlilere ağır gelmişti. Bundan dolayı Ebu Talib'in yanında bir araya gelip şöyle dediler: Bizimle kardeşinin oğlu arasında hüküm ver. Ebu Talib Peygamber (s.a.v.)'a haberci göndererek şöyle dedi: Kardeşimin oğlu Bunlar senin kavminden olan insanlardır. Senden adaletli davranmanı istiyorlar. Kavmine karşı büsbütün haksızlık etme. Peygamber: "Benden istedikleri nedir?" diye sorunca, şöyle dediler: Sen bizden ve bizim tanrılarımızdan sözetmeyi bırak. biz de seni ilahınla başbaşa bırakacağız. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bana kendisi sebebiyle Araplara egemen olacağınız ve Arap olmayanların da size itaat etmelerini gerçekleştirecek tek bir söz söyleyemez misiniz?" Ebu Cehil dedi ki: Hay Allah iyiliğini versin. Bu sözü de, onun on mislini de senin için söyleriz. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "La ilahe illallah deyiniz" diye buyurunca, bu işi kabul etmeyip kalkıp gittiler ve: "Acaba o bunca ilahı tek bir ilah mı yaptı?" dediler.

 

Bütün bu mahlukatı bir tek ilah nasıl yönetebilirr Bunun üzerine Yüce Allah haklarında bu ayet-i kerimeleri: "Onlardan önce Nuh'un kavmi ... yalanladılar" (Sad, 12) buyruğuna kadar olan ayetleri indirdi

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Sad 6-11

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR