ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

SAFFAT

114

/

122

وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ {114} وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ {115} وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ {116} وَآتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ

الْمُسْتَبِينَ {117} وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ {118} وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ {119} سَلَامٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ {120} إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ {121} إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ {122}

 

114. Andolsun Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk.

115. O ikisini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık.

116. Ve onlara yardım ettiğimiz için galib gelenler onlar oldular.

117. İkisine apaçık gösteren kitabı verdik.

118. O ikisini de dosdoğru yola ilettik.

119. Sonra gelenler arasında onlara (güzel bir övgü) bıraktık.

120. Musa ve Harun'a selam olsun.

121. Muhakkak Biz, ihsan edicileri böyle mükafatlandırırız.

122. Muhakkak ikisi de iman eden kullarımızdandır.

 

"Andolsun Musa ve Harun'a da lütufta bulunduk" buyruğundan önce Yüce Allah, İshak'ı boğazlanmaktan kurtardığını ve ona peygamberliği lutfettiğini sözkonusu ettikten sonra, bu kabilden olmak üzere Musa ve Harun'a da ihsan ettiği lütuflarını sözkonusu etmektedir.

"O ikisi ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık" buyruğu ile ilgili olarak bunun İsrailoğullarının köleleştirilmesinden kurtarılmak olduğu söylendiği gibi, Firavun'un karşı karşıya kaldığı suda boğulmaktan kurtarılmak olduğu da söylenmiştir.

 

"Ve onlara yardım ettiğimiz ... " buyruğundaki zamir el-Ferra'ya göre sadece Musa ve Harun'a aittir. Bu ise iki kişinin çoğul olduğuna binaen öyle kabul edilebilir. Bunun delili de Yüce Allah'ın: "ikisine ... verdik" ile "o ikisini de dosdoğru yola ilettik" buyruğudur.

 

Zamirin Musa, Harun ve kavimlerine ait olduğu da söylenmiştir. Doğrusu da budur. Çünkü bundan önce: "O ikisini ve kavimlerini. .. kurtardık" buyruğu geçmiştir.

"Apaçık gösteren kitab" ise Tevrat'tır.

 

"O şeyaçık seçik oldu" demektir. "Filan kişi onu apaçık buldu" tabirleri; "Bir şeyin bizzat kendisi apaçık bir hal aldı" ile "Filan kişi de onu apaçık buldu" demek, gibidir.

"Dosdoğru yol"; hiçbir eğriliği bulunmayan dosdoğru din demektir ki, bu da İslam dinidir.

 

"Sonra gelenler arasında onlara" güzel bir övgü "bıraktık. Musa ve Harun'a selam olsun. Muhakkak Biz, ihsan edicileri böyle mükafatlandırırız. Muhakkak ikisi de iman eden kullarımızdandı." Bu buyrukların benzeri daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Saffat 123-132

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR