YASİN 60 / 64 |
أَلَمْ
أَعْهَدْ
إِلَيْكُمْ
يَا بَنِي
آدَمَ أَن
لَّا
تَعْبُدُوا
الشَّيْطَانَ
إِنَّهُ
لَكُمْ عَدُوٌّ
مُّبِينٌ {60} وَأَنْ
اعْبُدُونِي هَذَا
صِرَاطٌ
مُّسْتَقِيمٌ
{61} وَلَقَدْ
أَضَلَّ
مِنكُمْ
جِبِلّاً كَثِيراً أَفَلَمْ
تَكُونُوا
تَعْقِلُونَ
{62} هَذِهِ
جَهَنَّمُ
الَّتِي
كُنتُمْ تُوعَدُونَ {63} اصْلَوْهَا
الْيَوْمَ
بِمَا
كُنتُمْ
تَكْفُرُونَ
{64} |
60.
"Ey Ademoğulları! Şeytana tapmayın! Çünkü o sizin için apaçık bir
düşmandır." diye size emrimi açıklamadım mı?
61. Ve:
"Bana ibadet edin" diye. İşte dosdoğru yol budur.
62.
"Andolsun ki o, sizden pekçok kimseyi saptırdı. Niçin akıl
etmiyorsunuz?"
63.
"İşte vaadolunduğunuz cehennem budur."
64.
"Küfre sapmanızdan ötürü bugün oraya girin. "
"Ey Ademoğulları!
Şeytana tapmayın" masiyetimi gerektiren hususlarda ona itaat etmeyin"
... diye size emrimi açıklamadım mı?"
Buradaki "ahd
(emir)" vasiyet anlamındadır. Ben rasullerim vasıtasıyla size tebliğ edip
tavsiye etmedim mi? demektir.
"Tapmayın"
anlamındaki buyruk ta geçen; (...) edatı, el-Kisai'nin dediği gibi, nehy
içindir.
"Ve Bana ibadet
edin diye" buyruğundaki: "Diye"nin "nun"u (sakin iken
hareke verilmek ile ilgili) asıl kaideye uygun olarak esreli gelmiştir. Bunu
ötreli okuyanlar ardından ötre gelen bir kesreyi hoş görmediğinden dolayı böyle
okumuşlardır.
"İşte dosdoğru yol
budur." Yani Bana ibadet dosdoğru dindir. "Andolsun ki o sizden
pekçok kimseyi saptırdı." pekçok insanı azdırdı. Bu açıklamayı Mücahid
yapmıştır. Katade pekçok toplulukları, el-Kelbı pekçok ümmeti diye
açıklamıştır, anlamları birdir.
"Çok kimse" buyruğunu
Medineliler ile Asım "cim" ile "be" harflerini esreli
okumuşlardır. Ebu Amr ile İbn Amir "cim" harfini ötreli,
"be" harfini de sakin olarak (dolayısıyla "lam" harfi de
şeddesiz olarak) okumuşlardır. Diğerleri ise "cim" ile "be"
harflerini ötreli, "lam" harfini şeddesiz okumuşlardır. el-Hasen, İbn
Ebi İshak, İsa b. Ömer, Abdullah b. Ubeyd ile en-Nadr b. Enes ise
"lam" harfini şeddeli okumuşlardır. Ebu Yahya ile el-Eşheb el-Ukayli
ise "cim" harfini esreli, "be" harfini sakin,
"lam" harfini de şeddesiz okumuşlardır. Böylece bu kelime toplam beş
türlü okunmuş olmaktadır.
el-Mehdevı ile
es-Salebi: Bunların hepsi de "çok yaratık" anlamında farklı
söyleyişlerdir.
en-Nehhas der ki: Bu
kıraatlerin en açık (uygun) olanı birincisidir. Buna delil de bütün kıraat
alimlerinin: "Sizi ve önceki nesilleri ... "(eşŞuara, 184) buyruğunu
bu şekilde icma ile okumuş olmalarıdır. Bu durumda; "Çok kimse" lafzı
(...)in çoğulu olmaktadır. Hepsinin de iştikakı aynıdır. Bu da: "Aziz ve
celil olan Allah mahlukatı yarattı" kullanımından gelmektedir.
Altıncı bir kıraat daha
sözkonusu edilmiştir ki o da: "Nesiller" şeklinde "ye"
iledir. Ayrıca ed-Dahhak'tan nakledildiğine göre bir cil (nesil) onbin
(kişi)dir, azamisinin ne kadar olduğunu ise Yüce Allah'tan başkası bilemez. Bunu
da el-Maverdi zikretmiştir.
"Niçin akıl
etmiyorsunuz?" Niçin şeytanın sizin düşmanınız olduğunu kavramıyor,
Allah'a itaat etmenin gerekli olduğunu bilmiyorsunuz?
"İşte
vaadolunduğunuz cehennem budur." Yani cehennem bekçileri onlara: İşte
vaadolunduğunuz ve sizin yalanladığınız cehennem budur, diyeceklerdir.
Ebu Hureyre'den rivayet
edildiğine göre; Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde
Allah insanları, cinleri, öncekileri, sonrakileri tek bir düzlükte toplayıp
biraraya getirecek. Daha sonra cehennem ateşinden bir parça insanların
üzerinden görünecek, onları çepeçevre kuşatacak. Sonra da bir münadi:
"İşte vaadolunduğunuz cehennem budur. Küfre sapmanızdan ötürü bugün oraya
girin" diye seslenir. İşte o vakit herbir ümmet dizleri üzerine çöker.
Herbir gebe de karnındakini bırakır. Süt emziren herbir anne emzirdiğini
unutur. İnsanları da sarhoş görürsün, halbuki onlar sarhoş değildirler; ama
Allah'ın azabı çok şiddetlidir.''
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN