ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

FATIR

1

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

الْحَمْدُ لِلَّهِ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَاعِلِ الْمَلَائِكَةِ رُسُلاً أُولِي أَجْنِحَةٍ مَّثْنَى وَثُلَاثَ وَرُبَاعَ يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

 

1. Hamd, göklerle yeri yoktan var eden, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur. O, yaratılışta dilediğini arttırır. Gerçekten Allah herşeye gücü yetendir.

 

"Hamd, göklerle yeri yoktan var eden ... Allah'a mahsustur" buyruğunda yer alan: "Yoktan var eden" lafzının sıfat olmak üzere esreli, bir mübteda takdiri ile merfu ve övmek maksadı ile de nasb olmak üzere üç türlü gelmesi caizdir. Nitekim, Sibeveyh: "Hamda layık olana hamdolsun" tabirinde de bunun gibi (üç şekil) caiz olduğunu nakletmiştir. Aynı şekilde: "Melekleri ... kılan" buyruğu da böyledir.

 

Fatır (yoktan var eden): Yaratan demektir. Yusuf Suresİ'nde (101. ayetin tefsirinde) ve başka yerlerde buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

 

"Bir şeyin üstünü yarmak" demektir. Mesela: "Ben onu yardım, o da yarıldı" denilir. "Devenin azı dişi çıktı" tabiri buradan gelmektedir. Böyle olan deveye de (...) denilir. "Bir şey çatladı" anlamındadır. "Çatlakları bulunan kılıç" demek olur. Şair Antere de şöyle demektedir: "Kılıcım bir şimşek gibi parlaktır, yanımdan ayırmam onu, Silahım ne pürüzlüdür, ne de çatlağı vardır, onun."

 

"Başlatmak ve icad etmek" demektir. İbn Abbas dedi ki: Ben "göklerle yeri yoktan var eden (fatır)"in ne demek olduğunu bilemiyordum. Nihayet bir kuyu hakkında çekişen iki bedevi bana geldi. Onlardan birisi: O kuyuyu ilk açan benim, anlamında; (...) dedi.

 

 

(...); Dişi deveyi baş parmak ile şehadet parmağıyla sağmaya denilir. Göklerle yerin zikredilmesi ile kastedilen, alemin tümüdür. Bununla Yüce Allah şuna dikkat çekmektedir: İlkin yaratmaya kadir olan tekrar yaratmaya da kadir olandır.

 

"Melekleri... kılan" buyruğundaki: (...) lafzının tenvinli gelmesi caiz değildir, çünkü geçmiş hakkında kullanılmıştır.

 

"Elçiler" lafzı bir mef'uldür. Bir fiil takdiri dolayısıyla mef'ul olduğu da söylenmiştir. Çünkü "fail (ayet-i kerimedeki dil; kılan)" vezni eğer geçmiş hakkında kullanılacak olursa, ona hiçbir şey amel etmez. Onun muzari anlamında amel ettirilmesi halinde ise tenvin tahfif için hazfedilir.

 

ed-Dahhak: "Gökleri ve yeri yoktan var etmiş bulunan" diye mazi bir fiil olarak okumuştur.

Cebrail, Mikail, İsrafil ve ölüm meleği -Allah'ın salat ve selamı hepsine olsun- buyrukta geçen: "Melekleri... elçiler kılan"de geçen "elçiler"dendirler.

 

el-Hasen "melekleri kılan" anlamındaki lafızda geçen: "Kılan" lafzını merfu' olarak okumuştur. Huleyd b. Neşit de: "Melekleri kılmıştır" diye okumuştur ki bütün bunlar açık ve anlaşılır şeylerdir.

 

"Kanatlı" ifadesi bir sıfat olup yani kanatları bulunanlar, demektir. "İkişer, üçer ve dörder" yani herbirisinin iki iki, üç üç ve dört dört kanatları vardır. Katade dedi ki: Kimisinin iki, kimisinin üç, kimisinin dört kanadı bulunmaktadır. Onlar bu kanatları ile semadan yere inerler ve yerden de semaya yükselirler. Aldıkları bu mesafe ise, şu kadar olup onlar bunu azıcık bir vakitte alırlar. Yani onları rasuller kıldı, elçiler kıldı.

 

Yahya b. Sellam dedi ki: Onların elçilikleri peygamberleredir. es-Süddi ise rahmeti veya intikamı ile kullaradır, demiştir.

 

Müslim, Sahih'inde, İbn Mes'ud'dan rivayete göre Peygamber (s.a.v.) Cibril (a.s)'ı altıyüz kanadı olduğu halde görmüştür.

 

ez-Zühri'den nakledildiğine göre Cebrail (a.s), Peygamber Efendimiz'e şöyle demiş: "Ey Muhammed! Sen İsrafil'i bir görsen, onun onikibin kanadı vardır. Bu kanadın biri meşrıkte, diğeri mağribtedir. Arş onun omuzu üzerindedir, o Yüce Allah'ın azameti dolayısıyla o kadar küçülür ki; hatta küçük bir kuş gibi bir hale gelir, hatta Rabbinin Arşını ancak O'nun azameti taşır. "

 

" ... lı" sahibi demek olup (...)'in çoğuludur. Tıpkı: "Bunlar" lafzının: (...)'in çoğulu olduğu gibi. Bunların mütemekkin isimlerden benzeri ise "Gebe develer" anlamındaki kelimenin çoğulunun: (...) diye gelmesi gibi.

 

"İkişer, üçer ve dörder" lafızlarına ve bunların gayr-ı munsarıf olduğuna dair açıklamalar daha önceden en-Nisa Süresi'nde (3. ayet, 7. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

 

"O, yaratışta dilediğini arttırır." Müfessirlerin çoğunun açıklamalarına göre meleklerin yaratılışında ... demektir. Bu açıklamayı el-Mehdevi zikretmiştir. el-Hasen ise şöyle demektedir: "O yaratılışta ... arttırır" meleklerin kanatlarında dilediğini arttırır, demektir.

ez-Zühri ve İbn Cüreyc şöyle demiştir: Bundan kasıt güzel sestir. Bu hususa dair açıklama ise daha önceden bu tefsirin mukaddimesinde ("Yüce Allah'ın Kitabı Nasıl Okunmalıdır?" bahsinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

el-Heysem el-Farisi şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.)'i rüyamda gördüm.

Bana: "Sen Kur'an-ı Kerim'in sesiyle süslendiği el-Heysem adındaki kişisin. Allah sana hayırla mükafat versin."

 

Katade de şöyle demiştir: "O, yaratılış ta dilediğini arttırır" buyruğundan kasıt, güzel gözler, güzel burun ve tatlı bir ağız demektir. Güzel nasib ve pay diye de açıklanmıştır. Muhacir el-Kelai dedi ki: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Güzel hat (yazı) ifadenin açıklığını daha da arttırır."

 

Bunun güzel yüz demek olduğu da söylenmiştir. Bu ayet -i kerime hakkında gelen rivayette de şöyle denilmektedir: Maksat güzel yüz, güzel ses ve güzel saçtır. Bunu da el-Kuşeyri zrkretmektedrr.

 

en-Nekkaş dedi ki: Bu hafif dalgalı saç demektir. Akıl ve temyiz (ayıirdetme) gücü olduğu söylendiği gibi, bilgiler ve sanatlardır diye de açıklanmıştır.

 

"Gerçekten Allah"' az ya da çok vermek hususunda "her şeye gücü yetendir."

 

ez-Zemahşeri dedi ki: Ayet-i kerime mutlaktır. Yaratılıştaki herbir fazlalığı kapsamına alır. Uzun boy, çok dengeli bir suret, organların tamam olması, yakalama gücü, keskin bir akıl, sağlam bir görüş, kalbi cesaret, nefs.! itibariyle müsamahakar olmak, akıcı bir dil, etkileyici bir konuşma, işleri güzel bir şekilde yapma ve buna benzer hiçbir nitelemenin kesinlikle sınırlandıramayacağı daha başka şeyler.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Fatır 2

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR