SEBE 51 |
وَلَوْ
تَرَى إِذْ
فَزِعُوا
فَلَا
فَوْتَ وَأُخِذُوا
مِن
مَّكَانٍ
قَرِيبٍ |
51. Onları korkuya
kapıldıklarında bir görsen! Artık kurtuluş olmayacak ve yakın yerde yakalanmış
olacaklar.
"Onları korkuya
kapıldıklarında bir görsen! Artık kurtuluş olmayacak" buyruğunda Yüce
Allah, kafirlerin hakkı tanımak zorunda kalacakları bir zamandaki hallerini söz
konusu etmektedir. Buyruk: Sen dünya hayatında ölümün geldiği yahut ta Yüce
Allah'ın kendilerine göndereceği başka bir azabın inişi esnasında korkuya
kapıldıklarını bir görsen, demektir. Bu anlamdaki bir açıklama İbn Abbas'tan
rivayet edilmiştir. el-Hasen dedi ki: Bu onların kabirlerde sayha (kıyamet
çığlığı)'dan ötürü duyacakları korku ve de hşettir. Yine ondan nakledilen bir
rivayete göre buradaki korkudan kasıt, kabirlerinden çıkacakları vakit
duyacakları bir korkudur. Katade de böyle açıklamıştır.
İbn Muğaffel ise şöyle
demektedir: Bu korku Kıyamet gününde Yüce Allah'ın vereceği cezayı gözleriyle
görecekleri vakit ortaya çıkacaktır.
es-Süddi de şöyle
demektedir: Bu meleklerin kılıçları ile boyunları vurulduğu esnada Bedir günü
duydukları korkudur. Bu halde iken ne kaça bildiler, ne de tevbeye geri
dönebildiler.
Said b. Cübeyr de dedi
ki: Bundan kasıt, el-Beyda denilen bir yerde yerin dibine geçirilecek olan
ordudur. Onlardan geriye sadece bir adam kalacak, o da insanlara arkadaşlarının
karşı karşıya kaldıkları durumu haber verecek ve korkuya kapılacaklar. İşte
onların korkuları bu olacaktır.
"Artık kurtuluş
olmayacak." İbn Abbas, kurtulmaları sözkonusu olmayacaktır diye; Mücahid
ise bir yere kaçış mümkün olmayacak, diye açıklamıştır.
"Ve yakın yerde
yakalanmış olacaklar." Kabirlerden yakalanmış olacaklar demektir. Nerede
bulunurlarsa, oradan yakalanacaklar, diye de açıklanmıştır. Onlar Yüce Allah'a
göre yakındır. Hiçbir şekilde o'na gizli kalmazlar ve O'nun elinden
kurtulamazlar.
İbn Abbas da şöyle
demektedir: Bu ayet-i kerıme ahir zamanda Ka'be'yi tahrib etmek üzere yola
çıkacak olan seksenbin kişilik ordu hakkında nazil olmuştur. Onlar el-Beyda'ya
girmekle birlikte, yerin dibine geçirileceklerdir. İşte "yakın yerde
yakalanmak"dan kasıt budur.
Derim ki: Bu anlamda
Huzeyfe'den gelmiş merfu bir haber vardır. Biz bu haberi "et-Tezkire"
adlı eserimizde zikretmiş bulunuyoruz. Huzeyfe dedi ki:
Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu -deyip doğudakiler ile batıdakiler arasında ortaya çıkacak bir
fitneyi sözkonusu etti ve şöyle devam etti-: "Onlar bu hallerinde
bulunuyor iken es-Süfyani kuru olan vadiden bu işin alevlendiği bir sırada
çıkıp gelecek ve Dimaşk'ta konaklayacak. Birisi doğuya, diğeri Medine'ye olmak
üzere iki ordu gönderecek. Doğuya giden ordu doğu tarafına doğru yol alacak ve
nihayet o lanetli şehir Babil ile o kötü yerde -Bağdat şehrini kastetmektedir-
konaklayacaklar. üçbin kişiden daha fazlasını öldürecekler. Binkadından fazla
kadının ırzına geçecekler ve orada el-Abbas'ın soyundan. ileri gelen üçyüz
kişiyi öldürecekler. Sonra Şam'a doğru çıkacaklar, Kufe'den bir hidayet
bayrağıçıkacak ve Kufe'den iki günlük mesafede bu orduya yetişecek ve onları
öldürecekler. Haber verebilecek bir kimse dahi onlardan kurtulamayacak. O
ordunun elinde bulunan esir kadın ve çocukları ve ganimetleri kurtaracaklar.
Göndereceği ikinci ordu ise Medine'ye varacak. üç gün, üç gece Medine'yi ta lan
edecekler. Sonra da Mekke'ye doğru yola çıkacaklar. Nihayet el-Beyda'da
bulunacakları bir sırada Yüce Allah, üzerlerine Cibril (a.s.)'ı gönderecek. Ey
Cibril! Git ve onları imha et, diyecek. Cibril de oraya ayağı ile bir defa
vuracak, Yüce Allah onları yerin dibine geçirecek. İşte Yüce Allah'ın:
"Onları korkuya kapıldıklarında bir görsen! Artık kurtuluş olmayacak ve yakın
bir yerde yakalanmış olacaklar" buyruğu bunu anlatmaktadır. Onlardan
geriye sadece biri onların müjdecileri, diğeri ise korkutucuları olan Cüheyneli
iki kişi kalacak. işte bundan dolayı kesin haber Cüheynelilerdedir denilmiştir.
"Yakın yerde
yakalanmış olacaklar" buyruğu, ruhları bulundukları yerde kabzedilecek,
Ölümden kaçma imkanını bulamayacaklardır de diye açıklanmıştır. Bu açıklama da:
Bu korku ruhun alınacağı esnada sözkonusu olur, diyenlerin görüşüne uygundur.
Bununla birlikte bunun, karşılık vermek, çağrıya uymak anlamındaki korku ile
ilgili olma imkanı da vardır. Çünkü: "Adam başına gelen bir korku
dolayısıyla kendisinden yardım isteyen imdat dileyenin istediğine koştu"
demektir. Peygamber Efendimiz'in ensara hitaben söylemiş olduğu: "Sizler
tamah edilen şeyler sözkonusu olursa, sizden az bulunur, dehşetli hallerde
yardıma çağrı esnasında da çok kişi bulunur" şeklindeki rivayette de bu
anlamdadır.
Bu buyrukla, yerin
dibine geçirilmek yahut ta Bedir gününde olduğu gibi dünyada iken öldürülmenin
kastedildiğini söyleyenler, şu açıklamayı da yaparlar: Bunlar ahiretten önce
dünya hayatında azab ile yakalanmış oldular.
Bu korku, kıyamet
gününde gerçekleşecektir, diyenler de şöyle derler: Bunlar yerin dibinden,
yerin üstüne çıkartılmışlardır. (Onun için korkmuşlardır). "Yakın yerde
yakalanmış olacaklar" buyruğun cehenneme yakın bir yerden alınıp oraya
atılacaklardır, diye de açıklanmıştır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN