ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

SEBE

44

/

45

{43} وَمَا آتَيْنَاهُم مِّن كُتُبٍ يَدْرُسُونَهَا وَمَا أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ قَبْلَكَ مِن نَّذِيرٍ {44}

 

 وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي

فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ {45}

 

44. Halbuki Biz onlara okuyacakları kitaplar göndermemiştik. Senden önce onlara bir nezir de göndermemiştik.

45. Bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Hem bunlar onlara verdiğimizin onda birine bile ulaşmamışlardır. Fakat yine de peygamberlerimi yalanladılar. Ya Benim azabım nasılmış?

 

"Halbuki Biz onlara okuyacakları kitaplar göndermemiştik." Yani kendilerine verilmiş olan bir kitapta senin getirdiğinin batıl olduğunu okumadıkları gibi, kendilerine gönderilmiş bir peygamberden de böyle bir şeyi işitmemişlerdir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Yoksa Biz onlara bundan önce bir kitap verdik de şimdi onlar buna mı tutunuyorlar?" (ez-Zuhruf, 21)

 

Onların yalanlamalarının elle tutulabilir bir tarafı olmadığı gibi, şüphelerinin bir dayanağı da yoktur. Kitab ehli batıl üzere olsalar dahi hiç olmasa biz kitap ehliyiz, bizim şeriatımız var. Allah'ın gönderdiği rasullerden dayanaklarımız var, diyebiliyorlar. (Bu müşriklerin onu demek imkanları dahi yoktur).

 

Daha sonra Yüce Allah, onları yalanlamaları dolayısıyla hak olan şu buyruklarıyla şöylece tehdit etmektedir: "Bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı." Yani yakalayış itibariyle bunlardan daha çetin olan, malları, evlatları daha çok, geçimleri daha bol olan bunlardan önce gelen birtakım kavimler de yalanlamışlardı. Ben onları da helak ettim. Semud ve Ad gibi.

 

"Hem bunlar", Mekkeliler, "onlara" o geçmiş ümmetlere "verdiğimizin onda birine bile ulaşmamışlardır." Ayette geçen: (...) ile "Onda bir" aynı şeydir, iki ayrı söyleyiştir. (...)'in "onda birin, onda biri" olduğu da söylenmiştir. el-Cevheri dedi ki: Bir şeyin "mi'şar"ı onun onda biri demektir. Araplar bu şekildeki bir kullanımı sadece öşür (onda bir) hakkında kullanırlar.

 

Bir açıklamaya göre, onlardan önce gelmiş olanlar bizim kendilerine verdiğimizin şükrünün onda birini dahi yerine getirememişlerdir, demektir. Bu açıklamayı en-Nekkaş nakletmiştir.

Bir diğer açıklama da şöyledir: Yüce Allah'ın kendilerinden öncekilere verdikleri, bunlara vermiş olduğu ilim, beyan, belge ve delilin onda biri değildir. İbn Abbas da şöyle demiştir: Onun ümmetinden daha bilgili bir ümmet, O'nun kitabından daha açık hiçbir kitab yoktur.

 

Bir açıklama da şöyledir: Mi'şar, aşirin onda biri, aşir ise onda birin onda biridir. Bu durumda mi'şar, binde bir demektir.

 

el-Maverdi der ki: Daha kuvvetli görülen görüş budur, çünkü bundan maksat azlıkta mübalağalı bir ifadedir.

 

"Fakat yine de peygamberlerimi yalanladılar. Ya Benim azabım" geçmiş ümmetleri cezalandırışım "nasılmış?" Bu ifadede hazfedilmiş lafızlar vardır ki, takdiri şöyledir: Biz onları helak ettik, Benim azablandırışım nasılmış?

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Sebe 46

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR