SECDE 27 |
أَوَلَمْ
يَرَوْا
أَنَّا
نَسُوقُ
الْمَاء إِلَى
الْأَرْضِ
الْجُرُزِ
فَنُخْرِجُ بِهِ
زَرْعاً
تَأْكُلُ
مِنْهُ
أَنْعَامُهُمْ
وَأَنفُسُهُمْ
أَفَلَا يُبْصِرُونَ |
27. Görmezler mi ki
Biz suyu kupkuru yere süreriz de onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri
ekini bitiririz? Hala görmezler mi?
"Görmezler mi ki
Biz suyu kupkuru yere süreriz?" Yani bitkisi bulunmayan kupkuru yere orayı
canlandıralım diye suyu sürmemizdeki kudretimizin kemalini bilmezler mi?
ez-Zemahşeri dedi ki:
"Kupkuru" bitkisi kesilip koparılmış yer demektir. Bu ise ya suyu
bulunmadığından dolayı olur yahut ta orası otlanılarak bitkisinin sonu getirildiğinden
dolayı olur. Bitki bitirmeyen çorak araziye böyle denilmez. Burada Yüce
Allah'ın: "Onunla ... ekini bitiririz" buyruğu delil teşkil
etmektedir. İbn Abbas der ki: Bu, Yemen'deki bir yerdir. Mücahid dedi ki: Orası
(Yemen'deki yerin adı) Ebyen'dir.
İkrime de: Sözkonusu
edilen, yağmur yağmamış, kuraklaşmış yerdir. edDahhak ise: Kurak ve susuzluktan
ölmüş yerdir. el-Ferra der ki: Bitkisi bulunmayan yerdir, demişlerdir. el-Esmai
de: Hiçbir şey bitirmeyen yer demektir, demiştir.
Muhammed b. Yezid dedi
ki: "el-Curuz: Kupkuru" lafzının başına elif lam gelmiş olduğundan
ötürü muayyen bir yerin adı olma ihtimali uzaktır. Bununla birlikte "Abbas
ve Dahhak" özel isimlerinin başına elif lam getirerek, el-Abbas ve
ed-Dahhak diyenlerin görüşlerine göre özel bir yer adı olması da mümkündür.
üstelik İbn Abbas'tan gelen rivayet sahihtir ve tenkid edilecek bir tarafı
yoktur. Diğer taraftan bu lafız bir sıfattır. Marifenin sıfatı ise elif ve lam
ile gelir. Bu kelime, "önüne gelen herşeyi yiyip bitiren, geriye bir şey
bırakmayan adam" anlamındaki; (...) den alınmıştır. Recez vezninde şair de
şöyle demiştir:
"Aldatıcıdır, önüne
geleni yer, acıktı mı da ağlar, Hurmayı yer, çekirdeğini atmaz."
"Bulduğu herşeyi
yiyen dişi deve" demektir. "Son derece kesici keskin kılıç";
(...): Çekirgeler ekini toptan imha etti" anlamına gelmektedir. el-Ferra
ve başkalarının naklettiklerine göre; "Kupkuru yer" denilir.
"Cimrilik etti, arzu etti, korktu" üç fiili ile birlikte, bu dört
fiilde de dört türlü söyleyiş vardır.
Rivayet edildiğine göre
bu yerde nehir yoktur. Denizden de uzaktır. Her yıl nemli bir hava gelir ve
yılda üç defa ekin ekerler. Yine Mücahid'den nakledildiğine göre burası Nil
arazisidir.
"Onunla" o su
ile "hayvanlarının" ot ve yonca gibi "ve kendilerinin" tane,
sebze ve meyve türünden "yedikleri ekini bitiririz."
"Hala görmezler
mi?" Bunu görüp bizim tekrar onları ölümden sonra diriltmeye kadir
olduğumuzu bilmezler mi?
"Bitiririz"
buyruğu "süreriz" buyruğu üzerine atfedilmiş de olabilir. Ma kabli
(önceki) ile bağlantısı olmayan (munkatı') bir ifade de olabilir.
"Hayvanlarının ... yedikleri" sıfat olmak üzere nasb mahallindedir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN