SECDE 19 / 20 |
أَمَّا
الَّذِينَ
آمَنُوا
وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ
فَلَهُمْ جَنَّاتُ
الْمَأْوَى
نُزُلاً
بِمَا كَانُوا
يَعْمَلُونَ
{19} وَأَمَّا
الَّذِينَ
فَسَقُوا فَمَأْوَاهُمُ
النَّارُ
كُلَّمَا
أَرَادُوا
أَن يَخْرُجُوا
مِنْهَا
أُعِيدُوا
فِيهَا
وَقِيلَ لَهُمْ
ذُوقُوا
عَذَابَ
النَّارِ
الَّذِي كُنتُم
بِهِ
تُكَذِّبُونَ
{20} |
19. İman
edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için amelleri sebebi ile ağırlanmak
üzere Me'va cennetleri vardır.
20. Ama
fasık olanların karargahı ateştir. Ondan her çıkmak istediklerinde tekrar oraya
geri çevirilirler ve onlara: "Yalanladığınız o ateşin azabını tadın"
denilir.
"İman edip salih
amel işleyenlere gelince, onlar için ... Me'va cennetleri vardır"
buyruğuyla Yüce Allah, her iki kesimin de yarın kalmak üzere gidecekleri yeri
haber vermektedir. Mü'minler için Me'va cennetleri vardır. Yani onlar kalmak
üzere cennetlere gideceklerdir. Burada cennetlerin "(kalınacak yer
anlamına gelen) el-Me'va"ya izafe edilmesi, bu yerin birçok cennetler
ihtiva eden bir yer olmasından dolayıdır.
"Ağırlanmak üzere"
yani onlara ziyafet ve ikram olmak üzere ... (bunlar verilecektir). "Gelen
misafir için yapılan ve hazırlanan şeyler" demektir. Bu daha önce Al-i
İmran Süresi'nin sonlarında (190-200. ayetler, 20. başlıkta) geçmiş
bulunmaktadır. Bu lafız "cennetler"den hal olmak üzere nasb ile
gelmiştir. Yani onlar için hazırlanmış haliyle cennetler vardır. Bununla
birlikte mef'ulün leh olması da mümkündür.
"Ama fasık
olanların" imandan çıkıp küfre girenlerin "karargahı ateştir."
Onlar orada
kalacaklardır.
"Ondan her çıkmak
istediklerinde tekrar oraya geri çevirilirler." Yani ateşin alevleri
onları yukarı doğru ittikçe, ateşteki yerlerine geri gönderilirler. Çünkü onlar
cehennemden çıkmayı ümit ederler. Buna dair açıklamalar daha önceden el-Hac
Süresi'nde (22. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
"Ve onlara"
cehennem bekçileri yahut ta Yüce Allah: "Yalanladığınız o ateşin azabını
tadın, denilir."
Tatmak (zevk; tadı
alınan) hem maddi, hem manevi şeyler hakkında kullanılır. Yine bu sürede buna
dair açıklamalar daha önceden (Secde, 14. ayetin tefsirinde) geçmiş
bulunmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN