ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

SECDE

7

/

9

 

الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنسَانِ مِن طِينٍ {7}

 ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِن سُلَالَةٍ مِّن مَّاء مَّهِينٍ {8}

 ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِن رُّوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلاً

مَّا تَشْكُرُونَ {9}

 

7. O ki, yarattığı herşeyi güzel yapmıştır. İnsanı yaratmaya da çamurdan başlamıştır.

8. Sonra O, onun soyunu bayağı bir sudan meydana gelen bir süzmeden kılmıştır.

9. Sonra O, onu düzeltip tamamlamış, ona ruhundan üfürmüştür. Sizin için kulaklar, gözler ve kalbler yaratmıştır. Ne kadar az şükredersiniz!

 

"O ki, yarattığı herşeyi güzel yapmıştır" buyruğundaki: "Yarattığı" anlamındaki buyruğu İbn Kesir, Ebu Amr ve İbn Amir "lam" harfini sakin olarak; (...) diye, diğerleri ise üstün okumuşlardır. Bu okuyuşu Ebu Ubeyd ve Ebu Hatim kolayolduğundan dolayı tercih etmişlerdir. Bu da "şey"in sıfatı olarak cer mahallinde mazi bir fiildir. İbn Abbas'tan gelen rivayete göre anlamı, yarattığı herşeyin yaratılışını son derece sağlam kılmıştır. Yani onu murad ettiği şekilde yaratmış ve O'nun iradesinden başka bir şekilde var olamamıştır. Bir başka görüşe göre O'nun yaratmış olduğu herbir şey güzeldir. Zira hiçbir kimse benzerini meydana getiremez ve yarattığı herbir şey de kendi yaratıcısının varlığına delalet etmektedir.

 

"Lam" harfini sakin okuyanların bu okuyuşu Sibeveyh'e göre mastardır.

Çünkü bu okuyuş; "Herşeyi özel bir şekilde yaratmıştır" anlamına delalet etmektedir. Bu Yüce Allah'ın: "Allah'ın yaratması'' (en-Neml, 88) buyruğu ile "(Bunlar) Allah'ın size yazdıklarıdır'' (en-Nisa, 24) buyruklarına benzemektedir. Sibeveyh'ten başkalarına göre ise "herşey" lafzından bedel olmak üzere nasb ile gelmiştir. O ki, herşeyin yaratılışını güzel yapmıştır, demek olur. Bazı nahivcilere göre de;

 

"Güzel yapmıştır" buyruğu belletmiş ve bildirmiştir anlamında olmak üzere bir mef'uldür. Çünkü bu anlamıyla bu fiil, iki mef'ule geçiş yapar ki herbir şeye yaratmasını kavratmıştır, belletmiştir demek olur.

 

Tefsir (temyiz) olmak üzere nasb edildiği de söylenmiştir. Yaratılış itibariyle herşeyi güzel yapmıştır demek olur. Cer harfinin düşürülmesiyle nasb edilmiş olduğu da söylenmiştir ki; (...): Yaratmasında herşeyi güzel yapmıştır" demek olur. Bu anlamdaki bir açıklama İbn Abbas'tan da rivayet edilmiştir.

 

"Güzel yapmıştır" buyruğu sağlam ve muhkem kılmıştır, demektir. Yaratılan herbir şeyin yaratılmasından murad ne ise yaratılış maksadı itibariyle en güzel şekildedir. İşte bu anlam dolayısıyla İbn Abbas ve İkrime şöyle demişlerdir: Maymunun kıçı belki güzel değildir, fakat son derece sağlam ve muhkemdir.

 

İbn Ebi Necih'in, Mücahid'den rivayetine göre; "yarattığı herşeyi güzel yapmıştır" sağlam kılmıştır demektir. Bu da Yüce Allah'ın: ''Rabbimiz, bütün herşeye hilkatini verip sonra da doğru yolu gösterendir" (Ta-Ha, 50) buyruğuna benzemektedir. Yani Yüce Allah insanı hayvan gibi yaratmamıştır. Hayvanı da insan gibi yaratmamıştır.

 

"Yarattığı" lafzı; "İşte O'nun yaratması budur" takdirine göre ref' ile de okunabilir.

Bunun lafız itibariyle umumi olmakla birlikte anlamı itibariyle özel olduğu da söylenmiştir. O, güzel olan herşeyin yaratılışını güzel kılmıştır, demek olur. Hem lafız, hem mana itibariyle umumi olduğu da söylenmiştir. Yani O, yarattığı herşeyi güzel yaratmıştır. Hatta yaratılışı itibariyle köpek dahi güzeldir. Bu açıklamayı da İbn Abbas yapmıştır. Katade de: Maymunun kıçı hakkında: O güzeldir, demiştir.

 

"İnsanı" yani Adem'i "yaratmaya da çamurdan başlamıştır. Sonra onun soyunu bayağı bir sudan meydana gelen bir süzmeden kılmıştır" buyruğu (ve buna dair açıklamalar) daha önceden el-Mu'minun Süresi'nde (12-14. ayetlerin tefsirinde) ve başka yerlerde geçmiş bulunmaktadır.

 

ez-Zeccac: "Bayağı bir sudan" buyruğunu zayıf ve güçsüz diye açıklamıştır. Başkası ise, insanlar nezdinde önemsenmeyen diye açıklamışlardır.

 

"Sonra onu düzeltip tamamlamış" ifadeleri tekrar Adem (a.s)'a aittir. Yani onun hilkatini düzenli kılmış "ona ruhundan üfürmüştür." Bundan sonra yine Adem'in zürriyetini sözkonusu ederek şöyle buyurmaktadır: "Sizin için kulaklar, gözler ve kalbler yaratmıştır."

Şöyle de açıklanmıştır: Sonra bu bayağı ve değersiz suyu dengeli, ölçülü bir yaratık haline getirmiş, ona ruh üflemiştir. Onun şerefine dikkat çekmek üzere de kendi nefsine izafe etmiştir. Bu da aynı zamanda O'nun fiili ve yaratmasının bir neticesidir. Yüce Allah'ın "kulum" buyruğu ile kulu kendisine izafe etmesi gibidir. "üfürmek" tabirini kullanması ise ruhun (rüzgar anlamına gelen) riyh cinsinden oluşundan dolayıdır. Bu husus geniş açıklamalarıyla daha önce en-Nisa Süresi'nde (171. ayet, 3, başlıkta) ve başka yerlerde geçmiş bulunmaktadır.

 

"Ne kadar az şükredersiniz!" Yani buna rağmen sizler şükretmiyor, hatta nankörlük bile ediyorsunuz,

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Secde 10

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR