LUKMAN 25 / 26 |
وَلَئِن
سَأَلْتَهُم
مَّنْ
خَلَقَ
السَّمَاوَاتِ
وَالْأَرْضَ
لَيَقُولُنَّ
اللَّهُ
قُلِ الْحَمْدُ
لِلَّهِ
بَلْ
أَكْثَرُهُمْ
لَا يَعْلَمُونَ
{25} لِلَّهِ
مَا فِي
السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ
إِنَّ
اللَّهَ
هُوَ
الْغَنِيُّ
الْحَمِيدُ {26} |
25.
Andolsun onlara: "Göklerle yeri kim yarattı?" diye sorsan, onlar
elbette: "Allah" diyeceklerdir. "Allah'a hamdolsun" de.
Hayır, onların çoğu bilmezler.
26. Göklerle
yerde olanlar Allah'ındır. Muhakkak Allah, Ganidir, Hamiddir.
"Andolsun onlara:
Göklerle yeri kim yarattı? diye sorsan, onlar elbette: Allah
diyeceklerdir." Yani onlar Allah'ın kendilerinin yaratıcısı olduğunu
itiraf edeceklerdir. O halde ne diye O'ndan başkasına ibadet ediyorlar?
"Allah'a hamdolsun
de." Yani bizi kendi dinine hidayet ettiğinden ötürü O'na hamdolsun. Hamd
O'ndan başkasına layık değildir.
"Hayır, onların
çoğu bilmezler." İbretle bakmaz ve iyiden iyiye düşünmezler.
"Göklerle yerde
olanlar" hem mülkiyetleri, hem de yaratılmaları itibariyle
"Allah'ındır. Muhakkak Allah, Ganidir." Yani yaratıklarına, onların
kendisine ibadet etmelerine muhtaç değildir. Onlara bu emirleri vermiş
olmasının sebebi bu yolla kendilerinin istifade etmeleridir.
"Hamıd'dir." Yaptıkları dolayısıyla kendisine hamd edilendir,
öğülendir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN