RUM 35 |
أَمْ
أَنزَلْنَا
عَلَيْهِمْ
سُلْطَاناً
فَهُوَ
يَتَكَلَّمُ
بِمَا
كَانُوا
بِهِ يُشْرِكُونَ |
35. Yoksa Biz, onlara
kesin bir delil indirdik de onlara onu koşmalarını bu mu söylüyor?
"Yoksa Biz, onlara
kesin bir delil indirdik de ... mu?" buyruğundaki soru, tevkıf (durumu
bildirmek) anlamını taşıyan bir sorudur.
ed-Dahhak dedi ki:
"Kesin bir delil (sultan)" kitab demektir. Katade ve er-Rabi' b. Enes
de böyle açıklamışlardır. Burada konuşmanın kitaba (sultana: kesin delile)
izafe edilmesi, anlamın genişletilmesi (mecaz)'dir. el-ferra'nın iddiasına göre
Araplar "sultan (kesin deliD" lafzını müennes olarak kullanıp,
"Bu hususta sultan senin aleyhine hüküm vermiştir" derler.
Basralılara göre ise bu
kelimenin müzekker olması daha fasihtir. Kur'anı Kerım'de de böyle
kullanılmıştır. Bununla birlikte onlara göre müennes olarak kullanılması da
mümkündür. Zira "hüccet (kesin deliD" anlamındadır. Yoksa bu delil
sizin şirk koşabileceğinizi mi söylüyor? demek olur. Bu açıklamayı İbn Abbas ve
ed-Dahhak da yapmıştır.
Ali b. Süleyman'ın,
Ebu'l Abbas Muhammed b. Yezid'den rivayetine göre o şöyle demiştir: Sultan
(kesin delil), selit'in cem'idir. Tıpkı; "Ekmek" lafzının çoğulunun;
(...) diye getirilmesi gibi. Onun müzekker kabul edilmesi çoğul anlamı, müennes
kabul edilmesi ise cemaat (çokluk) anlamına göredir. Daha önce Al-i İmran Süresi'nde
(151. ayetin tefsirinde) sultan kelimesine dair açıklamalar yeteri kadar geçmiş
bulunmaktadır. Sultan aynı zamanda insanın kendisi sebebiyle bir ceza görmesini
gerektiren herhangi bir hususu, kendisi ile önleyebildiği şey demektir. Yüce
Allah'ın: "Veya mu hakkak onu kestiririm ya da bana apaçık bir delil
(sultan) getirir" (en-Neml, 21) buyruğunda olduğu gibi.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN