RUM 9 |
أَوَلَمْ
يَسِيرُوا
فِي
الْأَرْضِ
فَيَنظُرُوا
كَيْفَ
كَانَ
عَاقِبَةُ
الَّذِينَ
مِن قَبْلِهِمْ
كَانُوا
أَشَدَّ
مِنْهُمْ
قُوَّةً وَأَثَارُوا
الْأَرْضَ
وَعَمَرُوهَا
أَكْثَرَ
مِمَّا
عَمَرُوهَا
وَجَاءتْهُمْ رُسُلُهُم
بِالْبَيِّنَاتِ
فَمَا كَانَ
اللَّهُ
لِيَظْلِمَهُمْ
وَلَكِن
كَانُوا أَنفُسَهُمْ
يَظْلِمُونَ |
9. Yeryüzünde
gezmezler mi ki, kendilerinden önce geçenlerin akıbetinin nasıl olduğuna
baksınlar. Onlar kuvvet bakımından bunlardan üstün idiler. Onlar yeri sürüp
altüst ettiler ve bunların yeri imar ettiklerinden çok imar ettiler.
Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi. Allah onlara zulmetmiyordu,
fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler.
"Yeryüzünde
gezmezler mi ki, kendilerinden önce geçenlerin akıbetinin nasıl olduğuna"
gözleriyle, kalbleriyle "baksınlar. Onlar kuvvet bakımından bunlardan
üstün idiler. Onlar yeri sürüp" ziraat yapmak maksadıyla "altüst
ettiler." Çünkü Mekkeliler ziraat yapan kimseler değillerdi. Yüce Allah
-"sürüp, altüst ettiler" anlamını verdiğimiz kelime ile -aynı kökten
olmak üzere-; "arazi sürmemiş ... "(el- Bakara, 71) diye
buyurmaktadır.
"Ve bunların yeri
imar ettiklerinden çok imar ettiler." Yani sözü edilen o kimseler şu
muhatabların imar ettiklerinden daha çok yeri imar etmişlerdi. Ancak onların bu
imarlarının da, uzun süre dünyada kalmalarının da kendilerine hiçbir faydası
olmadı.
"Peygamberleri
onlara apaçık delillerle" mucizelerle; ahkam ile; diye de açıklanmıştır,
"gelmişlerdi." Ancak onlar kafir oldular, iman etmediler.
"Allah onlara"
günahsız peygamber ve delil göndermeksizin helak etmek suretiyle
"zulmetmiyordu. Fakat onlar" şirk ve isyan ile "kendi
nefislerine zulmettiler."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN