ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

ANKEBUT

67

/

68

أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا جَعَلْنَا حَرَماً آمِناً وَيُتَخَطَّفُ النَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْ أَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَةِ اللَّهِ يَكْفُرُونَ {67}

 

 وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِباً أَوْ كَذَّبَ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءهُ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْكَافِرِينَ {68}

 

67. Çevrelerinde insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen, kendilerine güvenli kutsal bir belde yaptığımızı görmezler mi? Bundan sonra batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

68. Allah'a karşı yalan uyduran veya kendisine hak gelince, onu yalanlayan kimseden daha zalim kim olabilir! Kafirler için cehennemde kalacak yer mi yok?

 

"Çevrelerinde ... kendilerine güvenli kutsal bir belde yaptığımızı görmezler mi?" Abdu'r-Rahman b. Zeyd dedi ki: Bu belde Mekke'dir. Kendilerinden söz edilenler de Kureyş'tir. Yüce Allah orada kendilerini güvenlik içinde barındırmıştır.

 

"Çevrelerinde insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen" buyruğu hakkında ed-Dahhak şöyle demiştir: İnsanlar birbirlerini öldürüyor, birbirlerini esir alıyorlardı.

"Kapıp götürmek, hızlıca almak, yakalamak" demektir. Buna dair açıklamalar daha önceden el-Kasas Süresi'nde (57. ayetin tefsirinde) ve başka yerlerde geçmiş bulunmaktadır.

 

Yüce Allah, onlara kendisine itaatla boyun eğsinler diye bu büyük nimeti hatırlatmaktadır. Yani Ben onlara esir alınmaktan, baskınlardan, öldürülmekten yana içinde emin oldukları güvenlikli bir belde kıldım. Onları denizde tehlikelerden kurtardığım gibi, karada da kurtardım. Fakat onlar karada Bana ortak koşuyorlar, denizde ortak koşmuyorlar. Bu ise onların bu hallerindeki çelişkinin hayret edilecek bir iş olduğuna dikkat çekmektir.

"Bundan sonra batıla inanıp" Katade şirke inanıp Yahya b. Sellam İblis'e inanıp diye açıklamışlardır.

 

"Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?" İbn Abbas dedi ki: Allah'ın verdiği afiyete karşı nankörlük mü ediyorlar? İbn Şecere, Allah'ın bağış ve lütuflarına karşı mı nankörlük ediyorlar? diye açıklamış. İbn Sellam da: Peygamber (s.a.v.)'ın getirmiş olduğu hidayete karşı mı nankörlük ediyorlar? diye açıklamışlardır. en-Nekkaş da şu açıklamayı nakletmektedir: Bunlar açken onlara yemek yedirmemize, korkudan sonra onlara güvenlik vermemize karşı mı nankörlük ediyorlar? Bu onların hallerinin hayret edilecek bir iş olduğunu ifade eder ve soru şeklinde bir inkar (durumlarını red)dir.

 

"Allah'a karşı yalan uyduran ... kimseden daha zalim kim olabilir?" Yüce Allah'la beraber, O'na ortak koşan, evladı olduğunu iddia edenden ve bir hayasızlık işlediği zaman da: "Biz atalarımızı da bunun üzerinde bulduk) Al lah da bize bunu emretti'' (el-A'raf, 28) diyenden daha zalim hiçbir kimse yoktur, demektir.

 

" ... Veya kendisine hak gelince onu yalanlayan kimseden daha zalim kim olabilir." Yahya b. Sellam dedi ki: Hak'tan kasıt Kur'an'dır. es-Süddi de tevhiddir demiştir. İbn Şecere de Muhammed (s.a.v.)'dır demiştir. Bu görüşlerin herbirisi diğer ikisini de kapsamına alır.

"Kafirler için cehennemde kalacak yer mi yok?" Bu takriri bir istifhamdır. (Yer vardır, demektir.)

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Ankebut 69

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR