ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

ŞUARA

210

/

213

وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ الشَّيَاطِينُ {210} وَمَا يَنبَغِي لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ {211} إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ {212} فَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهاً آخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبِينَ {213}

 

210. Onu şeytanlar indirmemiştir.

211. Bu onlara yaraşmaz ve esasen buna güçleri de yoktur.

212. Çünkü onlar işitmekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.

213. O halde; Allah ile birlikte başka bir ilaha dua etme. O takdirde azab edilenlerden olursun.

 

"Onu" yani Kur'an-ı Kerim'i "şeytanlar indirmemiştir." Bilakis onu indiren er-Rühu'I-Emin'diL

 

"Bu, onlara yaraşmaz ve esasen buna güçleri de yoktur. Çünkü onlar işitmekten" daha önce el-Hicr Süresi'nde (17. ayet ve devamının tefsirinde) açıklandığı üzere alevli ateşlerle kovalandıkları için "işitmekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır."

 

el-Hasen ile Muhammed b. es-Sümeyka, "Onu şeytanlar indirmemiştir" anlamındaki buyruğu; (...) diye okumuşlardır. el-Mehdevi dedi ki: Bu Arapçada doğru olmayan bir okuyuştur, (Kur'an) hattına da muhaliftir.

 

en-Nehhas dedi ki: Bu bütün nahivcilere göre bir yanlışlıktır. Ali b. Süleyman'ı şöyle derken dinledim: Ben Muhammed b. Yezid'i şöyle derken dinledim: Bu ilim adamlarına göre bir yanlışlıktır. Sadece bu hususta bir şüphenin etkisi ile böyle okumuş olabilir. Şöyle ki el-Hasen sonunda (şeyatin kelimesinin sonunda) "ye" ile "nün"u görünce ve bunun ref' mahallinde olduğundan bunun cem-i müzekker-i salim olduğu noktasında tereddüde düşmüş ve yanılmıştır.

 

Hadis-i şerif'te de: "Alimin yanılmasından sakınınız." diye buyurulmuştur. Halbuki kendisi başka yerde herkes gibi ''(...): Ama kendi şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında'' (el-Bakara, 14) buyruğunu (buradaki gibi kırık çoğul olarak) okumuştur. Eğer bu "vav" ile ref' mahallinde bulunmuş olsaydı, o takdirde izafet dolayısıyla "nün"un da hazfedilmesi icab ederdi.

 

es-Sa'lebi dedi ki: el-Ferra dedi ki: Büyük ilim adamı -el-Hasen'i kastediyor- yanlışlık yapmıştır. Bu husus en-Nadr b. Şumeyl'e zikredilince şöyle demiştir: Eğer Ru'be, el-Accac ve onlara benzer kimselerin sözleri delil gösterilebiliyorsa el-Hasen ve arkadaşının sözünün de delil gösterilebilmesi lazım. Bununla birlikte bizler bu hususta bir şey işitmemiş olsalardı, böyle okumayacaklarını da biliyoruz.

 

el-Müerric dedi ki: Eğer şeytan lafzı; (...) kökünden türemiş ise onların bu kıraatleri izah edilebilir.

 

Yunus b. Habib der ki: Ben Bedevi bir Arabın; "Biz arkalarında bahçeler bulunan bahçelere girdik" dediğini duydum. Ben de: Bu el-Hasen'in kıraatine ne kadar da benziyor, dedim.

 

"O halde; Allah ile birlikte başka bir ilaha dua etme! O takdirde azab edilenlerden olursun." Denildiğine göre bu buyruk, sen kafir olan kimselere bunu söyle anlamındadır. Bir diğer açıklamaya göre; Muhammed (s.a.v.)'e -böyle bir işi yapmayacak olsa dahi- bir hitabtır, çünkü o hem masumdur, hem seçilmiş bir peygamberdir. Ancak bununla ona hitab edilmiş olmakla birlikte maksat başkalarıdır. Buna da Yüce Allah'ın: "Yakın akrabanı uyar" buyruğu delil teşkil etmektedir. Yani onlar neseb ve akrabalıklarına güvenerek yerine getirmeleri gereken şeyleri terketmesinler.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Şuara 214-220

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR