ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NUR

26

الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ أُوْلَئِكَ مُبَرَّؤُونَ مِمَّا يَقُولُونَ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

 

26. Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışır. İyi kadınlar da iyi erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır. İşte onlar, o müfterilerin dediklerinden uzak olanlardır. Onlar için bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır.

 

İbn Zeyd dedi ki: Buyruğun anlamı şudur: Kötü olan kadınlar, kötü olan erkeklere yakışır. Aynı şekilde kötü olan erkekler, kötü olan kadınlara yakışır. Yine iyi olan kadınlar iyi olan erkeklere, iyi olan erkekler de iyi olan kadınlara yakışır.

 

Mücahid, İbn Cübeyr, Ata ve müfessirlerin çoğunluğu da şöyle demektedirler: Buyruğun anlamı şudur: Kötü sözler kötü erkeklere, aynı şekilde kötü olan insanlara kötü sözler yakışır. İyi sözler aynı şekilde iyi insanlara, iyi insanlar da iyi sözlere yakışırlar.

 

en-Nehhas, "'Meanil-Kur'an"adlı eserinde şöyle demektedir: Bu açıklama bu ayet-i kerime hakkında yapılmış en güzel açıklamadır. Bu açıklamanın doğruluğuna delil Yüce Allah'ın: "İşte onlar, o müfterilerin dediklerinden uzak olanlardır" buyruğudur. Yani Aişe ve Safvan kötü erkeklerin ve kötü kadınların söylediklerinden uzaktırlar.

 

Bir diğer açıklamaya göre; bu ayet-i kerime Yüce Allah'ın: ''Zina eden erkek ancak zina eden veya müşrik olan bir kadını nikah edebilir ... "(en-Nur, 3) ayetine bina edilmiştir. Buna göre "kötü kadınlar" zina eden kadınlar, "iyi kadınlar" ise iffetli kadınlar demektir. Aynı şekilde iyi olan erkekler ile iyi olan kadınlar da böyledir. Bu görüşü de yine en-Nehhas tercih etmiştir, İbn Zeyd'in açıklamasının manası da budur.

 

"İşte onlar o müfterilerin dediklerinden uzak olanlardır" ifadesinde genel olarak bu türden olan kimseler kastedilmektedir. Aişe ve Safvan'ın da kastedildiği, o bakımdan ifadenin (ikil gelmesi gerektiği halde), cem' olarak getirildiği de söylenmiştir. Nitekim Yüce Allah: ''Şayet kardeşleri varsa" (enNisa, 11) buyruğunda da kastedilen iki kardeştir (bununla birlikte ifade üç ve fazlası için kullanılan cem' halinde getirilmiştir). Bu açıklamayı da el-Ferra yapmıştır.

 

"Uzak olanlar" kendilerine yapılan iftiradan uzak ve münezzeh olanlar, demektir.

Bazı tahkik ehli kimseler şöyle demişlerdir: Yusuf (a.s) zina iftirasına maruz kaldığında Yüce Allah beşikte yatan bir çocuğu konuşturarak uzaklığını açıkladı. Meryem (a.s) da zina iftirasına maruz kaldığında Yüce Allah onu İsa (Allah'ın salat ve selamları üzerine olsun) vasıtası ile temize çıkardı. Aişe (r.anha) da zina iftirasına maruz kaldığında Yüce Allah onu Kur'an-ı Kerim ile temize çıkardı. Onun bir çocuk ya da bir peygamber tarafından temize çıkarılmasına razı olmayıp Yüce Allah bizzat kendi kelamıyla onun iftira ve bühtandan uzak olduğunu ilan etti.

 

Ali b. Zeyd b. Cüd'an'dan rivayete göre o dedesinden, o da Aişe (r.anha)'dan şöyle dediği nakledilmiştir: Bana hiçbir kadına verilmemiş dokuz özellik verilmiştir: Cebrail (a.s), Rasulullah (s.a.v.)'e benimle evlenmesini emrettiğinde avucu içerisinde benim suretimle (peygambere) nazil oldu. Peygamber benimle bakire olarak evlendi, benden başka bakire ile evlenmiş değildir. Peygamber (s.a.v.) başı benim göğsüme dayalı olduğu halde vefat etti. Benim adamda gömüldü, melekler benim evimi kuşattılar. O hanımlarından birisiyle birlikte ise hanımları yanından uzaklaşır ve ona vahiy öylece nazil olurdu. Halbuki ben onunla aynı örtünün altında ve tenini benden ayırmadığı halde vahiy ona nazil olurdu. Ben onun halifesinin ve onun sıddikının kızıyım, benim suçsuz olduğuma dair hüküm semadan nazil olmuştur. Ben tertemiz olarak ve tertemiz olanın nezdinde yaratıldım. Bana bir mağfiret ve pek cömertçe ve şerefli bir rızık vaadinde bulunuldu.

 

O bununla Yüce Allah'ın: "Onlar için bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır" buyruğunu kastetmektedir ki, o da cennettir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nur 27

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR