ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NUR

23

إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ

 

23. İffetli, hiçbir şeyden haberi olmayan mü'min kadınlara iftira edenlere muhakkak dünyada ve ahirette lanet edilmiştir. Onlar için çok büyük bir azab da vardır.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayet Kimler Hakkındadır?

2- İffetli ve Bir Şeyden Haberdar Olmayan Mü'minlere iftirada Bulunanların Cezası:

 

1- Ayet Kimler Hakkındadır?

 

Yüce Allah'ın: "İffetli ... kadınlar (el-muhsanat)" buyruğunun ne demek olduğuna dair açıklamalar daha önceden en-Nisa Süresi'nde (24. ayet, 1. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.

ilim adamlarının icma ile kabul ettiklerine göre muhsan (iffetli) erkeklere iftirada bulunmanın hükmü, kıyas ve istidlal yoluyla tıpkı muhsan (iffetli) kadınların hükmü gibidir. Biz bunu sürenin baş tarafında açıklamış bulunuyoruz. Yüce Allah'a hamdolsun.

 

Bu ayet-i kerıme ile kimlerin kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Said b. Cübeyr der ki: Ayet-i kerıme özel olarak Aişe (r.anha)ya iftira eden kimseler hakkındadır. Bazıları da şöyle demektedir: Ayet-i kerime hem Aişe (r.anha) hakkında, hem de Peygamber (s.a.v.)'in diğer zevceleri hakkındadır. Bu açıklamayı da ibn Abbas, ed-Dahhak ve başkaları yapmıştır. Tevbenin de bunlara (şahitliklerinin kabulü hususunda) bir faydası yoktur. Peygamberin hanımları dışında kalan iffetli (muhsan) kadınlara iftira eden kimse için Yüce Allah tevbe imkanı tanımış bulunmaktadır. Çünkü Yüce Allah: ''Muhsan hanımlara iftira edenler, sonradan dört şahit getiremeyenlere seksener (değnek) vurun ... Ancak bundan sonra tevbe edenler ve ıslah olanlar müstesna." (en-Nur, 4-5) diye buyurmakta ve böyleleri için tevbe imkanını tanımakla birlikte; öbürlerine tevbe imkanını tanımamaktadır. Bu açıklamayı ed-Dahhak yapmıştır.

 

Bir diğer açıklamaya göre bu tehdit iftira etmekte ısrar edip, bundan tevbe etmeyen kimseler içindir.

 

Bir diğer görüş de şöyledir: Ayet Aişe (r.anha)ya iftira edenler hakkında nazil olmuş olmakla birlikte bununla, bu vasfa sahip olan herkes kastedilmektedir.

 

Şöyle de açıklanmıştır: Bu ayet-i kerime erkek olsun, kadın olsun iftirada bulunan bütün insanlar hakkında umumidir. Buna göre ifadenin takdiri de şöyle olur: Şüphesiz ki iffetli olan kimselere iftirada bulunanlar... Böylelikle bunun kapsamına (iftiraya maruz kalan) erkek de, dişi de dahil olmaktadır. en-Nehhas da bu açıklamayı tercih etmiştir.

 

Ayetin Mekke müşrikleri hakkında indiği de söylenmiştir. çünkü onlar hicret eden bir kadın hakkında, bu kadın ancak zina etmek için yurdundan çıkmıştır, diyorlardı.

 

2- İffetli ve Bir Şeyden Haberdar Olmayan Mü'minlere iftirada Bulunanların Cezası:

 

"Muhakkak dünyada ve ahirette lanet edilmiştir" buyruğu hakkında ilim adamları derler ki: Eğer bu ayet-i kerime ile, kastedilenler iftira eden mü'min kimseler ise lanetten kasıt uzaklaştırmak, had vurmak ve mü'minlerin onları yalnız bırakıp onlarla pek konuşmamaları, adalet mertebesinden aşağıya inmeleri, mü'minler tarafından kendilerinden güzel övgü ile söz edilmesinden uzak kalmalarıdır.

 

Bu ayet-i kerime sadece Aişe (r.anha)ya iftira eden kimseler hakkında özeldir, diyenlerin görüşlerine göre; bu zorlu azap Abdullah b. Ubeyy ve benzerleri hakkında söz konusu olur.

 

Ayet-i kerime, Mekke müşrikleri hakknda nazil olmuştur, diyenlerin açıklamalarına göre de başka bir şey söylemeye gerek yoktur. Zaten onlar uzak tutulmuşlardır, ahirette de onlar için pek büyük bir azap vardır. Aralarından müslüman olan kimseye gelince, İslam kendisinden öncekileri siler, süpürür.

 

Ebu Ca'fer en-Nehhas der ki: Bu ayet-i kerimenin te'vili ile ilgili olarak yapılmış en güzel açıklamalardan birisi de ayet-i kerimenin erkek olsun, kadın olsun iftirada bulunan bütün insanlar hakkında umumi olduğudur. Bu durumda ifadenin takdiri şöyle olur: Şüphesiz ki iffetli kimselere iftirada bulunanlar... Bu açıklamanın kapsamına erkek-dişi herkes girer. Aynı şekilde haklarında iftirada bulunanlar için de böyledir. Şu kadar var ki, bu buyrukta müzekker kipi, müennes kipi yerine tağlib (ağırlık vermek) yoluyla kullanılmıştır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nur 24

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR