ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MU’MİNUN

63

/

65

بَلْ قُلُوبُهُمْ فِي غَمْرَةٍ مِّنْ هَذَا وَلَهُمْ أَعْمَالٌ مِن دُونِ ذَلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُونَ {63}

 

 حَتَّى إِذَا أَخَذْنَا مُتْرَفِيهِم بِالْعَذَابِ إِذَا هُمْ يَجْأَرُونَ {64}

 لَا تَجْأَرُوا الْيَوْمَ إِنَّكُم مِّنَّا لَا تُنصَرُونَ {65}

 

63. Bilakis onların kalpleri bundan habersizdir. Onların bundan başka bizzat işledikleri amelleri de vardır.

64. Nihayet onların refah içinde olanlarını azab ile aldığımızda hemen feryadı basıverirler.

65. Bu gün feryad etmeyin. Çünkü tarafımızdan size yardım olunmaz.

 

"Bilakis onların kalpleri bundan habersizdir." Mücahid dedi ki: Onların kalpleri Kur'an'dan gaflet içindedirler. Kalbleri ona karşı perdelidir ve kördür.

 

"Su onu örttü" denilir. "İçine gireni örten ırmak" demektir. (...) ise (tecrübesizliği dolayısıyla) insanların görüşlerine aldanan kimse demektir. (...) Zaferandan yapılan ve gelinlerin yüzüne sürülen bir çeşit boyaya (makyaj malzemesine) bu ismin veriliş sebebi ise yüzü örtmesidir. "Kendisini örtüp kapatan bir kalabalık içerisine girdi" anlamındadır.

 

"Bilakis onların kalpleri bundan habersizdir" buyruğunun şaşkınlık ve körlük içerisindedir, anlamına geldiği de söylenmiştir. Yani bundan önceki ayetlerde sözü edilen iyilik amellerine dair vasıflardan tamamiyle habersizdirler. Bu açıklamayı Katade yapmıştır. Veya onların hak ile konuşan kitaptan haberleri yoktur, demektir.

 

"Onların bundan başka bizzat işledikleri amelleri de vardır" buyruğu hakkında Katade ile Mücahid şöyle demektedirler: Onların hakkın dışında işlemeleri kaçınılmaz olan bir takım günahları da vardır. el-Hasen ve İbn Zeyd de şöyle açıklamışlardır: Yani onların işlemekte olduklarından başka ve henüz işlemedikleri bayağı amelleri de olacaktır. Mü'minlerin amelleri arasında yakışmayan bu amelleri mutlaka işleyeceklerdir ve bundan dolayı da haklarında verilmiş olan bedbahtlık hükmü dolayısıyla cehenneme gireceklerdir.

üçüncü bir anlama gelme ihtimali de vardır: Bunlar yaratıcıyı inkar ile birlikte yaratılmışa da zalimlik ettiler. Bu açıklamayı da el-Maverdi zikretmektedir. Anlam itibariyle açıklamalar birbirine yakındır.

 

"Nihayet onların refah içinde olanlarını azab ile aldığımızda" Bedir günü kılıçtan geçirdiğimizde, demektir. Bu açıklamayı İbn Abbas yapmıştır.

 

ed-Dahhak dedi ki: Bundan kasıt karşı karşıya kaldıkları açlıktır. Peygamber (s.a.v.) kendileri hakkında: "Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha arttır. Allah'ım, karşılaşacakları bu yılları yusuf'un (dönemindeki kıtlık) yılları gibi kıl." demesi üzerine Yüce Allah onları kıtlık ve açlığa mübtela etti. Öyle ki kemikleri meyteyi, köpekleri, leşleri yemek zorunda kaldılar. Malları ve evlatları da telef olmuştu.

 

"Hemen feryadı basıverirler." Bağırıp, çağırırlar ve yalvara yakara feryad ederler. (...) kelimesinin asıl anlamı, yalvarıp yakarırken "öküzün yaptığı şekilde" sesi yükseltmektir. el-A'şa da bir ineği nitelendirirken şöyle demektedir: "O aralıksız üç gün boyunca dolaşıp durdu, Ve onun görülmedik tek işi (yitirdiği yavrusu için) korkması ve feryat etmesi idi."

 

el-Cevheri der ki: Bu kelime (anlam itibariyle) böğürmek gibidir. (...): Öküz böğürdü, böğürür denilir. Bazıları da: ''Onlara böğüren bir buzağı heykeliyaptı. "(Ta-Ha, 88) buyruğundaki; "Böğürme" anlamındaki kelimeyi -yine aynı anlamda olmak üzere-: (...) diye okumuşlardır. Bunu da el-Ahfeş nakletmektedir. "Adam Yüce Allah'a yalvarıp, yakardı" demektir. Katade, onlar feryad ile tevbe ettikleri halde, tevbe onlardan kabul olunmaz, diye açıklamıştır. Şair der ki: "O herşeyin hakimine namaz kılışında kimi zaman, Secde eder haldedir, kimi zaman da yalvarıp yakarır."

 

İbn Cüreyc dedi ki: "Nihayet onların refah içinde olanlarını azab ile aldığımızda" buyruğunda sözü edilenler, Bedir'de öldürülenlerdir. "Hemen feryadı basıverider" buyruğunda kastedilenler de Mekke'de bulunanlardır. O böylelikle daha önce sözü edilen iki görüşü bir arada zikretmiş olmaktadır, güzel bir açıklamadır.

 

"Bugün feryat etmeyin. Çünkü tarafımızdan size yardım olunmaz." Yani Bizim, size gelecek olan azabımız önlenemez ve sizin bu katlanamayışınızın da size bir faydası olmaz. el-Hasen de şöyle açıklamıştır: Tevbeniz kabul edilmek suretiyle size yardım olunmaz. Bir diğer açıklama da şu şekildedir: Buradaki nehiy (feryad etme yasağının) : Sizler yalvarıp yakaracak olsanız dahi bunun size faydası olmaz demektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mu’minun 66-67

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR