ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MU’MİNUN

55

/

56

 

أَيَحْسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُم بِهِ مِن مَّالٍ وَبَنِينَ {55}

 

 نُسَارِعُ لَهُمْ فِي الْخَيْرَاتِ بَل لَّا يَشْعُرُونَ {56}

 

55. Zannederler mi ki Biz kendilerine mal ve oğullar vermekle;

56. İyilikleri kendilerine çabucak ulaştırıyoruz? Hayır, onlar farkında değiller ..

 

"Zannederler mi ki Biz kendilerine mal ve oğullar vermekle" buyruğundaki (...) edatı, (...) anlamındadır. Yani ey Muhammed, bunlar kendilerine dünya hayatında vermiş olduğumuz mal ve evladın kendileri için bir mükafat olduğunu mu zannediyorlar? Aslında bu onlar için sadece bir istidrac (derece derece azaba yaklaştırma)dır ve bir mühlet vermektir. Yoksa hayırların kendilerine çabucak ulaştırılması kabilinden değildir.

 

(...) in haberinin hangisi olduğu hususunda da üç görüş vardır. Bu görüşlerden birisine göre haber hazfedilmiştir.

 

ez-Zeccac dedi ki: ''Kendilerine hayırlarda acele edip, kendisini çabucak verdiğimiz" anlamında olup; "Kendisini" lafzı hazfedilmiştir.

 

Hişam ed-Darir ise incelikli bir açıklamada bulunarak şöyle demektedir: "(...) Lafzı (bir dereceye mealdeki; "oğullar" lafzındaki " ...lar" Hayırlar demektir. Bu durumda anlam şöyle olmaktadır: Ve Biz, bu hayırları onlara çabucak veriyoruz. Daha sonra hazfedilmiş bulunan bu "hayırlar (mealde; iyilikler)" kelimesini izhar ederek "iyilikleri. .. " diye buyurmuştur. Bu takdire göre ifadede hazf yoktur. el-Kisai'nin görüşüne göre ise (...) tek bir edattır. Dolayısıyla bir hazf takdirine ihtiyaç yoktur ve ayetin son kelimesi olan "oğullar" kelimesi üzerinde vakıf yapılabilir.

 

Bu edatın iki edattan meydana geldiğini kabul edenlere gelince, o takdirde haberden; (...) in ismine ait bir zamirin bulunması kaçınılmaz olur ve bu durumda "ve oğullar" kelimesi üzerinde vakıfta anlam tamam olmaz. es-Sahtiyanı de: "Ve oğullar" kelimesi üzerinde vakıf yapmak uygun düşmez, çünkü "zannederler mi ki" anlamındaki fiilin iki tane mef'ule ihtiyacı vardır. İki tane mef'ul ise "iyilikleri" anlamındaki kelime ile birlikte tamam olmaktadır.

 

İbnu'l Enbarı ise bu bir hatadır demektedir. Çünkü, (...) edatı isim ve haberi ile birlikte yeterli bulunmaktadır. (İki mefule artık gerek bırakmamaktadır) Bundan sonra ayrıca ikinci bir mef'ul getirmek caiz değildir.

 

Ebu Abdu'r-Rahman es-Sülemı ile Abdu'r-Rahman b. Ebi Bekre de: "Çabucak ulaştırıyor" anlamında ("ulaştırıyoruz" anlamını verecek şekilde "nun" ile değil de) "ya" ile ve faili "bizim onlara ulaştırmamız" anlamında bir kelime olmak üzere okumuşlardır. Bu da, -hazif söz konusu olmayacak şekilde- caizdir. Yani onlara yardımı çabucak veriyor. Hazfin bulunması da mümkündür, o takdirde mana: Allah onlara çabucak veriyor demek olur.

 

"İyilikler kendilerine çabucak ulaştırılıyor" anlamında da okunmuştur. Bunun da üç türlü açıklaması söz konusudur. Birincisine göre burada; "Çabucak verilen şey"(e ait bir zamir) hazfedilmiştir. İkinci görüşe göre "imkanlar çabucak ulaştırılıyor" anlamında olabilir ve "onlara" anlamındaki kelime meçhul fiilin naib-i faili (sözde öznesi) olur. Bu açıklamayı en-Nehhas yapmıştır, el-Mehdevı der ki: el-Hurr en-Nahvı de (...) şeklinde okumuştur ki, cemaatin kıraati olan "iyilikleri kendilerine çabucak ulaştırıyoruz" ile aynı anlamdadır. es-Sa'lebi dedi ki: Doğru olan umumun kıraatidir, çünkü "Biz kendilerine vermekle" diye buyurulmuştur.

 

"Hayır, onlar" bunun kendileri için bir fitne ve bir istidrac (tedricilik) olduğunun "farkında değiller."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Mu’minun 57-60

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR