HAC 26 |
وَإِذْ
بَوَّأْنَا
لِإِبْرَاهِيمَ
مَكَانَ
الْبَيْتِ
أَن لَّا
تُشْرِكْ
بِي شَيْئاً
وَطَهِّرْ
بَيْتِيَ
لِلطَّائِفِينَ
وَالْقَائِمِينَ
وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ |
26. Hani Biz,
İbrahim'e Beyt'in yerini tayin etmiş ve şöyle demiştik: "Bana hiçbir şeyi
ortak koşma! Tavaf edenler, orada ikamet edenler, ruku' ve sucud edenler için
Beyt'imi temizle!"
Bu buyruğa dair açıklamalarımızı
iki başlık halinde sunacağız:
1- Beyt'in Yerinin İbrahim (a.s)a
Gösterilmesi:
2- iman ve ibadetin Esası Allah'a Ortak
Koşmamak:
1- Beyt'in Yerinin
İbrahim (a.s)a Gösterilmesi:
"Hani Biz, İbrahime
Beyt'in yerini tayin etmiş" buyruğu İbrahim'e Beyt'in yerini tayin
edişimizi hatırla demektir. "Ona tayin ettim," anlamında kullanılır.
Nitekim; "Sana imkan verdim, imkan hazırladım," derken de böyledir.
"İbrahim'e" anlamındaki buyruktaki "lam" harfi te'kid için
bir sıladır. Yüce Allah'ın: "Hemen ardınızda ... "(en-Neml, 72)
buyruğunda olduğu gibi. Bu, el-ferra'nın görüşüdür.
"Hani Biz,
İbrahim'e Beyt'in yerini tayin etmiş" buyruğunun yeniden inşa etmek için,
temellerini ona göstermiş idik, anlamında olduğu da söylenmiştir. Çünkü tufan
ve başka etkenler sebebiyle Ev yıkılmıştı. İbrahim (a.s)ın dönemi gelince Yüce
Allah orayı yeniden bina etmesini emretti. O da Beyt'in bulunduğu yere geldi ve
onun izlerini tesbit etmeye koyuldu. Yüce Allah'ın gönderdiği bir rüzgar Adem
(a.s)ın kurduğu temelleri açığa çıkardı, o da Beyt'i o temeller üzerinde -daha
önce el-Bakara Suresi'nde (127. ayetin tefsirinde) belirtildiği gibi- bina
etti.
"Tayin
etmiştik" buyruğunun (...): Kıldık" fiili gibi "lam" ile
teaddi (geçiş) yapan bir fiil konumunda olduğu söylenmiştir. Yani Biz Beyt'in
yerini İbrahim'e tayin edilen bir yer kıldık. Şair de şöyle demektedir:
"Benim nice şanlı kardeşim vardır ki, Kendi ellerimle ben onu lahde
yerleştirmişimdir."
2- iman ve ibadetin
Esası Allah'a Ortak Koşmamak:
"Bana hiçbir şeyi
ortak koşma, demiştik" ifadesi cumhurun görüşüne göre İbrahim (a.s)a bir
hitaptır. İkrime bunu; "Bana ortak koşmasın diye ... " şeklinde
"ya" harfi ile ona söylenen sözün anlamının aktarılması suretinde
okumuştur. Ebu Hatim: Bu kıraate göre (...): Ortak koşmaması için"
anlamında olmak üzere "kef" harfinin nasb ile okunması kaçınılmaz bir
şeydir, der.
Ayrıca; (...) nin
şeddeli olanından hafifletilmiş olduğu söylendiği gibi, müfessire (açıklayıcı)
olduğu da, zaide (fazladan geldiği) de söylenmiştir. Yüce Allah'ın:
"Müjdeci gelince'' (Yusuf, 96) buyruğunda olduğu gibi.
Ayet-i kerimede Beyt'in
etrafında yerleşmiş bulunanlar arasından şirk koşanlar da yerilmektedirler.
Yani sizin atanız İbrahim'e, ondan sonra gelenlere ve sizlere bu şekilde
hareket etmek bir şarttı. Siz bu şartı yerine getirmediniz, aksine şirk
koştunuz.
Bir başka kesim de Yüce
Allah'ın: "Bana hiçbir şeyi ortak koşma" buyruğundan itibaren hitab
Muhammed (s.a.v.)adır. O Beytullah'ı temizlemek ve hac için insanları
çağırmakla da emrolunmuştur. Ancak cumhur bu emirlerin İbrahim (a.s)a verildiği
kanaatindedir, daha sahih olan görüş de budur.
Küfür, bid'at, bütün
pisliklerden ve kan davalarından Beytullah'ın temizlenme emri umumidir.
Bir görüşe göre bu
temizleme emri ile putlardan temizlenmesi kastedilmiştir. Nitekim Yüce Allah
şöyle buyurmaktadır: "Şu halde pisliğin ta kendisi olan putlardan uzak
durun. "(el-Hacc, 30) Çünkü Curhumlular ile Amalikalıların Beytullah'ın
bulunduğu yerde ve etrafında -İbrahim (a.s) onu bina etmeden önce- putları bulunmakta
idi.
Şöyle de açıklanmıştır:
Buyruğun anlamı benim evimi orada bir puta ibadet edilmesi gibi bir pislikten
uzak tut. Bu, orada tevhidin açıkça ortaya konulmasına dair bir emirdir.
Mescid-i Haram'ın ve diğer mescidlerin bu gibi pisliklerden tenzih edilmesi ile
ilgili olarak ilim adamlarının görüşlerine dair yeterli açıklamalar daha
önceden Tevbe Süresi'nde (28. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
"Orada ikamet
edenler" orada ayakta duranlar demek olup, namaz kılanlar
kastedilmektedir. Şanı Yüce Allah, burada namazın rükünlerinden en büyük
olanlarını söz konusu etmiştir ki, bu da kıyam, rukü ve sücuddur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN