ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NAHL

76

وَضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً رَّجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لاَ يَقْدِرُ عَلَىَ شَيْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَى مَوْلاهُ أَيْنَمَا يُوَجِّههُّ لاَ يَأْتِ بِخَيْرٍ هَلْ يَسْتَوِي هُوَ وَمَن يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَهُوَ عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

 

76. Allah, iki adamı da örnek verir: Bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez. Üstelik sahibine bir yüktür. Onu her nereye yöneltse hiçbir hayır getirmez. Hiç bu kişi, adaletle emreden ve kendisi dosdoğru yol üzerinde bulunan kişi ile bir olur mu?

 

"Allah, iki adamı da örnek verir. Bunlardan biri dilsiz ... " Bu da Yüce Allah'ın kendi zatına ve puta dair vermiş olduğu bir başka örnektir. Hiçbir şeye gücü yetmeyen ve dilsiz varlıktan kasıt, puttur. Adaletle emreden zat ise Yüce Allah'tır. Bu açıklamayı Katade ve başkaları yapmıştır. İbn Abbas da der ki: Buradaki dilsiz köleden kasıt, vaktiyle Hz. Osman'a ait olan bir köledir. Hz. Osman ona müslüman olmasını teklif ediyor, o bunu kabul etmiyordu. Hz. Osman ise adaletle emrediyordu. Yine İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, Hz. Ebu Bekir ile ona ait olan kafir bir köleye dair örnektir.

 

Dilsizin, Ebu Cehil, adaletle emreden kişinin ise, Anslı Ammar b. Yasir olduğu da söylenmiştir. Ans, Mezhiclilerin bir koludur. Ammar, Ebu Cehil'in bağlı olduğu kol olan Mahzumoğullarının antlaşmalısı idi. Ebu Cehil, Ammar'a müslüman olduğu için işkence ettiği gibi, Sümeyye'ye de işkence ediyordu. O da Ebu Cehil'in kölesi idi. Birgün ona şöyle demişti: Sen, Muhammed'e güzelliği dolayısıyla, onu sevdiğin için iman ettin. Daha sonra da elindeki mızrağını ona sapladı. İslam uğrunda ölen ilk şehid o kadındır. Allah ona rahmet eylesin. Bu bilgiler en-Nakkaş'ın ve başkalarının kitabından aktarılmıştır. Yine buna dair açıklamalar, etraflı bir şekilde, Yüce Allah'ın izniyle ikrah ayetinde (bu surenin 106. ayetinde) gelecektir.

 

Ata der ki: Dilsizden kasıt, Ubeyy b. Haleftir. O, hayırlı hiçbir şey söylemezdi.

 

"üstelik sahibine bir yüktür." Yani, kavmine bir yük teşkil etmektedir. Çünkü hem onlara eziyet eder, hem de Osman b. Maz'un'a eziyet ederdi. Mukatil der ki: Bu buyruk, Hişam b. Amr b. el-Haris hakkında inmiştir. Bu kişi, hayırlı işleri pek az, Peygamber (s.a.v.)'a düşmanlık eden kafir bir kimse idi.

 

Dilsizin kafir, adaletle emreden kişinin ise mü'min olduğu ve bunun, her iki taraf hakkında genel olarak birer örnek olmak üzere geldiği de söylenmiştir. Bu görüş, İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir ve güzel bir görüştür. Çünkü umumidir.

 

"Ebkem (dilsiz)"; konuşamayan kimse demektir. Aklı ermeyen kimse olduğu da söylenmiştir. İşitmeyen ve görmeyen kimsedir diye de açıklanmıştır. Tefsirde ise, şöyle denilmektedir: Burada dilsizden kasıt, puttur. Bununla Yüce Allah, bu putun hiçbir şeye gücünün yetmediğini, hiçbir şey yapamadığını beyan etmektedir. Başkası onu bir yerden bir yere taşımakta, onu yontmaktadır. O bakımdan bu put sahibine yüktür. Allah ise, adaletle emredendir ve gücü herşeye yetendir, herşeye üstün ve galip gelendir.

 

"Üstelik sahibine bir yüktür" buyruğunun şu anlamda olduğu da söylenmiştir: O, velisine (işini ve ihtiyaçlarını görüp karşılayana) ve yakınlara ağır bir yüktür. Sahibine de, amcasının oğluna da bir vebaldir. Kendisini gözetenlere ağır geldiğinden dolayı yetime de "kell" denildiği olur. Şairin şu beyitinde de bu anlamda kullanılmıştır:

 

"Gençlik çağına gelmeden önce kellin (yetimin) malını çokça yer. Eğer o kellin (yetimin) kemiği henüz pek güçlü değilse."

 

Bu kelime aynı zamanda oğlu ve babası olmayan kişi hakkında da kullanılır. Bakıma muhtaç çoluk çocuk anlamına da gelir. Çoğulu, "kulul" diye gelir. "Bıçak köreldi, kesmez oldu" demektir.

 

Cumhur "onu her nereye yöneltse, hiçbir hayır getirmez" buyruğundaki; (...); Onu ... yöneltse" şeklinde okumuşlardır, mushafın hattı da bu şekildedir. Yani, efendisi onu nereye gönderirse, hayır namına birşey getiremez. Çünkü o, ne birşey bilir, ne söyleneni anlar, ne de onun ne söylediği anlaşılır.

 

Yahya b. Vessab ise, meçhul bir fiil olarak, "O, nereye yöneltilse" diye okumuştur. İbn Mes'ud'dan; "(Nereye) yönelir(se)" diye okuduğu rivayet edilmiştir.

 

"Hiç bu kişi, adaletle emreden ve kendisi dosdoğru yol üzerinde bulunan kişi ile bir olur mu?" Yani bu dilsiz kişi ile, adaletle emredip dosdoğru yol üzerinde bulunan kişi ile bir ve eşit olur mu?

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nahl 77

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR