HİCR 6 / 7 |
وَقَالُواْ
يَا
أَيُّهَا
الَّذِي
نُزِّلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ
إِنَّكَ
لَمَجْنُونٌ
{6} لَّوْ
مَا
تَأْتِينَا
بِالْمَلائِكَةِ
إِن كُنتَ مِنَ
الصَّادِقِينَ
{7} |
6. Dediler ki:
"Ey kendisine zikr (Kur'an) indirilen kişi! Mutlaka sen bir delisin.
7. "Doğru
söyleyenlerden isen bize melekler getirmeli değil misin?"
Bu sözleri Kureyş
kafirleri Muhammed (s.a.v.)'a alay yollu söylemişlerdir.
Sonra ondan doğruluğuna
delil teşkil etsin diye melekleri de getirmesini istemişlerdir.
" ... meli değil
mi" buyruğu da; (...) edatları gibi fiili işlemeye teşviktir. el-Ferra:
(...) daki "mim" "levla" daki "lam" dan bedeldir,
der.
"Bir şeyi istila etti"
ile aynı anlamdaki: "Onu istila etti" ifadeleri de bunun gibidir.
"Onunla arkadaşlık ettim" ile "O benim arkadaşımdır"
ifadeleri de böyledir. Buna göre" ... meli değil mi" anlamındaki bu
edatın haber anlamında olması mümkündür. Mesela; "Zeyd olmasaydı Amr
vururdu" demek gibi. el-Kisai de der ki: Haberde de soruda da; (...) ile
(...) aynı şeylerdir.
İbn Mukbil der ki:
"Raya olmasaydı, din de olmasaydı taşıdığınız bazı kusurlarınızdan dolayı
Elbetteki ayıplardım sizi; siz beni tek gözüm görmüyor diye ayıpladığınız
için."
Görüldüğü gibi İbn
Mukbil burada; "Olmasaydı" demek istemiştir. en-Nehhas da; (...)
edatlarının aynı anlamı ifade ettiğini nakletmektedir. Dil bilginleri de buna
delil olarak şu beyiti zikrederler:
"Ey hantal herifin oğulları!
Sizler yaşlı develeri kesmeyi en şerefli işiniz olarak saymaktasınız. Başına
miğfer geçirmiş, silahlarını kuşanıp zırhını giyinmiş kimseleri saymanız
gerekmez miydi?"
Burada şairin
kullandığı; " ... mez miydi" anlamı verilen edat, (...) ile aynı
anlamdadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN