YUSUF 35 |
ثُمَّ
بَدَا لَهُم
مِّن بَعْدِ
مَا رَأَوُاْ
الآيَاتِ
لَيَسْجُنُنَّهُ حَتَّى
حِينٍ |
35. Sonra bütün
delilleri gördükleri halde yine de onu bir süreye kadar zindana atmak, onlarca
uygun görüldü.
Bu buyruğa dair
açıklamalarımızı dört başlık halinde sunacağız:
1- Hz. Yusuf'a Dair Görüşler:
2- Hz. Yusuf'un Hapsedilmesi:
3- Hz. Yusuf'a Süreli Hapis:
4- Zina için Hapis Tehdidi ikrah
Sayılır mı?
1- Hz. Yusuf'a Dair
Görüşler:
"Sonra" Mısır
Aziz'i ve onun danışmanları "bütün delilleri gördükleri halde ... "
Hz. Yusuf'un suçsuzluğunu, gömleğinin arkadan yırtılması, kadının yakınlarından
şahidin şahitlik etmesi, kadınların ellerini kesmeleri ve Hz. Yusuf ile
karşılaşmaları sırasındaki dirençsizlikleri gibi alametleri gördükten sonra,
herkesin arasında bu olayın yaygınlık kazanmaması, buna engel olunarak
gizlenmesi için onu hapsetmeyi uygun gördüler.
Bir diğer açıklamaya
göre burada sözü geçen "deliller" Hz. Yusuf aralarında bulunduğu
sürece üzerlerine açılan bereket kapıları idi. Ancak birinci görüş daha
sahihtir. Mukatil, Mücahid'den, o İbn Abbas'tan, İbn Abbas'ın Yüce Allah'ın:
"Sonra bütün delilleri gördükleri halde yine de onu ... uygun
görüldü" buyruğu hakkında şöyle dediğini nakletmektedir: Gömleğin
yırtılması bu delillerdendir, şahidin şahitliği bu delillerdendir, kadınların ellerini
kesmeleri bu delillerdendir, kadınların onun oldukça büyük bir güzelliğe sahip
olduğunu görmeleri de bu delillerdendir.
Şöyle de denilmiştir:
Kadının insanlardan aşırı derecedeki utanması ve ondan büsbütün ümidinin
kesileceğinden korkması, tümden elinden gitmesi yerine ondan uzak kalmaya razı
olmaya onu mecbur etti. Böylelikle onu görmeyecek olursa, hastalığının şifa
bulacağını zannetmişti. Şair de der ki:
"Kavuşma ümidi
bulunan özlem duyan birisinin duyduğu hasret, Hiçbir ümit taşımayan fakat özlem
duyan birisininkine benzemez."
Yahut kadın,
hapsedilmekten çekinerek kendisini teslim edeceği ümidiyle onu hapse atmak
tuzağı ile karşı karşıya bırakmak istedi.
2- Hz. Yusuf'un
Hapsedilmesi:
"Onu ... zindana
atma" (anlamı verilen); (...) kelimesi fail mevkiindedir. Yani onu
hapsetmeleri görüşü onlara uygun görüldü. Bu Sibeveyh'in görüşüdür. el-Müberred
ise bu yanlıştır, der. Çünkü fail cümle olmaz. Ancak burada fail; "Uygun
görüldü" fiilinin delalet ettiği mastardır. Bu da; "Onlara gelen ...
görüş uygun görüldü" demektir. Hazfedilmesinin sebebi ise, fiilin ona
del;'llet etmesidir. Nitekim şair şöyle demektedir:
"Bir haktır, Ebu
Musa'nın, baba olduğu kimseye Dağları diken (yüce Allah)ın muvaffakiyet
vermesi."
Burada; "Bunun
gerçekleşmesi bir haktır" anlamında olup hazfedilmiştir.
Anlamın şöyle olduğu da
söylenmiştir: Daha sonra önceden bilmedikleri bir görüşe sahip oldular. Bu
ifadenin hazfediliş sebebi ise buyrukta buna delalet eden sözlerin
bulunmasıdır.
Aynı şekilde
"demek" fiili de hazfedilmiştir, yani "onu zindana atmalıdırlar,
dediler" demektir. Baştaki "lam" harfi ise gizli bir yeminin
cevabıdır. Fiil müzekker bir fiildir, müennes değildir. Çünkü müennes bir fiil
olsaydı; (...) denmesi gerekirdi. Buna da Yüce Allah'ın: "Onlarca"
denilerek; (...) şeklinde (aynı anlamdaki) müennes zamir kullanılmaması delil
teşkil etmektedir. Bu buyrukla adeta kadınlara ve onların yardımcılarına dair
haber verilmiş ve müzekker kipi tağlib yoluyla kullanılmış gibidir. Bu
açıklamayı da Ebu Ali yapmıştır.
es-Süddi: dedi ki: Hz.
Yusuf'un hapse atılmasının sebebi Aziz'in karısının Hz. Yusuf'u kendisini
teşhir edip, durumunu yaygınlaştırarak küçük düşürmesinden şikayetçi olmasıdır.
Bu açıklamaya göre "onlarca" lafzındaki zamir hükümdara aittir.
3- Hz. Yusuf'a Süreli
Hapis:
"Bir süreye
kadar" buyruğu "belirsiz bir süreye kadar" demektir. Bu
açıklamayı pek çok müfessir yapmıştır. İbn Abbas der ki: Şehirde yaygınlık
kazanmış olan haber kesilinceye kadar, demektir.
Said b. Cübeyr de altı
aya kadar diye açıklamıştır. el-Kiya'nın naklettiğine göre; o bu ifade ile üç
aylık bir süreyi kastetmiş idi. İkrime ise dokuz yıllık bir süre, el-Kelbi: beş
yıl, Mukatil de yedi yıllık bir süre kastetmişti, demişlerdir. Bakara
Suresi'nde; "Bir süre" kelimesi ve onun ile ilgili hükümlere dair
açıklamalar (el-Bakara 36. ayet 6. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.
Vehb der ki: Hz. Yusuf
oniki yıl hapis kaldı.
Bu buyruktaki;
"....e kadar" edatı, (...) anlamındadır. Yüce Allah'ın: "Tanyeri
ağarıncaya kadar" (el-Kadr, 5) buyruğu gibi.
Yüce Allah zindana
atılmayı Hz. Yusuf için kadına meyletmesi dolayısıyla bir temizlenme sebebi
kılmıştı. Aziz -eğer Hz. Yusuf'un suçsuzluğunu bilmiş ise- sanki Hz. Yusuf'un
hapse atılmasında kadına itaat etmiş gibi görünüyor.
İbn Abbas der ki: Hz. Yusuf
üç yerde yanıldı. Birincisi, kadına meyledince; buna sebeb zindana atıldı.
İkincisi rüya yorumunu isteyen kişiye: ''Beni efendinin yanında an
"(Yusuf, 42) demesi üzerine hapiste bir kaç yıl daha kaldı. Diğeri ise
kardeşlerine: ''Siz gerçekten hırsızlık yaptınız" (Yusuf, 70) dedirtmesi,
onlar da buna karşılık: ''Eğer o çalmış bulunuyorsa, onun daha evvel bir
kardeşi de çalmıştı" (Yusuf, 77) diye cevap vermişlerdi.
4- Zina için Hapis
Tehdidi ikrah Sayılır mı?
Yusuf (a.s) hapse
atılmak tehdidi ile zina etmek için zorlandı. Beş yıl hapiste kaldığı halde
mevkinin büyüklüğü ve şerefinin üstünlüğü dolayısıyla böyle bir şeye razı
olmadı.
Bir kişi zina etmek
üzere zindana atılmakla tehdit edilecek (ikrah) olursa, icma ile zina caiz
olmaz. Şayet dövmek ile ikrah söz konusu olursa, ilim adamlarının bu konuda
farklı görüşleri vardır. Sahih kabul edilen görüş eğer dövme aşırı bir noktaya
varırsa, zinanın günahı da, haddi de o kişiden düşer.
Kimi ilim adamlarımız
ise o kimseden haddin düşmeyeceğini söylemişlerdir. Ancak bu, zayıf bir
görüştür. Çünkü Yüce Allah kulu hakkında iki ayrı azabı bir araya toplamaz ve
iki beladan birisini tercih etmek ile karşı karşıya bırakmaz. Çünkü böyle bir
şey dindeki en büyük zorluklardandır. Halbuki Yüce Allah: "Dinde size güçlük
vermedi"(el-Hac, 78) diye buyurmaktadır. İleride bu hususlara dair
açıklamalar Yüce Allah'ın izniyle Nahl Suresi'nde (106. ayet, 4. başlık ve
devamında) gelecektir.
Hz. Yusuf bu ceza ve
tehdide rağmen sabretti, kendisine kurulan bu hile ve tuzaklardan dolayı
Allah'a sığındı. Önceden de geçtiği üzere Yüce Allah da onun duasını kabul
buyurdu.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN