ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

TEVBE

18

إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَأَقَامَ الصَّلاَةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلاَّ اللّهَ فَعَسَى أُوْلَـئِكَ أَن يَكُونُواْ مِنَ الْمُهْتَدِينَ

 

18. Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte bunların doğru yola ermişlerden olmaları umulur.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Allah'ın Mescidlerini Kimler imar Eder:

2- Allah'tan Başkasından Korkmamak:

3- Peygambere iman:

 

1- Allah'ın Mescidlerini Kimler imar Eder:

 

Yüce Allah'ın: "Allah'ın mescidlerini ancak ... imar eder" buyruğu mescidleri imar edenlerin mü'min olduklarına dair tanıklık etmenin sağlıklı ve doğru olduğuna delildir. Çünkü Yüce Allah imanı buna bağlı kılmış ve bu işe devam etmenin mü'minlerin işi olduğunu haber vermiştir. Seleften birisi şöyle demiştir: Eğer bir kimsenin mescidi imar ettiğini görürseniz, onun hakkında hüsn-ü zan besleyiniz. Tirmizı de Ebu Said el-Hudri'den Rasülullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Siz, bir adamın mescidlere gelmek itiyadında olduğunu görürseniz, onun iman sahibi olduğuna tanıklık ediniz." Çünkü Yüce Allah: "Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden ... kimseler imar eder" diye buyurmuştur. Bir rivayette de: "Mescide mutad vakitlerinde gidip gelmeyi itiyat haline getirmişse" şeklindedir. Tirmizı, bu hasen garip bir hadistir, der.

 

İbnü'l-Arabi der ki: Bu husus zahiren bir kimsenin salahı hakkındadır. Yoksa, şahidliklerde bulunacak olanlarla ilgili değildir. Çünkü şahidliklerin bu hususu bilenlerce özel halleri vardır. Şahidin kimisi zeki, kavrayışlı ve bildiği hususu hem inancıyla, hem haber olarak bildirmesiyle gerçek manada elde eder, bilir öğrenir. Kimisi de gafildir (çoğu şeyin farkına varmaz). Bunların herbirisi kendi layık olduğu şekilde değerlendirilir ve niteliklerine göre takdir edilir.

 

2- Allah'tan Başkasından Korkmamak:

 

Yüce Allah'ın: "Allah'tan başkasından korkmayan kimseler" buyruğu ile ilgili olarak, Allah'tan başkasından da korkmayan hiçbir mü'min yoktur. Mü'minler de Peygamberler de kendilerinin dışında kalan düşmanlardan korkagelmişlerdir, denilecek olursa ona şöyle cevap verilir: Yani, bir kimse kendisine ibadet olunanlar arasında Allah'tan başkasından korkmuyorsa demektir. Çünkü müşrikler putlara tapınıyor, onlardan korkuyor ve onlardan birşeyler umuyorlardı. İkinci bir cevap: Yani din hususunda Allah'tan başka kimseden korkmazsa, demektir.

 

3- Peygambere iman:

 

Ayet-i kerimede mescidlerde namaz kılmak suretiyle onları temizlemek ve onların tamiri gerektiren yerlerini düzeltmek suretiyle mescidleri imar edenlerin ve Allah'a iman edenlerin mü'min olacakları sözkonusu edilmekle birlikte, Allah Resulüne iman etmekten ve ona iman etmeyenin imanından sözedilmemektedir diye sorulursa, böylesine şu şekilde cevap verilir: Resulullah (s.a.v.)'a, sözü edilen namaz kılmak ve diğer hususlar delalet etmektedir. Çünkü bunlar onun getirdiği şeyler arasındadır. Namazın kılınması, zekatın verilmesi ancak Resule iman eden bir kişi tarafından yapılırsa sahih olur. İşte bundan dolayı Resul ayrıca sözkonusu edilmemiştir.

 

"Umulur" kelimesi, İbn Abbas ve diğerlerinden nakledildiğine göre Allah için vücup ifade eder. Bunun, böyle kimselere yaraşan budur, anlamına geldiği de söylenmiştir. Yani, işte böylelerinin "doğru yola ermişlerden olmaları" yakışır, anlamındadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Tevbe 19

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR