ENFAL 35 / 37 |
وَمَا
كَانَ
صَلاَتُهُمْ عِندَ
الْبَيْتِ
إِلاَّ
مُكَاء
وَتَصْدِيَةً
فَذُوقُواْ
الْعَذَابَ بِمَا
كُنتُمْ
تَكْفُرُونَ
{35} إِنَّ
الَّذِينَ
كَفَرُواْ
يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ
لِيَصُدُّواْ
عَن سَبِيلِ اللّهِ
فَسَيُنفِقُونَهَا
ثُمَّ
تَكُونُ عَلَيْهِمْ
حَسْرَةً
ثُمَّ
يُغْلَبُونَ
وَالَّذِينَ
كَفَرُواْ
إِلَى
جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ
{36} لِيَمِيزَ
اللّهُ
الْخَبِيثَ
مِنَ الطَّيِّبِ
وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ
بَعْضَهُ
عَلَىَ بَعْضٍ
فَيَرْكُمَهُ
جَمِيعاً
فَيَجْعَلَهُ فِي
جَهَنَّمَ
أُوْلَـئِكَ
هُمُ
الْخَاسِرُونَ
{37} |
35.
Onların Beyt'in yanında duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka birşey
değildi. Öyleyse, inkarınızdan dolayı azabı tadın.
36. O
kafirler, şüphesiz mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar. Yakında da
onları harcayacaklar; sonra bu, onlara bir yürek acısı olacaktır. Sonra da
yenilgiye uğrayacaklardır. Kafir olanlar, toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.
37.
Allah, murdarı temizden ayırt etsin, murdarı birbiri üstüne koyup hepsini
yığsın da onları cehenneme atsın diye. İşte onlar, zarara uğrayanların ta
kendileridir.
İbn Abbas der ki:
Kureyşliler, Beyt'i çıplak tavaf ederler, ıslık çalıp alkış tutarlardı. Bu,
onların kanaatine göre bir ibadetti.
Ayet-i kerimede geçen;
(...)"Islık çalmak, "Alkış tutmak" demektir. Bu açıklamayı
Mücahid, es-Süddi ve İbn Ömer (r.anhum) yapmışlardır. Antere'nin şu beyiti de
bu kabildendir: "Ve nice kadının kocasını yere yıkılmış bıraktım Göğsünden
boşanan kan, dudağı yarık devenin ağzından çıkardığı hırıltı gibi ıslıklı ses
çıkartıyordu."
Seslice osuran bineğin
durumunu anlatmak üzere kullanılan; (...) tabiri de buradan gelmektedir.
es-Süddi der ki: ''Islık çalmak demektir. Bu kelime Hicaz'da
"el-Mükka" diye bilinen beyaz renkli bir kuşun ötüşünden hareketle bu
manada kullanılır. Şair der ki: "Eğer Mükka kuşu başka bir bahçede ötecek
olursa, Koyun sahipleri ve eşek sahiplerinin vay haline."
Katade der ki:
"Elleri birbirine çırpmak" demektir. "Bağırmak, çağırmak"
demektir.
Her iki açıklamaya göre
de rakseden, ellerini çırpan, bağırıp çağıran cahil sufilerin yaptıkları
reddedilmektedir. Bütün bunlar, aklı başında olan kimselerin kendilerini uzak
tutmaya çalıştıkları bir münkerdir. Bu işleri yapan kimseler, Beytullah'ın
yanında müşriklerin yaptıklarına kendi davranışlarını benzetmiş olurlar.
İbn Cüreyc ve İbn Ebi
Necih, Mücahid'den şöyle dediğini nakletmektedirler: (...); parmaklarını
ağızlarına sokmalarıdır. (...) ise, ıslık çalmak demektir. Onlar, bu şekilde
hareket etmekle, Muhammed (s.a.v.)'ı namazdan alıkoymak, başka şeylerle
uğraştırmak istiyorlardı.
en-Nehhas der ki: Bu
kelimelerin sözlükte bilinen anlamları, İbn Ömer'den rivayet edilen şekildedir.
Ebu Ubeyd ve başkalarının naklettiğine göre de ıslık çalmayı anlatmak üzere;
(...) fiili; el çırpmayı anlatmak için de; (...) fiili kullanılır. Amr b.
el-İtnabe'nin şu beyiti de bu kabildendir: "Hepsi de bir gürültü ile
bekleyip durdular Beyt'in yanında el çırpmakla ve ıs lık ile."
Said b. Cübeyr ve İbn
Zeyd derler ki: Burada geçen (...)'ın anlamı, onların insanları Beytullah'tan
alıkoymalarıdır. Buna göre ifadenin aslı; (...) şeklinde olmalıdır ve burada
iki "dal"dan birisi "ya'' ya dönüşmüştür.
"Allah murdarı
temizden ayırt etsin" ise, mü'mini kafirden ayırt etsin anlamındadır.
Bunun, her hususta, amellerde, harcamalarda ve bunun dışında kalan şeylerde
umumı olduğu da söylenmiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN