ENFAL 19 |
إِن
تَسْتَفْتِحُواْ
فَقَدْ
جَاءكُمُ
الْفَتْحُ وَإِن
تَنتَهُواْ
فَهُوَ
خَيْرٌ
لَّكُمْ وَإِن
تَعُودُواْ
نَعُدْ
وَلَن
تُغْنِيَ عَنكُمْ فِئَتُكُمْ
شَيْئاً
وَلَوْ
كَثُرَتْ
وَأَنَّ
اللّهَ مَعَ
الْمُؤْمِنِينَ |
19. Eğer siz fetih
istemekteyseniz, işte size o fetih gelmiştir. Eğer vazgeçerseniz bu sizin için
daha hayırlıdır. Yok tekrar dönerseniz, Biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa
size hiçbir faydası olmaz. Çünkü Allah mü'minlerle beraberdir.
Yüce Allah'ın:
"Eğer siz fetih istemekteyseniz, işte size o fetih gelmiştir"
anlamındaki buyruk, şart ve onun cevabını ihtiva etmektedir. Bu hususta üç
farklı görüş vardır:
1. Bu, kafirlere bir
hitaptı. Çünkü onlar, zafer ve fetih istemiş ve: Allah'ım, bizden akrabalık
bağını daha çok kim kesiyor, kim ötekine daha çok zulmediyor ise, Sen onu yenik
düşür, diye dua etmişlerdi. Bu açıklamayı el-Hasen, Mücahid ve başkaları yapmıştır.
Onlar bu sözlerini kendi kervanlarına yardımcı olmak üzere Mekke'den çıkışları
sırasında söylemişlerdi.
Bunu, savaş esnasında
Ebu Cehil'in söylediği de söylenmiştir. en-Nadr b. el-Haris ise şöyle demişti:
Allah'ım, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak ise, üzerimize ya gökten taş
yağdır, yahut da bize acıklı bir azab gönder. en-Nadr da Bedir'de öldürülenler
arasında idi. "Fetih istemek (istiftah)", yardım dilemek demektir.
Yani, size işte fetih (yardım) gelmiştir. Fakat, bu yardım müslümanlara ve size
karşı gelmişti. Yani, işte size gerçeği açıkça ortaya çıkartan ve sizin için
hakkın ne olduğunu gösteren şey gelmiş bulunmaktadır, demek olur. "Eğer
vazgeçerseniz" yani, küfrü bırakacak olursanız, "bu sizin için daha
hayırlıdır. Yok tekrar dönerseniz" yani, tekrar böyle bir söz söyler ve
Muhammed'le savaşmaya devam ederseniz, "Biz de döneriz." Mü'minlere
yardım ederiz. "Topluluğunuz" sayıca "çok da olsa"
çokluğunuzun "size hiçbir faydası olmaz."
2. İkinci görüşe göre bu
buyruk mü'minlere bir hitaptır. Yani, eğer siz Allah'tan yardım istediyseniz,
işte yardım size gelmiş bulunmaktadır. "Eğer" size bu hususta izin
verilmeden önce, ganimet ve esir almak gibi yaptığınız işlerin benzerine
dönmeyip "vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Yok tekrar"
benzeri bir işi yapacak olursanız, "Biz de sizi" yine azarlamaya
"döneriz." Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer
Allah'ın geçmiş bir yazısı olmasaydı, aldığınıza karşılık herhalde size büyük
bir azap dokanacaktı. "(el-Enfal, 68)
3. Üçüncü görüş ise:
"Eğer siz fetih istemekteyseniz işte size o fetih gelmiştir" buyruğu,
mü'minlere, ondan sonrası ise kafirlere hitabtır. Yani, eğer siz bir daha
savaşa dönecek olursanız, Biz de Bedir'de yaptıklarımızın benzerini yaparız.
el-Kuşeyrı der ki: Fakat sahih olan bunun kafirlere hitab olduğudur. Çünkü
onlar, kervanlarının yardımına gitmek üzere yola çıktıklarında Kabe'nin
örtülerine yapışarak şöyle demişlerdi: Allah'ım, bu iki kesimden hangisi daha
hidayet üzere ise, bu iki dinden hangisi daha üstün ise Sen ona yardım et.
el-Mehdevi der ki:
Müşriklerin zafer ümidiyle, yani yardım talep kastıyla Kabe örtülerini
beraberlerine alarak Bedir'e çıktıkları rivayet edilmiştir.
Derim ki: Bu ifadeler
arasında bir çelişki yoktur. Çünkü, Mekkeli müşriklerin her iki işi de yapmış
olmaları muhtemeldir.
"Çünkü Allah
mü'minlerle beraberdir" buyruğundaki; "Çünkü, muhakkak" edatı,
istinaf olmak üzere hemze esreli olarak okunur. üstün olarak okunur ise, Yüce
Allah'ın: "Şüphesiz ki Allah, kafirlerin düzenini zayıflatandır" buyruğuna,
yahut da: "Şüphesiz ben sizinle beraberim" (el-Enfal, 14) buyruğuna
atfedilmiş olur. Manası da, çünkü muhakkak Allah mü'minlerle beraberdir,
takdirinde olur. Yani, Allah kime yardım ederse sayıca çok olsa dahi, hiçbir
kesim onu yenik düşüremez.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN