ENFAL 13 / 14 |
ذَلِكَ
بِأَنَّهُمْ شَآقُّواْ
اللّهَ
وَرَسُولَهُ
وَمَن
يُشَاقِقِ
اللّهَ
وَرَسُولَهُ
فَإِنَّ
اللّهَ شَدِيدُ
الْعِقَابِ {13} ذَلِكُمْ
فَذُوقُوهُ
وَأَنَّ
لِلْكَافِرِينَ عَذَابَ
النَّارِ {14} |
13.
Bunun sebebi onların Allah'a ve Resulüne karşı gelmeleridir. Kim Allah'a ve
Resulüne karşı gelirse, muhakkak Allah cezası çok şiddetli olandır.
14. Bu, şimdiki
azabınız. Onu tadın. Kafirler için bir de ateş azabı vardır.
Yüce Allah'ın:
"Bunun sebebi, onların, Allah'a ve Resulüne karşı gelmeleridir"
buyruğundaki; "Bu", mübteda olarak ref' mahallindedir. İfadenin
takdiri de şudur: Bu işin sebebi ... yahut da bu iş, işte böyledir.
"Allah'a ...
karşıgelmeleri", Allah'ın dostlarına karşı çıkmaları demektir.
Karşı gelmek (şikak)
ise, herkesin vadinin bir tarafında yer alması demektir. Buna dair açıklamalar,
daha önceden (el-Bakara, 137. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
"Bu, şimdiki
azabınız. Onu tadın. Kafirler için bir de ateş azabı vardır." ez-Zeccac
der ki: "Bu ... nız"; "İş veya olay" kelimelerinin takdiri
ile ref' mahallindedir. Yani, sizin durumunuz işte budur, o halde onu tadınız.
Bunun, "Tadın" dolayısıyla nasb mahallinde olması da mümkündür.
Mesela, "Zeyd'e vur," sözü de böyledir.
Bu ifadenin anlamı,
kafirlere azarda bulunmaktır.
"Ve muhakkak
"Bu ... nız'a atf ile ref mahallindedir. el-Ferra der ki: Bunun, "Ve
çünkü Hfirler için ... " anlamında nasb mahallinde olması da mümkündür.
Yine el-Ferra der ki: Burada mahzuf olarak "Ve bilin ki muhakkak ...
" kafirler için ifadesinin takdiri de mümkündür.
ez-Zeccac der ki: Eğer
burada "ve bilin ki" ifadesinin takdiri caiz ise, elbette; "Zeyd
gitmektedir, Amr da oturuyor;" demek caiz olurdu. Hatta mübteda olarak da;
"Zeyd gidiyor" (demek kastıyla) de denilebilirdi. Çünkü haber veren,
bir işi bildiren demektir. Ancak, böyle bir ifadenin kullanılabileceğini hiçbir
nahivci söylememiştir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN