A’RAF 75 / 76 |
قَالَ
الْمَلأُ
الَّذِينَ
اسْتَكْبَرُواْ
مِن قَوْمِهِ
لِلَّذِينَ
اسْتُضْعِفُواْ
لِمَنْ
آمَنَ
مِنْهُمْ
أَتَعْلَمُونَ أَنَّ
صَالِحاً
مُّرْسَلٌ
مِّن
رَّبِّهِ قَالُواْ
إِنَّا
بِمَا
أُرْسِلَ
بِهِ مُؤْمِنُونَ
{75} قَالَ
الَّذِينَ
اسْتَكْبَرُواْ
إِنَّا
بِالَّذِيَ آمَنتُمْ
بِهِ
كَافِرُونَ {76} |
75.
Kavminden müstekbir olanların ileri gelenleri, kendilerince zayıf kabul
ettiklerine (mustaz'aflara) yani, aralarından iman edenlere şöyle dediler:
"Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu
biliyor musunuz?" Onlar da: "Doğrusu biz, onunla gönderilene iman
edenleriz" dediler.
76. O
müstekbirler: "Doğrusu biz, şu sizin iman ettiğinizi inkar edenleriz"
dediler.
Yüce Allah'ın:
"Kavminden müstekbir olanların ileri gelenleri, kendilerince zayıf kabul
ettiklerine, yani aralarından iman edenlere şöyle dediler" buyruğunda
ikincisi (yani, iman edenler), birincisin (yani kendilerince zayıf kabul
ettikleri kimseler)'den bedeldir. Çünkü, zayıf kabul edilen mustaz'aflar
mü'minlerin kendileridir. Bu da "bedelü'l-ba'z min el-kül" (yani, bir
kısmın bütünden bedel yapılması) şeklinde bir bedeldir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN