A’RAF 10 |
وَلَقَدْ
مَكَّنَّاكُمْ
فِي
الأَرْضِ
وَجَعَلْنَا
لَكُمْ
فِيهَا مَعَايِشَ
قَلِيلاً
مَّا
تَشْكُرُونَ |
10. Andolsun ki Biz
sizi, yeryüzünde yerleştirmiş ve size orada bir çok geçim vasıtaları
yaratmışızdır. Ne kadar az şükredersiniz!
Yani Biz, orayı sizin
için karar kılacağınız bir yer ve bir döşek kıldık. Orada size geçim
sebeplerini hazırladık.
"Geçim vasıtaları"
kelimesi (...)'in çoğuludur. Kendisi vas ıtası ile yaşanılabilen yiyecek,
içecek ve onunla hayatın var olabileceği şeyler demektir. Bu kökten gelen mazi
ve muzari fiiller ile mastarlar şöyledir: (...) ez-Zeccac der ki: Maişet,
kendisi vasıtası ile ayş'a (yani yaşamaya) ulaşılan şey demektir. el-Ahfeş ve
nahivcilerden çoğu kimsenin kanaatine göre ise, bu kelimenin asıl vezni; (...)
şeklindedir. el-A'rec de bu kelimeyi hemzeli olarak; (...) diye okumuştur.
Harice b. Mus'ab da Nafi'den böylece rivayet etmiştir.
en-Nehhas der ki:
Hemzeli okuyuş lahndır, caiz değildir. Çünkü bunun tekili; (...) olup, aslı
(...) şeklinde "ye" harfinin esreli okunuşudur. O bakımdan (çoğulu
yapılırken) "ayn"dan sonra bir "vasıl elif"i ilave
edilmiştir. "Vasıl elif"i de sakin olduğu gibi, ondan sonra gelen
"ye" harfi de sakin olduğundan buna hareke vermek kaçınılmazdır.
Zira, bu harflerden herhangi birisini hazfetmeye yol yoktur. "Elif"e
ise hareke verilemez. O bakımdan çoğul olan "me'aiş" kelimesinin
tekilinde "ye" harfine verilmesi gereken hareke verilmiştir. Ve
böylelikle me'aiş haline gelmiştir. Bunun "vav"lı kelimelerden
benzeri de: "Minare, minareler, makam, makamlar" gibi kelimelerdir.
Nitekim şair de şöyle demiştir: "Ve şüphesiz ben öyle konumlarda duran
birisiyim ki, Ne Cerir, ne de Cerir'in efendisi bu gibi konumlarda
duramamıştır."
"Musibet,
musibetler" da böyledir. güzel olan söyleyiş budur. Şaz bir söyleyiş ise,
"Mesaib: Musibetler" şeklindedir.
el-Ahfeş der ki: Burada
mesaib şeklinde kullanışın caiz oluşu, bunun tekilinde de illet harfinin
bulunuşudur.
ez-Zeccac der ki: Ancak
bu açıklama yanlıştır. Onun bu açıklamasına göre (makam kelimesinin) çoğulunu
(mekavim şeklinde değil de): Mekaim diye yapılması gerekirdi. Fakat burada kabul
edilmeye değer olan görüş, bu kelimenin de; (...): Yastık kelimesinin hem
"vav" harfi ile hem de "hemze" ile söylenmesinin mümkün
oluşuna benzediğidir.
Şöyle de denilmiştir:
"Me'aiş" kelimesinde "hemze"nin caiz olmayışı, tekili olan
maişet'in "mef'ile" vezninde oluşu ve buradaki "ya"
harfinin asli harf oluşundan dolayıdır. Bu gibi "ya"ların hemze ile
okunuşu ise, "Medine, medain, sahife, sahaif, kerime, keraim, vazife,
vezaif gibi kelimelerde olduğu gibi, "ya" harfinin zaid olması
halinde mümkündür.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN