MAİDE 100 |
قُل
لاَّ
يَسْتَوِي
الْخَبِيثُ
وَالطَّيِّبُ وَلَوْ
أَعْجَبَكَ
كَثْرَةُ
الْخَبِيثِ
فَاتَّقُواْ
اللّهَ يَا
أُوْلِي
الأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ
تُفْلِحُونَ |
100- De ki:
"Murdar ile temiz -murdarın çokluğu hoşuna gitse de- hiçbir zaman bir
olmaz. Şimdi ey akıl sahipleri Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz."
Yüce Allah'ın: "De
ki murdar ile temiz ... hiçbir zaman bir olmaz" buyruğuna dair
açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:
1- Murdar ile Temizden Kastedilen:
2- Fasid Alışverişin Hükmü
3- Gasp ile ilgili Bazı Meseleler:
1- Murdar ile Temizden
Kastedilen:
el-Hasen der ki:
"Murdar ile temiz" helal ile haram demektir. es-Süddı; :
Mü'min ile kafir
demektir, der. İtaatkar ile isyankar demek olduğu söylendiği gibi, adi ve
bayağı ile iyi ve kaliteli demek olduğu da söylenmiştir. Bu, bir örneklemedir.
Sahih olan ise, bu
lafzın bütün hususlar hakkında umumi olduğudur. Kazanılan şeylerde, amellerde,
insanlar hakkında elde edilen bilgilerde ve diğer şeylerde sözkonusudur. Bütün
bunların murdar olanı asla iflah olmaz ve bir sonuç vermez. Çok olsa dahi onun
güzel bir akibeti olamaz.
Temiz ise, az olsa dahi
faydalıdır ve akibeti itibariyle güzeldir, Nitekim Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Güzel beldenin nebatı, Rabbinin izniyle (güzel) çıkar.
Murdar olandan ise, faydası pek az olan birşeyden başkası çıkmaz.
"(el-A'raf, 58) Bu ayetin bir diğer benzeri de Yüce Allah'ın şu
buyruğudur: "iman edip salih amel işleyenleri yeryüzünde fesad çıkaranlar
gibi mi kılarız? Yahut sakınanları facirler gibi mi kılarız. "(Sa'd, 28)
Yüce Allah'ın şu buyruğu da buna benzemektedir: "Yoksa kötülükleri kazanıp
duranlar kendilerini iman edip salih amel işleyenler gibi kılacağımızı ... mı
sandılar?" (el-Casiye, 21)
Murdar olan hiçbir zaman
ne miktar itibariyle ne infak itibariyle, ne yeri, ne gidişi itibariyle temize
eşit olabilir, Temiz olan, uğurlu ve güzel (yemin) cihetine gider. Murdar olan
ise, uğursuz yere (şimal)'e gider. Temiz olan cennette, murdar olan
cehennemdedir, Bu da gayet açıktır, Eşit olmak (istiva) ise, hakikatte tek bir
cihette durmak demektir. İstikamet de bunun gibidir. İstikametin zıddı ise,
i'vicac (eğrilik)'dir. Söz buraya gelmişken, bundan sonraki başlıkta bazı
eğrilikleri sözkonusu edelim:
2- Fasid Alışverişin
Hükmü
(Mezhebimize mensub)
kimi ilim adamlarımız şöyle demişlerdir: Fasid alışveriş fesh olunur ve pazar
değişmesi yahut bedenin değişmesi sebebiyle de geçerlilik kazandırılarak, bu
hususta sahih alışveriş ile eşit kabul edilmez. Aksine, durum ne olursa olsun
fesh olunur. Satın alan eğer malı kabz etmişse, verdiği bedel ona iade olunur.
Şayet mal elinde telef olunmuşsa tazminatını öder. Çünkü o, satın aldığı malı
emanet olmak üzere kabzetmiş değildir, Bir akid şüphesi ile kabz etmiştir.
Şöyle de denilmiştir:
Satış fesh olunup, aradan zaman geçtikten sonra geri iade edilecek olursa,
satanın aleyhine bir zarar ve bir ğabn (aldanış) sözkonusu olacağından dolayı
fesh olunmaz. Çünkü böyle bir durumda eğer mal yüz (para birimi) ediyor ise,
ona yirmi ederi ile geri verilir. Halbuki mali konularda cezalandırma sözkonusu
değildir. Ancak, birinci görüş, ayetin umumi kapsamı ve Hz. Peygamber'in: "Her
kim, bizim şu işimize uygun olmayan bir iş yapacak olursa, o merduttur''
buyruğu dolayısıyla daha sahihtir.
Derim ki: Fıkhi
meseleler hususunda eşitliğin olmaması hallerinde bu nokta araştırılacak
olursa, bunların pekçok ve fazla oldukları görülecektir, Bunlardan birisi de
gasıp ile ilgili hükümlerdir. Bu da bir sonraki başlığımızın konusunu teşkil
etmektedir.
3- Gasp ile ilgili
Bazı Meseleler:
Bir kişi gasp edilmiş
bir arazide bina yapsa yahut ağaç dikse, o binayı yıkması, diktiklerini de
sökmesi için mecbur edilir. Çünkü böyle bir şey "murdar" bir iştir.
Araziyi olduğu gibi geri vermelidir. Bu ise; Bu durumda binayı yıkmaz, diktiği
ağacı sökmez, bunları yapan bunların kıymetini alır, diyen Ebu Hanife'nin
görüşüne muhaliftir. Hz. Peygamber'in: "Zalim bir kimsenin kökünün bir
hakkı yoktur" buyruğu Ebu Hanife'nin bu görüşünü da reddetmektedir. Hişam
derdi ki: "Zalim kök" kişinin bu vesileyle oraya hak kazanması için
başkasına ait arazide ağaç dikmesidir.
Malik der ki: Zalim kök,
haksız yere birşeyalan, kazı yapan ve birşeyler diken herkesin yaptığını
kapsar.
Yine Malik der ki: Bir
kimse bir araziyi gasb edip orayı ekse yahut kiraya verse ya da bir ev gasb
edip orada yerleşse ya da kiraya verse sonra da arazi sahibi orayı hakettiği
için geri alacak olsa, gasb edenin, orada kaldığı sürenin kirasını veya
kiralamışsa aldığı kirayı ona vermesi gerekir. Gasp ettiği o evde yerleşmez
yahut araziyi atıl bırakıp ekmemesi durumu ile ilgili olarak, farklı görüşleri
nakledilmiştir. Mezhebinde meşhur olan görüşe göre ise, bu durumda herhangi bir
şey ödemesi gerekmez. Bununla birlikte bütün bunların kirasını ödemekle yükümlü
olduğuna dair bir görüşü de rivayet olunmuştur. el-Vekkar bu görüşü tercih
ettiği gibi Şafii'nin görüşü de budur. Çünkü, Hz. Peygamber'in: "Zalimin
kökünün bir hakkı yoktur" hadisi de bunu gerektirmektedir.
Ebu Davud,
Ebu'z-Zübeyr'den rivayet ettiğine göre, iki kişi Resulullah (s.a.v.)'ın
huzurunda davalaştı. Bunlardan birisi bir diğerine ait araziye hurma ağaçları
dikmişti. Hz. Peygamber, arazi sahibi lehine arazisinin verilmesini hükme
bağladı, hurma ağaçlarını dikene de ağaçlarını oradan sökmesini emretti.
(Ebu'z-Zübeyr) der ki: Ben bu hurma ağaçlarının -tam olgunlaşmış boylu poslu
hurma ağaçları oldukları halde- topraktan çıkartılıncaya kadar köklerine
baltalarla vurulduğunu gördüm. Bu açık bir nasstır.
İbn Habib der ki: Böyle
bir durumda hüküm şudur: Arazi sahibi, zulmedene yapılacak uygulamada muhayyer
bırakılır. Dilerse, sökülmüş halleriyle kıymetlerini ödeyerek bunları kendi
arazisinde alıkoyar, dilerse de bunların arazisinden sökülmesini ister. Sökme
ücreti de gasb edene aittir.
Darakutni, Hz. Aişe'den
şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Her
kim bir topluluğa ait yerde izinleri ile bina yapacak olursa, ona o binanın
kıymeti verilir. İzinleri olmaksızın bina yapacak olursa, o takdirde o
yaptığını yıkar." (Darakutni, IV, 243)
İlim adamlarımız derler
ki: Ona yaptığının kıymetinin veriliş sebebi, menfaatine malik olduğu bir yerde
bina etmiş olmasıdır. Bu da şuna benzer: Bir kimse, şüpheye mebni olarak bir
yerde bina yapsa yahut ağaç dikse, onun bir hakkı vardır. Eğer mal sahibi
dilerse mevcut haliyle bu yaptığı binanın yahut diktiği ağaçların kıymetini
öder. Şayet mal sahibi bunu kabul etmeyecek olursa, bina yapan yahut ağaç
dikene: Sen buna arazisinin çıplak olarak kıymetini öde, denir. Şayet o da bunu
kabul etmezse, ikisi de ortak olurlar.
İbnü'I-Macişun der ki:
Onların ortaklığı şöyle açıklanır: Evvela araziye çıplak olarak kıymet biçilir.
Sonra mamur haliyle ona kıymet biçilir. Bu imar dolayısıyla çıplak araziye
nisbetle kıymetindeki artış kadar bu işleri yapan kişi orada arazi sahibine o
oranda ortak olur. Dilerlerse paylaştırırlar, dilerlerse olduğu gibi
(paylaştırmaksızın aynı oranda alıkorlar). İbnü'I-Cehm der ki: Şayet arazi
sahibi, arazide yapılan imarın kıymetini ödeyip arazisini alacak olursa, buna
karşılık bu imar üzerinden geçen yılların kirasını almak hakkını elde eder.
İbnü'I-Kasım ve
başkalarından rivayet olunduğuna göre ise, bir kimse başkasına ait arazide onun
izniyle bina yapacak olsa, sonra da bu bina sahibi o binayı oradan kaldırmak
istese, arazi sahibi o kişiye binasının dökülmüş (enkaz) halindeki kıymetini
öder. Birinci görüş ise, Hz. Peygamber'in: "Ona binanın kıymeti
verilir" buyruğu dolayısıyla daha sahihtir. Fukahanın çoğunluğu da bu
görüştedir. Murdarın çokluğu imrendirmesin.
Yüce Allah'ın:
"Murdarın çokluğu hoşuna gitse de" buyruğunda hitabın Peygamber
(s.a.v.)'a yönelik olmakla birlikte, maksadın onun ümmeti olduğu söylenmiştir.
Çünkü Peygamber (s.a.v.) "murdar"dan hoşlanmaz. Maksadın, Peygamber
(s.a.v.)'ın bizzat kendisi olduğu da söylenmiştir. Murdardan hoşlanması ise,
onun kafirlerin ve haram malın çokluğunu, buna karşılık mü'minlerin ve helal
malın azlığını görmesinden dolayı hayrete düşmesi demektir.
"Şimdi ey akıl
sahipleri, Allah'tan korkun ki, kurtuhışa eresiniz" bu buyruğuna dair
açıklamalar, daha önce (benzer buyruklarda) geçmiş bulunmaktadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN