ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MAİDE

61

/

63

وَإِذَا جَآؤُوكُمْ قَالُوَاْ آمَنَّا وَقَد دَّخَلُواْ بِالْكُفْرِ وَهُمْ قَدْ خَرَجُواْ بِهِ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُواْ يَكْتُمُونَ {61}

 وَتَرَى كَثِيراً مِّنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ {62}

 لَوْلاَ يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالأَحْبَارُ عَن قَوْلِهِمُ الإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ {63}

 

61. Size geldikleri zaman "iman ettik" derler. Halbuki onlar, küfürle girdiler yine küfürle çıkmışlardır. Allah gizlediklerini çok iyi bilendir.

62. Onlardan pek çok kimsenin günah işlemekte, düşmanlık yapmakta ve haram yemekte birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları şey ne kadar da kötüdür!

63. Onları günah söz söylemekten ve haram yemekten rabbaniler ve hahamlar alıkoysalar ya ... Yaptıkları şey ne kadar kötü bir iştir!

 

Yüce Allah'ın: "Size geldikleri zaman iman ettik derler." Ayetinde belirtilen bu husus, münafıkların bir niteliğidir. Yani onlar, işittikleri hiçbir şeyden yararlanamazlar. Aksine, kafir girdiler, kafir olarak çıkıp gittiler.

 

"Allah, gizlediklerini çok iyi bilendir." Onların gizledikleri nifaklarını kastetmektedir.

Şöyle de denilmiştir: Burada kastedilenler, "Medine'ye girdiğiniz vakit, günün erken saatlerinde iman edenlere indirilen şeylere iman ediniz. Evlerinize döndüğünüz günün son vakitlerinde de onu inkar ediniz, diyen, yahudilerdir. Bunlarla kastedilenlerin yahudiler olduklarına delalet eden ise, daha önce onların sözkonusu edilmeleri ve ileride de onlardan söz edileceğidir.

 

Yüce Allah'ın: "Onlardan pek çok kimsenin" buyruğunda kastedilenler, yahudilerdir. "Günah işlemekte, düşmanlık yapmakta" yani, masiyet ve zulümde "ve haram yemekte birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları şey ne kadar da kötü. "

 

Yüce Allah'ın: "Onları ... rabbaniler ve hahamlar alıkoysalar ya" buyruğu, alıkoymalı değiller miydi? demektir. Neden alıkoymadılar? demektir. "Onları alıkoymaları"ndan kasıt ise, bu işten onları vazgeçirmeleridir.

 

"Rabbaniler"den kasıt, hıristiyan alimleri, "hahamlar (el-Ahbar)"dan kasıt ise yahudi alimleridir. Hepsi ile de yahudi alimleri kastedilmektedir, diyenler de vardır. Çünkü bu ayetler yahudiler hakkındadır.

 

Daha sonra Yüce Allah, bu alimleri onlara bu işleri yasaklamayı terk etmeleri dolayısıyla azarlamakta ve şöyle buyurmaktadır: "Yaptıkları şey ne kadar kötü bir iştir!" Nitekim, "yaptıkları şey ne kadar da kötü" buyruğu ile günah işlemekte yarışanları da azarlamıştır.

Ayet-i kerime münkeri yasaklamayı terk eden kimsenin, tıpkı münkeri işleyen kimse gibi olduğuna delalet etmektedir. O halde ayet-i kerime iyiliği emredip kötülükten sakındırmayı terketmek hususunda ilim adamlarına bir azar ihtiva etmektedir. Bu anlamdaki açıklamalar, daha önceden Bakara süresi (44. ayetin tefsiri) ile Al-i İmran süresi (21-22. ayetin tefsirleri)'nde geçmiş bulunmaktadır. Süfyan b. Uyeyne rivayetle der ki: Bana Süfyan b. Said, Mis'ar'dan anlattı, dedi ki: Bana ulaştığına göre, bir meleğe bir kasabayı ele geçirmesi emredilmiş, o da şöyle demiş: Rabbim, o kasabada filan abid kişi vardır. Yüce Allah da ona: "Sen, ondan başla. Çünkü (gördüğü münkerden dolayı) Benim rızam için yüzünde bir an olsun herhangi bir değişiklik olmamış bir kimsedir."

 

Tirmizi'nin Sahih'inde de şöyle bir hadis vardır: "İnsanlar, zalimi görüp de onun elini zulümden çekmeyecek olurlarsa, aradan fazla zaman geçmeksizin "Yüce Allah kendi katından onların hepsini bir ceza ile cezalandırır." İleride gelecektir. (63. ayetin) sonundaki: "Yaptıkları" fiilinde geçen "sun" (62. ayetin) sonunda geçen "yaptıkları" kelimesinin mastarı olan "amel" ile aynı anlamdadır. Şu kadar var ki, "sun' iyi bir şekilde yapılmayı gerektirir. Bir kılıç çok güzel ve kaliteli bir şekilde imal edilecek olursa, onun hakkında; (...) tabiri kullanılır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Maide 64

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR