MAİDE 19 |
يَا
أَهْلَ
الْكِتَابِ
قَدْ
جَاءكُمْ رَسُولُنَا
يُبَيِّنُ
لَكُمْ
عَلَى فَتْرَةٍ
مِّنَ
الرُّسُلِ
أَن
تَقُولُواْ
مَا جَاءنَا مِن
بَشِيرٍ
وَلاَ
نَذِيرٍ
فَقَدْ
جَاءكُم بَشِيرٌ
وَنَذِيرٌ
وَاللّهُ
عَلَى كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ |
19- Ey kitab ehli,
peygamberlerin arasının kesildiği bir zamanda size (dini) açıklayıp duran
Resulumüz gelmiştir. "Bize bir müjdeleyici ve bir korkutucu gelmedi" demeyesiniz
diye. İşte size gerçekten müjdeleyici ve korkutucu bir peygamber gelmiş
bulunuyor. Allah herşeye gücü yetendir.
Yüce Allah'ın: "Ey
kitab ehli. .. size, Rasulümüz gelmiştir" buyruğunda kastedilen Muhammed
(s.a.v.)'dir. "Size, (dini) açıklayıp duran" yarın bize bir peygamber
gelmedi diyemesinIer diye, onların ileri sürebilecekleri bir delillerinin
kalmadığını açıklayan peygamberimiz "Peygamberlerin arasının kesildiği bir
zamanda geldi. "
(Arasının kesildiği
anlamı verilen) Fetret: Sükun demektir. Bunun, iki peygamber arasındaki kesinti
süresi olduğu da söylenmiştir. Bu açıklama Ebü Ali ile ilim ehlinden bir
guruptan rivayet edilmiştir. Bunu da er-Rummanı nakletmektedir. Der ki:
Fetrette asl olan, o zamana kadar gayretle yapılan çalışmanın kesintiye
uğramasıdır. Ve bu; "(......): İşini kesti ve onu işinden alıkoydum"
tabirlerinden alınmıştır. Suyun sıcaklığının sona erip soğumaya başlaması
(ılıması)nı anlatmak üzere kullanılan; (...) tabiri de buradan gelmektedir.
Keskin bakışı kalmamış kadın hakkında kullanılan; (...) tabiri de buradan
gelmektedir. Bedenin füturu da suyun füturu (soğuması) gibidir. Fitr ise,
şehadet parmağı ile baş parmağın açılışı halinde aradaki boşluğun adıdır.
Buyruk: Peygamberler,
ondan bir süre önce gelip geçmiştir anlamındadır.
Bu fetret süresinin ne
kadar olduğu hususunda görüş ayrılığı vardır. Muhammed b. Sa'd,
'et-Tabakat" adlı kitabında İbn Abbas'tan şöyle dediğini nakletmektedir:
İmran oğlu Musa ile Meryem oğlu İsa (ikisine de selam olsun) arasında
binyediyüz yıl geçmiştir. Her ikisi arasında fetret dönemi olmamıştır. İkisi
arasında -diğer kavimlerden gönderilen peygamberler müstesna- yalnızca
İsrailoğullarından bin peygamber gönderilmiştir. Hz. İsa'nın doğumu ile
Peygamber (s.a.v.) arasında ise, beşyüz altmış dokuz yıl geçmiştir. Bu sürenin
baş taraflarında üç peygamber gönderilmiştir ki, Yüce Allah'ın şu buyruğunda
kendilerinden söz edilmektedir: "O zaman Biz onlara, iki elçigöndermiştik
de, onlar da ikisini de yalanlamışlardı. Biz de üçüncü birisi ile takviye
etmiştık" (Yasin, 14) Takviye olarak gönderilen peygamber ise
"Şem'ün"dur. O da havarilerdendi. Allah'ın hiçbir peygamber
göndermediği fetret dönemi ise, dörtyüzotuzdört yıldır. el-Kelbi'nin
naklettiğine göre ise, Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında beşyüzaltmışdokuz yıl
geçmiş ve ikisi arasında dört peygamber gönderilmiştir. Bunlardan birisi,
Absoğullarından Halid b. Sinan adında arap bir peygamberdir.
el-Kuşeyri der ki: Böyle
bir şey ise, ancak sadık bir haber ile bilinebilen türden şeylerdir. Katade de
der ki: Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında altıyüz yıl geçmiştir. Mukatil,
ed-Dahhak ve Vehb b. Münebbih de bu görüştedir. Şu kadar var ki, Vehb buna
yirmi yıl daha ilave etmektedir. Yine ed-Dahhak'tan dörtyüzotuz küsür yıl
geçtiğini söylediği de nakledilmiştir.
İbn Sa'd, İkrime'den
şöyle dediğini nakletmektedir: Adem ile Nuh arasında on karn (nesil) geçmiştir
ki, bunların hepsi müslüman idiler. Yine İbn Sa'd der ki: Bize, Muhammed b. Amr
b. Vakid el-Eslemi, birden çok kişiden şöyle dediklerini haber vermiştir: Adem
ile Nuh arasında on karn (asır) geçmiştir. Bir karn ise yüzyıldır. Nuh ile
İbrahim arasında on asır geçmiştir. Yine her bir asır yüz yıldır. İbrahim ile
İmran oğlu Musa arasında on asır geçmiştir. Her bir asır yüz yıldır. İşte, Adem
ile Muhammed (ikisine de selam olsun) arasında geçen asırlar ve yıllar
bunlardır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
"Bize, bir
müjdeleyici" müjde veren bir kimse "ve bir korkutucu" korkutup
uyaran bir kimse "gelmedi demeyesiniz diye." Böyle demeniz istenmediğinden
dolayı anlamındadır. O bakımdan bu, nasb mahallindedir.
İbn Abbas der ki: Muaz
b. Cebel ile Sa'd b. Ubade ve Ukbe b. Vehb, yahudilere: Ey yahudiler Allah'tan
korkunuz. Allah'a yemin ederiz ki, hiç şüphesiz sizler Muhammed'in Allah'ın
Resulü olduğunu biliyorsunuz. Ve gerçekten sizler, peygamber olarak
gönderilmeden önce, ondan bize söz ediyor ve bu nitelikleriyle bize onu
anlatıyordunuz, dediler. Bunun üzerine yahudiler:
Allah, Musa'dan sonra ne
bir kitab indirdi, ne de ondan sonra herhangi bir müjdeci ve uyarıcı kimse
gönderdi, dediler. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.
"Allah herşeye gücü
yetendir." Yarattıklarından dilediğini peygamber olarak göndermeye güç
yetirendir. Müjdelediği ve uyarıp korkuttuğu şeyleri gerçekleştirmeye gücü
yetendir, diye de açıklanmıştır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN