AL-İ İMRAN 10 |
إِنَّ
الَّذِينَ
كَفَرُواْ
لَن
تُغْنِيَ عَنْهُمْ
أَمْوَالُهُمْ
وَلاَ
أَوْلاَدُهُم مِّنَ
اللّهِ
شَيْئاً
وَأُولَـئِكَ
هُمْ
وَقُودُ
النَّارِ |
10. Kafir olanların
malları ve çocuklarının Allah'a karşı kendilerine hiçbir faydası olmaz ve onlar
ateşin yakıtıdırlar.
Bu buyruğun anlamı
açıktır Yani onların malları da çocukları da onlara gelecek Allah'ın azabından hiçbir
şeyi önleyemezler. es-Sülemı: "Hiçbir faydası olmaz" buyruğunu (...)
diye okumuştur. Buna sebep ise fiilin önceden geçmesi ve isim ile fiil arasına
başka bir kelimenin girmesidir. el-Hasen de (...) şeklinde ve ikinci ya'yı
tahfif olsun diye sakin olarak okumuştur. Şairin şu sözlerinde olduğu gibi:
"Esma dolayısıyla
bu ye's(ini) yeter artık, yeter Onun hastalığına -uzayıp gittiği için- şifa
verecek de yoktur."
Şairin burada (..)L5 )
yerine (...) demesi gerekirken, "ya" harfini (elifsiz olarak) serbest
"bırakmıştır. Buna benzer bir söyleyişin yer aldığı bir beyiti de el-Ferra
nakletmektedir: "Onların elleri sanki tertemiz çakılı bulunmayan hoş
kokuda Birbirlerine gümüş para alıp veren kızların elleri gibidir."
Yüce Allah'ın: (...)
buyruğunda yer alan: (...) edatı "yanında, nezdinde" demektir. (Yani
Allah'ın nezdinde faydası olmaz). Bu açıklamayı Ebü Ubeyde yapmıştır.
"Ve onlar ateşin
yakıtıdırlar." Yakıt (el-veküd); odunun adıdır. Buna dair açıklamalar
Bakara Süresi'nde (124 ayette) geçmiş bulunmaktadır. el-Hasan, Mücahid ve Talha
b. Müsarrif, "vav" harfini ötreli olarak (...) şeklinde ve
"ateşin yakıtı olan bir odun" şeklinde muzaf takdir ederek (muzafın
hazfedildiğini kabul ederek) okumuşlardır. Arapçada "vav" harfi
ötreli olduğu takdirde; (...) demek gibi, (...) demekde mümkündür. Bu kelimenin
"vav" harfi ötreli olarak okunması halinde, kelime masdar olur. Ateş
alevli bir şekilde yandığı vakit, bu tabir kullanılır.
İbnu'I-Mübarek, el-Abbas
b. Abdulmuttalib'den şöyle dediğini rivayet etmektedir. Rasülullah (s.a.v.)
buyurdu ki: "Bu din öyle bir yayılacaktır ki denizleri aşacak, denizler
Allah Tebareke ve Teala yolunda atlada aşılacak, daha sonra Kur'an-ı Kerım'i
okuyan topluluklar gelecek. Bunlar Kur'an'ı okuduklarında bizden daha güzel okuyan
(bilen) kim vardır, bizden daha bilgili kim vardır? diyecekler." Sonra
ashabına yönelerek şöyle buyurdu: "Siz böylelerinin bir hayra sahip
olacağını zanneder misiniz?" Ashab: Hayır deyince şöyle buyurdu:
"İşte bunlar sizdendirler; bunlar bu ümmettendirler ve bunlar ateşin
yakıtıdırlar."
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN