ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BAKARA

232

وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلاَ تَعْضُلُوهُنَّ أَن يَنكِحْنَ أَزْوَاجَهُنَّ إِذَا تَرَاضَوْاْ بَيْنَهُم بِالْمَعْرُوفِ ذَلِكَ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ مِنكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكُمْ أَزْكَى لَكُمْ وَأَطْهَرُ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

 

232. Kadınları boşayıp da iddetlerini bitirdiler mi, aralarında ma'ruf bir şekilde anlaştıkları takdirde, artık kocalarına varmalarına engel olmayınız. İşte içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere böyle öğüt verilir. Bu, sizin için daha faziletli ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı dört başlık halinde sunacağız:

 

1- Nüzul Sebebi:

2- Nikahta Veli:

3- "Engel Olma "nın Mahiyeti:

4- Allah'ın iman Edenlere Öğüdü:

 

1- Nüzul Sebebi:

 

Yüce Allah'ın: "Kadınları .. artık kocalarına varmalarına engel olmayınız" buyruğu ile ilgili olarak rivayet edildiğine göre Makil b. Yesar'ın kızkardeşi Ebu'l-Beddah'ın nikahı altında idi. Onu boşadı ve iddeti bitinceye kadar bıraktı. Daha sonra pişman oldu, tekrar ona talib oldu. Hanımı buna razı olmakla birlikte kardeşi Ebu'l-Beddah ile onu evlendirmek istemedi ve: Şayet onunla evlenecek olur isen yüzüm yüzünü görmeyecektir dedi. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.

 

Mukatil dedi ki: Resulullah (s.a.v.) Makil'i çağırıp dedi ki: "Eğer mü'min isen kardeşinin Ebu'l Beddah ile evlenmesine engel olma!" Bunun üzerine Makil Ben Allah'a iman ettim, dedi ve kızkardeşini Ebu'l-Beddah ile evlendirdi.

 

Buharı'nin el-Hasen'den rivayetine göre Makil b. Yesar'ın kızkardeşini kocası boşadı. Nihayet iddeti bittikten sonra tekrar ona talib oldu. Makil bunu kabul etmeyince: "Kadınları boşayıp da iddetlerini bitirdiler mi artık kocalarına varmalarına engel olmayınız" ayeti nazil oldu.

 

Bunu aynı şekilde Darakutni de el-Hasen'den rivayet ederek dedi ki: Bana Malik b. Yesar anlatarak dedi ki: Benim bir kızkardeşim vardı. Bana onunla evlenmek üzere talipler geliyor, bense onu evlendirmiyordum. Nihayet bir amcam oğlu geldi, ona talip oldu ben de kızkardeşimi ona nikahladım. Allah'ın dilediği kadar bir süre birlikte oldular. Sonra onu ric'i bir talak ile boşadı. Sonra da iddeti sona erinceye kadar bıraktı. Daha sonra diğer talip lilerle birlikte gelip ona talip oldu. Ben şöyle dedim: Kızkardeşimi başkalarına vermedim sana verdim. Sonra sen ric'i bir talak ile onu boşadın, sonra da iddeti bitinceye kadar onu bıraktın. Şimdi başkası onu benden gelip isteyince sen de sair taliplilerle birlikte gelip ona talip oldun. Ebediyyen onu seninle evlendirmeyeceğim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi -veya bu ayet indirildi dedi-: "Kadınları boşayıp da iddetlerini bitirdiler mi aralarında maruf bir şekilde anlaştıkları takdirde artık kocalarına varmalarına engel olmayınız." Ben de yeminimin keffaretini verdim ve kızkardeşimi (tekrar) ona nikahladım. (Darakutni, III, 224)

 

Buhari'nin bir rivayetinde de şöyle denilmektedir: "Makil bunu gururuna yediremedi ve gayrete gelerek dedi ki: -Ona dönmeye kadir olduğu halde onu serbest bıraktı sonra da gelip ona talip oluyor. Bunun üzerine Yüce Allah bu ayet-i kerimeyi indirdi. Rasülullah (s.a.v.) ona bu ayeti okudu. Ma'kil de gurur ve gayreti bırakarak Allah'ın emrine itaat etti.

Bir görüşe göre bu kişi Makil b. (Yesar) değil de Sinan'dır. en-Nehhas dedi ki: Bunu Şafii kitaplarında Makil b. Yesar veya Sinan'dan diye rivayet etmiştir. Tahavı ise oMakil b. Sinan'dır demiştir.

 

2- Nikahta Veli:

 

Bu rivayet sabit ise, velisiz nikahın caiz olmadığına delildir. Çünkü Makil'in kızkardeşi dul idi. Eğer velisinin izni olmaksızın evlenmek yetkisi onun olsaydı, kendi kendisini evlendirir ve bunun için velisi Makil'e gerek olmazdı. O takdirde Yüce Allah'ın: "Engel olmayınız" buyruğunda hitap velileredir ve onları evlendirme hususuna dair emir de onlara aittir.

 

Burada hitap kocalara aittir, de denilmiştir. Şöyle ki; kadının aleyhine olmak üzere iddeti uzatmak suretiyle başkasını nikahlamasına engel olmak suretiyle ve zarar vermek kastıyla ric'at yapılır. Ebu Hanife'nin arkadaşları bunu kadının kendi kendisini evlendireceğine delil gösterir ve şöyle derler: Çünkü Yüce Allah bunu şu buyruğunda olduğu gibi kadının kendisine izafe etmektedir: "Eğer onu boşarsa daha sonra ondan başka bir koca tarafından nikahlanmadıkça kendisine helal olmaz. " (el-Bakara, 230) diye buyurulmakta ve veliden söz edilmemektedir. Bu mes'eleye dair açıklamalar daha önce yeterince geçmiş bulunmaktadır. Ancak birinci görüş kaydettiğimiz nüzul sebebi dolayısıyla daha sahihtir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

3- "Engel Olma "nın Mahiyeti:

 

Yüce Allah'ın: "İddetlerini bitirdiler mi" buyruğundan kasıt iddetin sona ermesidir. Çünkü nikahın başlangıcı ancak iddetin sona ermesinden sonra düşünülebilir. Yüce Allah'ın: "Engel olmayınız" (anlamı verilen: (...) buyruğunun anlamı da alıkoymayınız, demektir. el-Halil'in naklettiğine göre yumurtlaması imkansızlaşan tavuk hakkında bu kökten olmak üzere "mu'dil" denildiği gibi, bu kelimenin tazyik altında tutmak ve engellemek anlamına geldiği de söylenmiştir ki; bu da alıkoymak anlamıyla ilgilidir. Bir işten alıkoymak ve ondan dolayı tazyik altında tutmak hakkında bu tabir kullanılır. Bir işin "mu'dal" hale gelmesi artık o işi yoluna koymak için hiçbir çarenin kalmaması anlamına gelir. Herhangi bir çıkar yol ve çare bulunamayan herhangi bir iş hakkında "udla" tabiri kullanılır. Kökü "udl"dur.

 

el-Ezherı der ki: el-AdI aslında doğumu yaklaştığı halde yavrusu kolay kolay çıkamayan dişi deve hakkında kullanılır. Tavuğun yumurtalarının takılıp kalması (dışarı çıkmaması) hakkında da kullanılır. Muaviye yoluyla gelen hadiste de şöyle denilmektedir: "Yani bu, oldukça zor ve çıkış yolları son derece dar bir mes'ele" anlamındadır. Tavus da der ki: İçinden çıkılması oldukça zor (udal) mahkemelik birtakım mes'eleler varid oldu ki bunları ancak İbn Abbas halledebildi. Araplara göre müşkil olan herbir şey "mu'dil"dir. Şafii'nin şu beyiti de bu kabildendir.

 

"Oldukça zor mes'eleler karşıma çıktı mı; üzerlerinde düşünmek suretiyle onların gerçek yüzlerini ortaya çıkarırım."

 

Sıkıntılı ve zor olan iş hakkında da bu kelime kullanıldığı gibi; doktorları çaresiz bırakıp, iyileşmesi oldukça zor hastalık hakkında da (...) kullanılır. "Filan kişi himayesinde bulunan evli olmayan kadının evlenmesini engelledi" tabiri de kullanılır.

 

4- Allah'ın iman Edenlere Öğüdü:

 

"İşte içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere böyle öğüt verilir. Bu sizin için daha faziletli ve daha temizdir. Allah" sizin için neyin doğru ve uygun olduğunu "bilir, siz" ise bunu "bilmezsiniz."

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Bakara 233

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR