ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BAKARA

231

وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النَّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلاَ تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَاراً لَّتَعْتَدُواْ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ وَلاَ تَتَّخِذُوَاْ آيَاتِ اللّهِ هُزُواً وَاذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمَا أَنزَلَ عَلَيْكُمْ مِّنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

 

231. Hem kadınları boşadığınızda iddetlerini bitirdiler mi artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salın. Ancak zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyuncak edinmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetlerini ve kendisiyle size öğüt vermek üzere indirdiği Kitabı ve hikmeti düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah herşeyi hakkıyla bilendir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı altı başlık halinde sunacağız:

 

1- Boşanan Kadınlar iddetlerini Bitirirse:

2- iddetin Sona Ermesi Halinde Yapılması Gereken Nedir?

3- Kadınlara Zarar Vermek Kastıyla Nikah Altında Alıkoymak:

4- Allah'ın Hükümleri Oyuncak Edinilmez:

5- Şaka ve Eğlence Olsun Diye Hanımını Boşayanın Hükmü:

6- Allah'ın Nimetlerini ve Öğütleri Hatırlamak:

 

1- Boşanan Kadınlar iddetlerini Bitirirse:

 

Yüce Allah'ın: "Hem kadınları boşadığınızda iddetlerini bitirdiler mi" buyruğunda yer alan: "Bitirdiler mi" buyruğunun anlamı, ilim adamlarının icmaı ile "buna yaklaştılar mı" şeklindedir. Çünkü buyruğun manası böyle anlamayı zorunlu kılmaktadır. Zira iddetin bitirilmesinden sonra, artık kadını tutmakta bir muhayyerlik sözkonusu değildir.

 

Bu buyruk, bundan sonraki ayet-i kerimede ise "sona ermek" anlamındadır. Çünkü mana bunu gerektirmektedir. Buna göre bu buyruk, ikincisinde hakikat, birincisinde ise mecazı anlamındadır.

 

2- iddetin Sona Ermesi Halinde Yapılması Gereken Nedir?

 

Yüce Allah'ın: "Artık onları ya iyilikle tutun" buyruğunda geçen "iyilikle tutmak"tan kasıt, kadının kocası tarafından yerine getirilmesi gereken haklarının ifa edilmesidir. Bu bakımdan bir grup ilim adamı şöyle demiştir. Şayet koca hanımının nafakasını karşılayacak imkana sahip değil ise, hanımını boşaması onu iyilikle (ma'ruf ile) tutmak cümlesindendir. Şayet böyle birşeyi yapmayacak olursa kadını iyilikle tutmanın sınırına çıkmış olur. O bakımdan kadına nafaka verme gücü yetmeyen bir kocanın yanında kalmaktan dolayı görebileceği zarar dolayısıyla hakim, kocaya rağmen karısını ondan boşar. Çünkü açlığa tahammül edilemez.

 

Malik, Şafii, Ahmed, İshak, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, Yahya el-Kattan ve Abdurrahman b. Mehdi de böyle demiştir. Ashab-ı kiramdan da Hz. Ömer, Hz. Ali ve Ebu Hureyre böyle demiştir. Tabiinden Said b. el-Müseyyeb de böyle demiştir. Ayrıca, bu bir sünnettir, demiştir. Bunu Ebu Hureyre Peygamber (s.a.v.)'dan da rivayet etmiştir.

 

Bir grup da şöyle demektedir: Hakim onları birbirinden ayırmaz. Kadının bu durumda sabretmesi gerekir. Hakimin hükmü ile nafaka kocanın zımmetine taalluk eder. Bu da Ata ve ez-Zührı'nin görüşüdür. Küfeliler ile es-Sevrı de bu görüşü benimsemiştir. Bunlar Yüce Allah'ın: "Eğer darlık içindeyse ona geniş bir zamana kadar mühlet verilir" (el-Bakara, 280) buyruğu ile: "Sizden evli olmayanları nikahlayın"(en-Nur, 32) buyruklarını delil göstermektedirler. Burada Yüce Allah fakir olanı nikahlamayı teşvik etmiştir. Dolayısıyla fakirliğin ayrılığa sebep olması caiz olamaz. Çünkü fakirlikle birlikte nikah teşvik edilmektedir.

 

Diğer taraftan karı ile koca arasında nikah, icma ile akd olmuştur. Dolayısıyla ancak buna benzer bir icma ile onların birbirinden ayrılması veya Resulullah (s.a.v.)'tan buna muarız bir delil bulunmayan bir sünnet ile bü-birlerinden ayrılmaları mümkün olabilir.

 

Bu konudaki birinci görüşün lehine delil, Peygamber (s.a.v.)'ın Buharı'nin Sahih'indeki şu buyruğudur: "Kadın o vakit ya benim yiyecek ihtiyacımı karşılarsın ya da beni boşarsın der'' İşte bu, anlaşmazlığın olduğu yerde açık bir nastır. Bize göre darlık sebebiyle ayrılık, Şafii ise bu bain bir talaktır, diyen Şafii'ye hilafen bir tek ric'ı talaktır. Çünkü bu zifafa girdikten sonra bir ayrılıktır. Talak sayısı bununla tam olmaz. Herhangi bir ivaz ve erkeğe bir zarar dolayısıyla da olmamıştır. O bakımdan böyle bir ayrılık ric'idir. Buna dair asıl delil ise lIa yapanın yaptığı boşamadır.

 

3- Kadınlara Zarar Vermek Kastıyla Nikah Altında Alıkoymak:

 

"Veya iyilikle salın" yani onları boşayın, Buna dair açıklamalar önceden geçmiştir. "Ancak zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutmayın" buyruğuna dair Malik, Sevr b. Zeyd ed-Deyli'den şunu rivayet etmektedir: (İslam gelmeden önce) erkek hanımını boşar, sonra o kadına ihtiyacı da olmadığı, nikahı altında tutmak da istemediği halde ona ric'at yapardı. Böyle yapmaktan kastı ise kadına zarar versin diye kadının aleyhine iddeti uzatmaktı. Bunun üzerine Yüce Allah: "Ancak zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur" buyruğunu indirerek bu buyruğuyla onlara öğüt verdi.

 

ez-Zeccac der ki: "Kendi nefsine zulmetmiş olur" yani kendisini azaba maruz bırakmış olur, çünkü Yüce Allah'ın yasakladığını yapmak, Allah'ın azabına kendisini maruz bırakmaktır. Bu haber ise daha önce geçen: ''Boşama iki defadır" (el-Bakara, 229) buyruğunda açıklamış olduğumuz üzere cahiliyye döneminin karılarını boşayıp sonra ric'at yapmak şeklindeki uygulamalarını terketmeye dair nazil olduğu belirtilen habere uygun düşmektedir. Bu iki haber bize şunu bildirmektedir: Sözü geçen bu iki ayet-i kerimenin nüzulü birbirine yakın aynı hususu dile getirmek içindir. Bu ise erkeğin kadını alıkoyması ve ona zarar vermek kastı ile ric'at yapmasıdır. Bu (ayetlerin bu hususta nazil oldukları) açıkça anlaşılmaktadır.

 

4- Allah'ın Hükümleri Oyuncak Edinilmez:

 

Yüce Allah'ın: "Allah'ın ayetlerini oyuncak edinmeyin" buyruğunun anlamı şudur: Allah'ın hükümlerini oyuncak edinmeyin, onların hepsi ciddi ve kararlılık isteyen buyruklardır. Bu hükümler hakkında kim alay ederse o hüklimler onun için bağlayıcı olur.

 

Ebu'd-Derda der ki: Cahiliyye döneminde koca karısını boşar ve: Ben şaka olsun diye boşadım, derdi. Kölesini azad eder, nikahlar ve yine: Şaka olsun diye yaptım, derdi. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Hz, Peygamber de şöyle buyurdu: "Her kim hanımını boşar, kölesini azad eder, nikah yapar ya da başkasına nikahlar sonra da şaka yaptığını iddia ederse bilsin, ki o ciddidir.

 

Bunu Ma'mer rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bize İsa b. Yunus anlattı. İsa, Amr'dan o el-Hasen'den o Ebu'd Derda'dan nakletti; dedikten sonra bu hadisi bu manada zikretmiştir.

 

Malik'in Muvatta'ında da nakledildiğine göre Malik'e şu haber ulaşmış: Adamın birisi İbn Abbas'a demiş ki: Ben karımı yüz defa boşadım. Şimdi benim yükümlülüğüm sence nedir? İbn Abbas dedi ki: üç talak ile bu kadın senden boş oldu. Doksanyedi tanesi ile de Allah'ın ayetlerini oyuncak edinmiş oldun.

 

Darakutni de İsmail b. Umeyye el-Kuraşi'den o da Hz. Ali'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Peygamber (s.a.v.) bir adamın hanımını "elbette" ile boşadığını işitti. Bundan dolayı kızdı ve şöyle buyurdu: "Siz Allah'ın ayetlerini -veya Allah'ın dinini- oyun ve eğlence mi ediniyorsunuz? Her kim elbette ile hanımını boşarsa biz onu üç talak yapmış kabul ederiz. Ondan başka bir koca ile nikahlanmadıkça bir daha ona helal olmaz." Burada geçen İsmail b. Uleyye Kufeli ve hadisi zayıf bir kimsedir. (Darakutni, V, 20)

 

Aişe'den rivayet edildiğine göre kişi hanımını boşar sonra da; Allah'a yemin ederim ne sana miras bırakırım, ne de seni terkederim, derdi. Kadın: Peki bunu nasıl yapacaksın diye sorunca koca şöyle derdi: Tam iddetini bitirmeye yaklaştın mı tekrar sana ric'at yaparım. Bunun üzerine: "Allah'ın ayetlerini oyuncak edinmeyin" buyruğu nazil oldu.

 

İlim adamlarımız der ki: Bu konudaki bütün görüşler ayet-i kerimenin anlamının kapsamı içerisindedir. Çünkü Allah'ın ayetleri ile alayeden kimse hakkında: Onları alay konusu ve oyuncak edindi, denir. Allah'ın ayetlerini inkar edenlere de bu söylenir, onları bir kenara bırakıp onları almayan ve başkaları ile amel eden hakkında da bu tabir kullanılır. Buna göre bütün bu açıklamalar ve görüşler bu ayetin kapsamı içerisine girer. Allah'ın ayetlerinden kasıt ise O'nun gösterdiği deliller, emirleri ve yasaklarıdır.

 

5- Şaka ve Eğlence Olsun Diye Hanımını Boşayanın Hükmü:

 

Şaka yollu hanımını boşayan kimsenin bu boşamasının geçerli olacağı hususunda ilim adamları arasında görüş ayrılığı yoktur. Şu kadar var ki Yüce Allah'ın izniyle yeri gelince Tevbe Suresi'nde açıklanacağı üzere (65. ayet 3. başlıkta) bunun dışındaki akidlerde ise farklı görüşleri vardır. Ebu Davud'un Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "üç şey vardır ki ciddileri de ciddidir, şakaları da ciddidir: Nikah, talak ve ric'at." Ali b. Ebi Talib, İbn Mes'ud ve Ebu'd-Derda'dan şöyle dedikleri rivayet edilmektedir: üç şey vardır ki onların oyuncak edinilmesi sözkonusu değildir. Onları oyuncak olsun diye yapan da ciddidir: Nikah, boşama ve köle azad etme.

Şöyle de denilmiştir: Bu buyruğun anlamı Allah'ın emirlerini terketmeyiniz, o takdirde kusurlu hareket etmiş ve onları oyun edinmiş olursunuz. Bu ayet-i kerimenin kapsamına fiilen günah üzere ısrar etmekle birlikte, yalnızca sözle günahtan istiğfar dilemek de girer. Aynı şekilde bu kabilden olan herşey de bunun kapsamına girer. Bu noktanın iyice bellenmesi gerekir.

 

6- Allah'ın Nimetlerini ve Öğütleri Hatırlamak:

 

"Allah'ın" İslam ve hükümleri beyan etmek suretiyle "üzerinizdeki ni'metlerini ve kendileri ile size öğüt vermek üzere" yani korkutmak üzere "indirdiği Kitabı ve hikmeti düşünün." Burada hikmet Resulullah (s.a.v.)'ın vasıtası ile Kitabda hakkında nas buyurmadığı hususlarda Allah'ın muradını açıklayan sünnettir.

 

"Allah'tan korkun ve bilin ki Allah herşeyi hakkıyla bilendir." Bu buyruğa dair açıklamalar da önceden geçmiş bulunmaktadır.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Bakara 232

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR