MUKADDİME
Kur'an-ı Kerim'in
Surelerinin Faziletine Dair Uydurulmuş Hadisler:
Kur'an-ı Kerim sureleri,
sair amellerin faziletlerine dair uydurmacıların uydurduğu, iftiracıların
ortaya koyduğu yalan hadislerle, batıl haberlere iltifat edilmez. Bu gibi
hataları pek çok kimse işlemiştir. Bu hataları işleyenlerin bunda gözettikleri
maksatlar, farklı farklıdır. Zındıklardan Kufeli Muğire b. Said, zındıklığı
dolayısıyla asılmış bulunan Şamlı Muhammed b. Said ve benzeri bazı zındıklar,
hadis uydurmuş ve bu hadisleri başkalarına da nakletmişlerdir. Maksatları ise,
insanların kalplerine şüphe yerleştirmektir. Mesela Muhammed b. Said'in Enes b.
Malik'ten rivayetine göre güya Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuş: "Ben
peygamberlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber olmayacaktır. Allah'ın
dilemesi müstesna." Burada böyle bir istisnayı eklemesinin sebebi propagandasını
yaptığı inkar ve zındıklıktır.
Derim ki: Bunu İbn
Abdi'l-Berr "et-Temhıd' adlı eserinde zikretmiş ve hakkında birşey
söylememiştir. Bunun yerine buradaki istisnayı rüyaya hamlederek
yorumlamıştır. Doğrusunu en iyi bilen
Allah'tır.
Kimileri, hadisi insanları
davet ettikleri bir heva ve arzularını kabul ettirmek kasdıyla uydurmuştur.
Haricilerin ilim adamlarından birisi, tevbe ettikten sonra şunları söylemiş: Bu
hadisler bir dindir. O bakımdan dininizi kimden alıp öğrendiğinize iyi dikkat
ediniz. Bizler önceleri (ben tevbe etmeden önce) birşeyi arzu ettik mi, onu
hadis diye ileri sürüverirdik.
Bazıları -iddia
ettikleri gibi- hadisi hayır umarak, ecir bekleyerek uydurmuşlardır. Bu
hadisleriyle onlar, insanları faziletli amellere çağırıyorlardı. Nitekim Ebu
İsmet Nuh b. Ebi Meryem el-Mervezi ile Muhammed b. Ukaşe el-Kirmani, Ahmed b.
Abdullah el-Cüveybari ve başkalarından bu maksatla hadis uydurduklarını
belirttikleri rivayet edilmiştir. Ebu İsmet'i: Sen İkrime'den, o İbn Abbas'tan
Kur'an-ı Kerim'in süre süre faziletlerine dair rivayetleri nerden aldın? diye
sorulunca, şu cevabı vermiş: İnsanların Kur'an-ı Kerim'den yüzçevirerek Ebu
Hanife'nin fıkhı ile Muhammed İbn İshak'ın Megazisiyle uğraştıklarını görünce,
hasbeten lillah (Allah'tan ecir almak umuduyla) bu hadisleri uydurdum.
Ebu Amr Osman b.
es-Salah "Ulumu'l-Hadis" adlı eserinde şunları söylemektedir: Ubeyy
b. Ka'b'dan, o Peygamber (s.a.v.)'dan yoluyla, süre süre Kur'an'ın faziletine
dair rivayet edilen uzunca hadisin durumu da böyledir. Birisi, bu hadisin
nerden çıktığını araştırdı ve nihayette bu hadisi bir topluluk ile birlikte
uydurduklarını itiraf eden kişiyi tesbit etti. Zaten bu hadisin uydurma
olduğunun etkileri açıkça hadisin kendisinden anlaşılmaktadır. Müfessir
el-Vahidı ve bunu zikreden müfessirler bu hadisi tefsirlerine almakla hata
etmişlerdir.
Hadis uyduranların bir
kısmı da dilenci ve başkalarının eline bakan kimselerdir. Bunlar çarşı
pazarlarda durur, ezberledikleri sahih birtakım senetlerle, Peygamber
(s.a.v.)'e hadis uydururlar. Bu senetlerle uydurdukları hadisleri zikrederler.
Ca'fer b. Muhammed et-Tayalisı anlatıyor: Bir seferinde Ahmed b. Hanbel ile
Yahya b. Main, Rusafe mescidinde namaz kıldılar. Önlerinde kıssacı birisi
dikildi ve dedi ki: Bize Ahmed b. Hanbel ile Yahya b. Main anlatarak dediler
ki: Bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Katade'den o Enes'ten rivayetle
dedi ki: Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim la ilahe illallah diyecek
olursa, onun her bir kelimesinden gagası altından, tüyleri mercandan bir kuş
yaratılır... Böylece yaklaşık yirmi sahife tutacak kadar bir kıssa anlatır.
Ahmed, Yahya'ya, Yahya da Ahmed'e bakar durur. Bu adama bunu sen mi rivayet
ettin? diye birbirlerine sorarlar. Öteki: Allah'a yemin ederim, ben bunu şu ana
kadar hiç duymamıştım. Her ikisi de kıssacı kıssasını bitirinceye kadar
sustular. Daha sonra Yahya, bu kıssacıya: Bu hadisi sana kim rivayet etti,
deyince adam: Ahmed b. Hanbel ile Yahya b. Main dedi. Yahya:
İbn Main benim, Ahmed b.
Hanbel de budur. Bizler Rasülullah (s.a.v.)'ın hadisleri arasında böyle birşey
işitmedik. Eğer mutlaka yalan söylemek istiyor isen, bizden başkasına isnad
ederek yalan uydur. Kıssacı ona: Gerçekten sen Yahya b. Main misin? diye
sorunca: Evet, der. Kıssacı şu cevabı verir. Yahya b. Main'in ahmak olduğunu
işitir dururdum. Ne derece ahmak olduğunu da şu anda öğrendim. Benim ahmak
olduğumu nasıl anladın? diye sorar. Adam şöyle cevap verir: Sanki dünyada
senden başka Yahya b. Main ile bundan başka Ahmed b. Hanbel yok mu? Ben bu
adamdan başka adı Ahmed b. Hanbel olan onyedi kişiden hadis yazmış bulunuyorum.
Bunun üzerine Ahmed b. Hanbel elbisesinin kolu ile yüzünü örttü: Ve bırak adam
kalkıp gitsin, dedi. Onlara alaylı bakışlarla kalkıp gitti.
İşte bu kesimler ve
onların durumlarında olanlar, Rasülullah (s.a.v.)'e iftira yoluyla hadis
uyduran kimselerdir.
Anlatıldığına göre Harun
er-Reşid, güvercinlerle vakit geçirmekten hoşlanırmış. Bir gün yanında Kadi
Ebu'l-Bahteri'nin de bulunduğu sırada kendisine güvercin hediye edilir.
Ebu'l-Bahteri der ki: Ebu Hureyre, Peygamber (s.a.v.)'dan şöyle dediğini
rivayet etmektedir: "Yarış ya deve yahut at veya kanat (lı hayvan) ile
yapılır." (Ebu Davud, Cihad 60; Tirmizi, Cihad 22; Nesai, Hayl 14; Müsned,
2, 256, 474)
Ebu'l-Bahteri bu
rivayetinde "veya kanat" ibaresini fazladan koyar. O bunu sırf Harun
er-Reşid için uydurdu. Harun er-Reşid de ona oldukça büyük bir mükafat verdi.
Yanından çıkınca er-Reşid dedi ki: Allah'a yemin ederim, onun yalan söylediğini
biliyorum. Sonra da güvercinlerin kesilmesini emretti. Ona: Güvercinin günahı
ne, diye sorulunca şu cevabı verdi. Bu güvercinler yüzünden Rasülullah
(s.a.v.)'e yalan yere hadis isnad edildi. İlim adamları da bundan dolayı ve
başka sebepler dolayısıyla uydurduğu hadisleri terkettikleri hiçbir şekilde
ilim adamları ondan gelen hadisleri hadis diye yazmazlar.
Derim ki: Eğer insanlar
sahih kitaplarda, müsnedlerde ve ilim adamları arasında kabul görüp fukaha
imamların rivayet ettiği tasnif edilmiş kitaplarda sahih olan hadislerle
yetinmiş olsalardı, gerçekten de başkalarına ihtiyaçları olmaz ve Rasülullah
(s.a.v.)'ın şu buyruğunda yer alan tehdit edici ifadelerin kapsamına
girmezlerdi: "Bildiğiniz dışında benden hadis nakletmekten sakınınız. Kim
kasten bana yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın. "(Müsned, I,
293, 323; Tirmizi, Tefsir 3951. had)
Hz. Peygamber'in yalana
karşı ümmetini cehennem ile korkutması, onun kendisine iftira ve yalan yoluyla
hadis isnad edileceğini bildiğinin delilidir. Bu din düşmanlarının uydurduğu,
müslümanlar arasında yer alan zındıkların amellere teşvik, korkutmak ve buna
benzer hususlara dair uydurdukları hadislerden sakındıkça sakınmak gerek. Bu
hadis uydurmacıları arasında en büyük zararı olanlar ise, zahidliğe müntesib
olan birtakım kimselerdir. Bunlar, kendilerinin iddia ettiklerine göre, ecir
umarak hadis uydurmuşlardır. İnsanlar ise, onlara duydukları güven sebebiyle
onlara meylederek uydurdukları hadisleri kabul ettiler. Böylelikle bu
uydurmacılar, kendileri saptıkları gibi başkalarını da saptırdılar.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN
Kur'an'da
Fazlalık veya Eksiklik Vardır, Diyenlere Reddiye