MUKADDİME
Hz. Ömer ve Hişam ile
ilgili Hadisin Anlamı:
İbn Atiyye der ki: Yüce Allah,
peygamberine yedi harfi (okuma şeklini) mübah kılmış ve Cebrail (a.s) Peygamber
ile karşılıklı okumalarında bunlara göre onu okutmuştur. Bu okuyuş şekillerinde
ise, i'caz ve ifadelerin eşsiz bir şekilde dizilişi sözkonusudur. Hz.
Peygamber'in: "Ondan kolayınıza geleni okuyunuz" buyruğundan kasıt,
ashab-ı kiramdan her birisi herhangi bir kelimeyi bu okuma şekillerinden
birisiyle değiştirmek istedi mi kendiliğinden onu değiştirmesinin mübah
olduğunu ifade etmez. Durum böyle olsaydı Kur'an-ı Kerim'in i'cazı ortadan
kalkar ve şunun bunun değiştirme lerine maruz kalırdı. Ve sonunda Allah
tarafından indirildiği şekilden başka bir hal alırdı. Bu konuda mübahlık sadece
yedi harf te ve Peygamber (s.a.v.) ümmetine genişlik sağlaması için sözkonusu
olmuştur. O da bir sefer Hz. Ubeyy'e Cebrail'in kendisine okuttuğu şekilde
okutmuş, bir başka sefer İbn Mes'ud'a yine Cebrail'in kendisine okuttuğu
şekilde okutmuştur. İşte Ömer b. el-Hattab'ın Furkan süresini okuyuşu ile Hişam
b. Hakim'in bu süreyi okuyuşu bu şekildedir. Yoksa Peygamber (s.a.v.)'in her
birisinin okuyuşu için -ihtilaf ettikleri halde- "Cebrail bana bu şekilde
okuttu" demesi nasıl doğru bir şekilde anlaşılabilir? (Buhari, F.Kur'an 5;
Müslim, S.Müsafirın 270)
Bu, olsa olsa Hz.
Cebrail'in bir sefer bu şekilde bir başka sefer de diğer şekilde okutması
şeklinde anlaşılabilir. İşte Enes (r.a)'ın:
"Gerçektengeceleyin
kalkan nefs, hem uygunluk bakımından daha kuvvetlidir, hem de söyleyiş
bakımından daha sağlamdır" (Müzemmil, 6) buyruğunda yer alan (...) kelimesini
(...) şeklinde okuyunca ona: Bizler (...) şeklinde okuyoruz derler. Enes (r.a)
da buna karşılık olarak "Bunların hepsi aynı manayadır" cevabını
verir. Bunun anlamı olsa olsa bunun Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edilerek
geldiği şeklinde olabilir. Aksi takdirde eğer insanlardan herhangi bir kimse bu
değişikliği yapabilecek olsaydı Yüce Allah'ın: "Muhakkak Zikri Biz
indirdik, onu koruyacak olan da bizleriz" (el-Hicr, 9) buyruğunun ifade
ettiği gerçek ortadan kalkardı.
Buhari, Müslim ve
başkaları, Ömer b. Hattab (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Ben,
Hişam b. Hakim'in Furkan süresini benim okuduğumdan başka türlü okuduğunu
işittim. Rasülullah (s.a.v.) bu süreyi bana okutmuş, öğretmişti. Nerdeyse elimi
çabuk tutup ona müdahale edecektim. Fakat okuyuşunu biririnceye kadar ona
mühlet verdim, ilişmedim. Daha sonra elbiselerini boynunun altında toplayıp
yakasından yakaladım, Rasülullah (s.a.v.)'in huzuruna getirdim ve: Ey Allah'ın
Rasülü dedim. Ben bunun, Furkan süresini bana okuttuğundan başka türlü
okuduğunu duydum. Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Onu bırak. (Ona da dönüp):
Oku, dedi. Hişam benim işittiğim şekilde okudu. Rasülullah (s.a.v.): "Bu
şekilde nazil oldu," diye buyurdu. Daha sonra bana dönüp: "Sen
oku" dedi. Ben de bildiğim şekilde okudum. Bana da: "Bu şekilde
indirildi" dedi. "Muhakkak bu Kur'an-ı Kerim yedi harf üzerine
indirilmiştir, siz ondan kolayınıza geleni okuyunuz." (Buhari, F.Kur'an 5,
S.Müsafirin 273)
Ben derim ki: Hz.
Ömer'den rivayet edilen bu hadisin anlamına yakın Müslim tarafından Ubeyy b.
Ka'b'dan gelen şu rivayet de vardır: Mescidde bulunduğum sırada bir adam
mescide girdi, namaz kılmaya başladı. Benim kabul edemeyeceğim bir şekilde
Kur'an okudu. Daha sonra, bir başkası girdi, o da bir önceki adamın okuduğundan
farklı bir şekilde okudu. Namazı bitirdikten sonra hep birlikte Rasülullah
(s.a.v.)'in huzuruna girdik ve ben şöyle dedim: Bu adam benim kabul
edemeyeceğim bir şekilde Kur'an okudu. Daha sonra öteki girdi. O da kendisinden
öncekinin okuduğundan farklı okudu. Peygamber (s.a.v.) her iki kişiye de
okumalarını emretti. Peygamber (s.a.v.), ikisinin de okuyuşunu güzel buldu.
İçimde cahiliyye dönemindekini de geride bırakacak şekilde bir yalanlama
başgösterir gibi oldu. Peygamber (s.a.v.) içine düştüğüm durumumu görünce
göğsüme vurdu. Her tarafımdan terler boşandı. O kadar korktum ki, bana Yüce
Allah'ın huzurunda imişim gibi geldi. Hz. Peygamber bana şöyle dedi: "Ey
Ubeyy, bana Kur'an-ı Kerim'i tek bir harf üzere oku diye elçi gönderildi. Ben
ona: ümmetime kolaylaştır diye karşılık verdim. İkinci defa bana: Onu iki harf
üzere oku diye haber geldi. Ben ikinci olarak: ümmetime kolaylık sağla diye
karşılık verdim. üçüncü defa bana, Kur'an-ı Kerim'i yedi harf üzere oku diye
gönderildi. Sana geri çevirdiğim her bir sefer karşılığında benden isteyeceğin
bir dilek de vardır. Bu sefer ben şöyle dedim: Allah'ım, ümmetimi bağışla,
Allah'ım ümmetimi bağışla. üçüncüsünü ise, İbrahim (a.s) dahil olmak üzere
bütün insanların bana ihtiyaç duyacağı bir güne sakladım." (Müslim, S.Müsafirin
273)
Ubeyy (r.a)'ın:
"Bir yalanlama başgösterir gibi oldu" ifadesinin anlamı bir şaşkınlık
ve bir dehşet beni kapladı. Yani, şeytan tarafından onu şaşırtmak ve dehşete
düşürüp ayağını kaydırmak istediğinden, esasında pek o kadar büyük ve önemli
olmayan birşeyolan kıraat farklılıklarını ona çok büyük bir şey gibi gösterdi.
Yoksa kıraatlerin farklılığından dolayı bu kadar büyük bir olumsuzluğu ve
yalanlamayı gerektirecek taraf ne olabilir ki? Kıraat farklılığından daha büyük
birşeyolan nesh hakkında bile bu sözkonusu olmadığına göre ki bundan dolayı
Allah'a hamdolsun- kıraat farklılıkları nerede kalır ki?
Peygamber (s.a.v.) Hz.
Ubeyy'e böyle bir duygunun geldiğini görünce göğsüne vurarak, onu uyardı. Bunun
akabinde Hz. Ubeyy'in kalbine genişlik geldi, içi aydınlandı. O kadar ki, adeta
Allah'ın huzurunda imiş gibi kendisini görmek noktasına ulaştı. Hatırına gelen
bu düşüncenin ne kadar çirkin olduğunu açıkça anlayınca Yüce Allah'tan korktu
ve utancından dolayı her tarafından terler boşandı. İşte onun hatırına gelen bu
olumsuz düşünce Peygamber (s.a.v.)'e ashab-ı kiramın: "Bizler içimizde
herhangi bir kimsenin dile getirmesini çok büyük bir iş olarak değerlendirdiği
birtakım duygular duyuyoruz" şeklindeki sorularına: "Böyle bir şeyi
bulabiliyor musunuz?" diye soru ile karşılık vermesine benzer. Ashab-ı
kiram: Evet deyince, Hz. Peygamber: "İşte imanın sarih şekli budur"
cevabını verir. Bu hadisi Müslim, Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir. (Müslim,
İman 209)
Buna dair açıklamalar
Yüce Allah'ın izniyle A'raf suresinde gelecektir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN
Kur'an'ın
Toplanması ve Hz. Osman'ın Mushafı Yazdırma Sebebi