MUKADDİME
Kitabın Sünnet ile
Açıklanması ve Bu Hususta Gelen Rivayetler:
Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Biz, sana da bu Zikri (Kur'an'ı), insanlara kendilerine ne
indirildiğini açıkça anlatasın diye indirdik. "(en-Nahl, 44)
Bir başka yerde de şöyle
buyurmaktadır: "Onun emrine aykırı hareket edenler, kendilerine bir mihnet
veya acıklı bir azabın gelip çatmasından çekinsinler. "(en-Nur, 63)
Yine Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır: "Muhakkak ki sen dosdoğru yola ulaştırısın. "(eş-Şura,
52)
Yüce Allah, birden çok
ayet-i kerimede Peygamberine itaati farz kılmış ve kendi zatına itaat ile
birlikte onu da sözkonusu etmiştir. Şöyle buyurmaktadır: "Peygamber size
ne verdiyse onu alın ve neyiyasak ettiyse ondan sakının. "(el-Haşr, 7)
İbn Abdi'l-Berr
"Kitabu'l-ilm"de Abdurrahman b. Yezid'den şöyle dediğini
kaydetmektedir: Abdurrahman hacc için ihrama girmiş bir kimsenin elbiselerini
giymiş olduğunu görür. Elbiselerini çıkarmasını söyleyince adam:
Allah'ın Kitabı'ndan
elbisemi çıkartmamı öngören bir ayet göster bana. Abdurrahman ona:
"Peygamber size ne verdiyse onu alın ve neyi yasak ettiyse ondan
sakının" (el-Haşr, 7) ayetini okur.
Hişam b. Huceyr'in de
şöyle dediği rivayet edilmektedir: Tavus, ikindiden sonra iki rekat namaz
kılardı. İbn Abbas ona: Bu iki rekatı kılmaya son ver, deyince şöyle dedi:
Uyulan sünnet edinilir diye bunların kılınmaları yasaklandı, diye cevap verince
İbn Abbas da şöyle der: Resulullah (s.a.v.) ikindiden sonra namaz kılınmasını
yasaklamıştır. Ben, bu iki rekatı kılıyorsun diye sana azap mı edilecek yoksa
ecir mi verilecek bilmiyorum. Çünkü şanı Yüce olan Allah şöyle buyurmaktadır:
"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman hiçbir mü'min erkek ve mü'min
kadına işlerinde istedikleriniyapmak yetkisi verilmemiştir. ''(el-Ahzab, 36)
Ebu Davud rivayet
ediyor.. .. el-Mikdam b. Ma'di Kerib, Resulullah (s.a.v.)'ın şöyle dediğini
rivayet etmektedir: "Şunu bilin ki bana Kitap ve onunla birlikte onun
gibisi de verilmiştir. Şunu bilin ki aradan fazla geçmeden karnı tok bir adam
koltuğuna oturarak şöyle diyecektir: Siz bu Kur'an'a bağlanmaya bakınız. Onda
helal diye gördüğnüz bir şeyi helal, haram diye gördüğünüz bir şeyi de haram
belleyiniz .. Şunu biliniz ki evcil eşekler ve yırtıcı hayvanlardan azı dişi
olan her bir hayvan, antlaşmalı bir kimsenin kaybedip de sizin bulduğunuz bir
malı size helal değildir. Ancak sahibinin ona ihtiyaç duymaması müstesna.
Herhangi bir topluluğun yanına misafir olarak konaklayan kimseye, o topluluğun
ikramda bulunmaları görevidir. Eğer ona ikramda bulunmayacak olurlarsa, ona
vermeleri gereken ziyafet kadarı (nı almak sureti) ile onları cezalandırabilir.
" (Müsned, IV, 131; Ebu Davud, Sünne 5; Tirmizi, İlm 10; ibn Mace,
Mukaddime 2. Ayrıca bk. Darimi, Mukaddime 48)
el-Hattabi der ki: Hz.
Peygamber'in: "Bana Kitap ve onunla birlikte onun gibisi verilmiştir"
buyruğunun iki şekilde anlaşılma ihtimali vardır: Birinci ihtimale göre anlamı
şudur: Hz. Peygamber'e zahiren tilavet edilen vahiy verildiği gibi, ona tilavet
edilmeyen batınen vahiy de verilmiştir. İkinci anlam, ona Kitab-ı Kerim
okunarak kendisi ile ibadet olunan bir vahiy olarak verilmiştir. Ayrıca onun
gibi sözlü açıklama da ona verilmiştir. Yani Kitab-ı Kerim'de bulunan ifadeleri
açıklamasına, ayetlerin umumi olduğunu belirtmesine yahut hükümlerini tahsis
etmesine, fazladan hüküm koymasına ve Kitab-ı Kerim'de bulunan hükümleri teşri'
buyurmasına izin verilmiştir. O takdirde Kur'an-ı Kerim'in tilavet edilip
okunan zahir vahyinde olduğu gibi aynen bunları da kabul etmek gerekir ve
gereklerince amel etmek icabeder.
Hadis-i şerifte geçen
"aradan fazla geçmeden karnı tok bir adam .... " ifadesiyle Hz.
Peygamber, -Harici ve Rafizilerin yaptığı gibi- Kur'an-ı Kerim'de sözkonusu
edilmemiş ve kendisinin ortaya koyduğu Sünnetlere aykırı davranmaktan
sakındırmaktadır. Çünkü Haricilerle Rafiziler, Kur'an-ı Kerim'in zahirine
yapıştılar ve Kitabın beyanını ihtiva eden Sünneti terkettiler. O bakımdan
şaşırdılar ve saptılar.
Hadis-i şerifte geçen
"koltuk" ifadesiyle evlerden dışarı çıkmayan ve ilmi öğrenilebilecek
yerlerde aramayan, lüks, refah ve rahat içerisinde yaşayan kimseleri
kastetmektedir. Hadis-i şerifte geçen: "sahibinin ona ihtiyaç duymaması
hali müstesna..." ifadesi: Sahibi o kaybedilen eşyaya ihtiyaç duymayarak
onu bulana terketmesi hali müstesna, demektir. Yüce Allah'ın şu buyruğunda
olduğu gibi: ''Böylece onlar, inkar etmiş ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (onların
iman ve itaatlerine) muhtaç olmadığını göstermişti. ''(et-Teğabun, 6) Allah
onlara ihtiyaç duymayarak onları bırakmıştı, demektir.
Hadis-i şerifte geçen:
"Ona vermeleri gereken ziyafet kadarı ile onları cezalandırabilir"
ifadesi yiyecek birşey bulamayıp ölmekten korkan, zaruret halinde olan kimse
hakkındadır. Böyle bir kimse, kendisine ikramda bulunmayan o kimselerden
kendisini mahrum ettikleri ikram karşılığında ikram kadarını almak hakkına
sahiptir. "Onları cezalandırmak" anlamına gelen (...) kelimesi şeddeli
olarak da (yuakkıbehum) şeklinde ve (muakabe)den, şeddesiz olarak da rivayet
edilmektedir. Yüce Allah'ın: ''Şayet ceza ile karşılık verecek olursanız ...
"(en-Nahl, 126) buyruğu da burdan gelmektedir. Yani eğer siz galip gelir
ve onlardan ganimet alırsanız .. anlamındadır. İşte bu durumda olan (misafir
olarak kendisine ikram olunmayan) kimsenin de kendisine yapılacak ikram
kadarını da mallarından alma hakkı vardır. (el-Hattabi devamla) der ki: Bu
hadis-i şerifte hadisin ayrıca Kur'an-ı Kerim'in nasları ışığında gözden
geçirilmeye ihtiyacı olmadığına delalet vardır. Çünkü Resulullah (s.a.v.)'dan
olduğu sabit olan bir buyruk, bizatihi bir hüccettir. Bazılarının: "Size
hadis geldiğinde onu Allah'ın Kitabı'na arzediniz, ona uygun gelirse alınız,
uygun gelmezse reddediniz" şeklinde hadis diye yaptıkları rivayet
batıldır, aslı yoktur.
Diğer taraftan Peygamber
(s.a.v.)'ın beyanı iki türlüdür: Birisi Kitapta mücmel olarak gelen ifadeyi açıklamaktır.
Beş vakit namazı, vakitlerini, secdelerini, rükularını ve diğer hükümlerini
açıklaması, zekatın miktarını, vaktini, hangi mallardan alınacağına dair
açıklamaları, haccın menasikini açıklaması gibi. Nitekim Resulullah (s.a.v.)
haccını eda ettiğinde insanlara şöyle söylemiştir: "Hacc ibadetinizin
şeklini benden öğreniniz." (Müslim, Hacc 310; Ebu Davud, Menasik 77;
Müsned, 3, 318, 337 ... )
Yine Hz. Peygamber'in:
"Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz, siz de öyle namaz kılınız."
diye buyurduğu Buhari'de rivayet edilmektedir. (Buhari, Ezan 18; Müsned, V, 53)
İbnü'l-Mubarek'in
rivayet ettiğine göre İmran b. Husayn, adamın birisine şöyle demiş: Sen ahmak
bir insansın. Öğlen farzının dört rekat olduğunu ve o rek'atlerde açıktan
Kur'an okunmayacağını Allah'ın Kitabı'nda görüyor musun? Daha sonra İmran (r.a)
ona namazı, zekatı ve buna benzer hususları sayar ve şöyle der: Sen bütün
bunların Allah'ın Kitabı'nda genişçe açıklanmış olduğunu görüyor musun? Yüce
Allah'ın Kitabı bunları müphem olarak zikretmiş, Sünnet de bunları açıklamış
bulunmaktadır.
Evzai'nin rivayetine
göre Hassan b. Atiyye şöyle demiştir: Vahiy, Resulullah (s.a.v.)'e nazil
oluyor, Cebrail de bunu açıklayan Sünneti Hz. Peygamber'e getiriyordu. Said b.
Mansur rivayetle dedi ki: Bize İsa b. Yunus, el-Evzai'den, o Mekhul'dan şöyle
dediğini rivayet etmektedir: Kur'an'ın (anlaşılmak için) Sünnete duyduğu
ihtiyaç, Sünnetin (anlaşılmak için) Kur'an'a duyduğu ihtiyaçtan fazladır.
Yine aynı senedle
el-Evzai şöyle demiştir: Yahya b. Ebi Kesir dedi ki: Sünnet Kitaba karşı hüküm
vericidir. Fakat Kitap Sünnet ile alakalı hüküm vermek durumunda değildir.
el-Fadl b. Ziyad der ki:
Ebu Abdullah'a -yani Ahmed b. Hanbel'e- Sünnetin Allah'ın Kitabı'na karşı hüküm
verici olduğuna dair rivayet edilen hadis hakkında soru sorulmuş ve o da şöyle
demiştir: Ben böyle bir söz söylemeye cesaret edemem. Ancak derim ki: Sünnet
Allah'ın Kitabı'nı açıklar ve beyan eder.
Bir diğer beyan şekli
ise, Allah'ın Kitabı'nın hükmünden başka hüküm ortaya koymaktır. Kadının halası
ve teyzesi ile birlikte nikahlanmasının haram kılınması, evcil eşeklerin ve
parçalayıcı azı dişi olan yırtıcı hayvanların yenmesinin haram kılınması, şahid
ile birlikte bir yeminle hüküm vermek ve buna benzer -inşaallah- ileride
açıklanacak diğer hükümler buna örnektir.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN
Kitap ve Sünneti
Öğrenip Fıkhi incelikleri Kavrama ve Kur'an'la Amel Etme