HAKİM

el-Müstedrek

DEHŞETLİ OLAYLAR

 

3612- Allah'ın Sak (Bacak)ının Üzerini Açması ve Kıyamet Gününde Kulların Secde Etmesi

3613- Cehennem Üzerindeki Köprü ve insanların Üzerinden Geçmesi Hakkında

 

8775- ... Bize Cafer b. Avn tahdis etti, bize Hişam b. Sadd bildirdi, biZe Zeyd b. Eslem, Ata b. Yesar’dan tahdis etti. O Ebu Said el-Hudri (r.a)’den şöyle dediğini nakletti: Ey Allah'ın Rasulü kıyamet gününde Rabbimizi görecekmiyiz? dedim. O: "Öğle vaktinde hava açıkken ve hiç bulut yokken güneşi görmekte bir sıkıntı çekiyor musunuz?" diye sordu. Biz: Hayır, ey Allah'ın Rasulü deyince, şöyle buyurdu: "Peki, hava açıkken, gökte de bulut yokken ondördündeki ayı görmekte bir sıkıntı çekiyor musunuz?" Onlar hayır deyince, devamla şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde (Allah'ı) görmekte çekeceğiniz sıkıntı ancak bu ikisinden birisini görürken çektiğiniz sıkıntı kadardır. Kıyamet günü gerçekleşeceğinde bir münadi şöyle seslenecektir: Şunu duyun her bir ümmet (dünyada iken) neye ibadet ediyor idiyse onu bulup, ona katılsın. İster bir puta, ister bir heykele, ister bir surete ibadet eden herkes gidecek ve nihayet ateşe ardı arkasına düşecekler. Geriye iyi ya da günahkır bir tek Allah'a ibadet edenler ile kitap ehlinden bazı kalıntılar kalacak. Sonra cehennem birbirini adeta yiyip bitiren bir şekilde bir serapmış gibi gösterilecek. Sonra Yahudiler çağrılacak, siz neye ibadet ediyordunuz diyecek. Onlar, Allah'ın oğlu Uzeyr'e diyecekler. O: Yalan söylediniz, Allah ne bir eş, ne de bir evlat edinmiştir. Şimdi ne istiyorsunuz diyecek. Onlar: Rabbimiz susadık, bize içecek ver diyecekler. O: Neden gitmiyorsunuz diyecek, onlar da gidecekler ve sonunda ardı arkasına ateşe düşecekler. Sonra hristiyanlar çağrılacak. Neye ibadet ediyordunuz diyecek, onlar biz Allah'ın oğlu Mesih'e ibadet ediyorduk diyecekler. O: Yalan söylediniz, Allah ne bir eş, ne bir evlat edinmiştir. Şimdi ne istiyorsunuz? diyecek, onlar:

Rabbimiz susadık, bize içecek ver diyecekler. O: Neden gitmiyorsunuz ki? diyecek, onlar da gidecekler ve sonunda ateşe arka arkaya düşecekler. Geriye? olsun, günahkar olsun bir ve tek Allah'a ibadet eden kimseler kalacak. Sonra Allah bize kendisini ilk defa gördüğümüz suretinden bir başka surette görünecek ve: Ey insanlar her bir ümmet daha önce neye ibadet ediyorsa, gidip ona katıldı. Siz ise geri kaldınız diyecek. O gün nebiler dışında kimse onunla konuşmayacak. Nebiler de: Biz dünyada iken insanlarla birlikte olmaya daha çok ihtiyacımız varken bile insanlardan ayrı kalmıştık. Şimdi her bir ümmet dünyada iken ibadet ettiğine katıldı. Bizler de kendisine ibadet ettiğimiz Rabbimizi bekliyoruz. Rableri: Ben sizin Rabbinizim diyecek, onlar: Senden Allah'a sığınırız diyecekler. O: Peki, sizinle Allah arasında kendisini onunla tanıyacağınız bir alametiniz var mı diyecek, onlar evet bacak diyecekler. Bu sefer bacağın üzeri açılacak, onlar da hep birlikte secdeye kapanacaklar. Dünyada iken başkalarına duyurmak, riyakarlık yapmak ve münafıklıktan ötürü secde etmiş olan herkesin mutlaka sırtı tek bir parça haline gelecektir. Secde etmek istedikçe sırt üstü yere yıkılacaktır. (Allah Rasulü devamla) buyurdu ki: Sonra bizim iyilerimiz ve günah işlemiş olanlarımız (secdeden) kaldırılır. Bu sefer Allah ilk defasında kendisini görmüş olduğumuz suretinde bize görünmüş olacak ve: Ben Rabbinizim buyuracak. Onlar: -Üç defa- evet sen bizim Rabbimizsin diyecekler. Sonra cehennem üzerine köprü kurulacak."

Biz: Analarımız babalarımız sana feda olsun, köprü nedir ey Allah'ın Rasulü? dedik. Şöyle buyurdu: "Kaygan mı kaygan bir yerdir. Onun (etrafında) kancaları vardır. Necid'in Akik taraflarında kendisine es-Sadan denilen kocaman dikenleri vardır. Mümin kişi şimşek gibi, göz açıp kapar gibi, rüzgar gibi, kuş gibi, en asil atlar ve binekler gibi (hızla) geçer. Kimisi tamamen esenliğe kavuşmuş olarak kurtulur, kimisi yara bere ile serbest bırakılır, kimisi de cehennem ateşinde üst üste yığılır. Nefsim elinde olana yemin ederek söylüyorum ki sizden herhangi birinizir: (dünyada) müminlerden (alacağı) kanaatinde olduğu bir hakkının tahsil edilmesi hususundaki müracaatı ve ısrarı kardeşlerinin cehenneme gittiklerini göreceği vakit (cehennemden çıkarılmaları için yapacakları ısrardan daha ileri değildir. Şöyle diyecekler: Rabbimiz (onlar) bizin: kardeşlerimizdi. Bizimle birlikte namaz kılar, bizimle beraber oruç tutar, bizlerle hacca gider, bizlerle birlikte cihad ederlerdi. Şimdi ateş onları almış bulunuyor. Yüce ve Mübarek Allah şöyle buyuracak: Haydi gidin suretinden tanıdığınız kim varsa onu çıkarın. Onların suretleri (yüz şekilleri) ateşe haram kılınmış olacak. Kişi ateşin bir kimseyi ayaklarına kadar, bacaklarının ortasına kadar, diz kapaklarına kadar, gırtlağına kadar kaplamış olduğunu görecek ve oradan pek çok insanları çıkaracaklar. Sonra geri dönüp (Rableriyle) konuşacaklar. O hep onlara (aynı şeyi söyleyecek) sonunda şöyle buyuracak: Gidin kalbinde hayır adına zerre ağırlığı kadar dahi bulduğunuz kimseleri çıkartın."

 

Ebu Said bu hadisi naklettiği zaman şöyle derdi: Eğer (bunu) doğrulamıyor iseniz o vakit "Allah şüphesiz zerre ağırlığı kadar dahi zulmetmez. (Yapılan) bir iyilik olursa onu kat kat arttırır ve lutfundan büyük bir mükafat verir." (Nisa, 40) buyruğunu okuyun.

 

"Derler ki: Rabbimiz biz orada hayır namına bir şey bırakmadık. Yüce Allah da şöyle buyuracak: Geriye erhamu'r-rahimin (merhametlilerin en merhametlisi)den başka kimse kaldı mı? Melekler şefaat etnebiler şefaat etti artık geriye erhamu'r-rahimin'den başkası kaldı mı; (Allah Rasulü devamla) buyurdu ki: "Sonra ateşten bir avuç alır, hayır diye hiçbir şey işlememiş bulunan ve kömüre dönmüş kimseleri çıkartır ve onlar "hayat ırmağı" denilen bir ırmağın içine atılırlar. O su içerisinde yeniden biterler. Nefsim elinde olana yemin ederim ki (bu yeniden bitmeleri) selin sürükledikleri arasında bir tohum tanesinin yetişmes ne benzer. Siz böyle bir tanenin yetişmesi halinde yanındakilerle birlik te gölgede olduklarından ötürü sarı ama onların yanındakilerin güneş (ışığını aldığın)dan dolayı da yeşil olduğunu görmüyor musunuz?"

 

(Ebu Said) dedi ki: Ey Allah'ın Rasulü sanki sen davarlarla birlikte (böyle yerlerde) bulunmuş gibisin dedik. Devamla şöyle buyurdu: "Onlar bu şekilde bitip gelişirler ve inci gibi çıkarlar. Boyunlarına mühürler vurulur sonra cennete salınırlar. Cennetlikler ise: Bunlar cehennemiler (cehennemden son çıkmış olanlar)dır. Bunlar daha önceden işlemiş oldukları bir amel, önden gönderdikleri bir hayır bulunmaksızın (Allah'ın ateşten çıkardığı kimselerdir diyecekler. Yüce Allah da: Alın, ne alırsanız sizindir buyuracak. Onlar da alabildiklerini alacaklar sonunda: Aziz ve celil olan Allah aldıklarımızı bize vermeyecektir diyecekler. Şanı yüce ve mübarek olan Allah ise: Ben size aldıklarınızdan daha fazlasını da verdim buyuracak. Onlar: Peki, Rabbimiz bundan ve (emir verdiğin üzere) aldıklarımızdan daha üstün ne olabilir ki diyecekler? O: Gazap sözkonusu olmaksızın benim rızam buyuracak."

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bu hadisi bu lafızlarla tahriç etmemişlerdir. Ancak her ikisi ittifakla ez-Zühri, Said b. el-Müseyyeb 'den ve Ata b. Yezid el-Leysi, Ebu Hureyre'den diye naklettikleri hadisi muhtasar olarak rivayet etmişlerdir. Müslim de tek başınaAbdurrezzak, Ma'mer’den, o Zeyd b. Eslem’den, o Ata b. Yesar’dan, o Ebu Said’den bu anlatım ın yarısından daha azını ihtiva eden bir rivayeti zikretmiş bulunmaktadır.

 

Diğer Tahric: Fethu'l-Bari, VIII, 538 ve XIII, 362'de belirtildiği üzere Buhari; Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, s. 344; Müslim, I, 114; İbn Huzeyme, Tevhid, s. 113; İmam Ahmed, Müsned, III, 16; Nesai, VIII, 112; İbn Mace, 60, 4280 ve başkaları. Hadis Buhari ve Müslim'de bu şekilde uzun ve bu anlatım ile yer almıştır. Ancak bazı lafızlarda oldukça basit birtakım ihtilaflar ve son derece az fazlalıklar sözkonusudur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

3614- Kıyamet Gününde Küçük Büyük Günahları Sebebiyle Yakalanmış Birtakım Kimselere Allah'ın Son Lütuf ve ihsanı